| Koskoca bir kıtanın kişisel nedenle kaybıİS 1001
 
 11. yüzyıl Viking  halklarının en güçlü olduğu dönemdi. Kanunları çok iyi düzenlenmiş,  vahşetleriyle ünlenmişlerdi. Yöneticileri dünyanın en zengin ve en  güçlülerindendi. Bizans İmparatorluğu'nun gurur duyduğu şeylerden biri,  İmparator Varangian'ın muhafızlarının tamamen Rusya'dan ve İskandinavya'dan  gelme Vikinglerden oluşmasıydı. Vikingler gemileriyle Dublin'den Kiev'e kadar  yelken açarlardı.
 
 Ama şaşırtıcı bir şekilde, Amerika kıtasına  yerleşmediler. Hem de Avrupalılar arasında yerleşme olanağına ilk onlar sahip  olmuşken... Vikinglerin toprak hırsları, neredeyse altına duydukları kadardı.  Nova Scotia kıyılarındaki yemyeşil 'Vinland' harika bir ödül olacaktı onlar  için. Ayrıca Vikinglerin yerleştiği İzlanda'dan ve Grönland'dan daha iyi bir  iklimi vardı. Toprağı verimsiz, havanın hep kasvetli olduğu anavatanları  Norveç'ten de iyiydi. Yerlilerin karşı koyması yerleşmelerine bir engel teşkil  etmedi.
 
 Amerika'ya yerleşen Avrupalı göçmenlerin yerlilere karşı sahip  oldukları tüfek gibi teknolojik üstünlükleri olmasa da zırhları ve çelik  silahları yetmişti. Hem de pek uzak değildi. Grönland'dan Amerika kıyısına  gitmek, Norveç'ten İzlanda'ya ya da İzlanda'dan Grönland'a gitmenin yarısı  kadardı. Bugün bile Nova Scotia'da durursanız, ufukta yüksek Grönland  zirvelerinin gölgesini görebilirsiniz. Öyleyse Avrupa'nın en yayılmacı, en  dinamik insanlarından olan Vikingler yağmaya böylesine hazır bu kıtayı neden  tercih etmediler?
 
 Bunun yanıtı, Viking tarihinin en ünlü iki adamının  karanlık geçmişlerinde yatıyor. Birisi Kızıl Eric, ya da nam-ı diğer Kanlı Eric;  diğeri de oğullarından Leif Ericson'du.
 
 Vikingler, tecavüz ve  çapulculukta kötü bir üne sahip olsalar da, Kızıl Eric onlar için bile çok  vahşiydi. Norveç'te ufak bir kavga sonucunda silahsız bir komşusunu öldürdüğü  için önce Norveç'ten İzlanda'ya sürgüne gönderildi. Orada oğlu Leif doğdu.  İzlanda'ya yerleştikten sonra yeni bir kavgaya tutuştu ve orada uzun süredir  yaşayanlardan birini öldürdü. O sıralar onu sürgüne gönderecek başka bir yer  olmadığı için, Eric'e birkaç komşusunun olduğu İzlanda'nın batı kesimine  yerleşmesi emredildi. Bu da bir işe yaramadı.
 
 982 yılında Eric yeniden  kavga sonucunda birisini öldürmesiyle 'Kanlı' lakabıyla anılmaya başladı.  Böylece Eric İzlanda'dan da uzaklaştırıldı. Ama katil aynı zamanda insanları  etkilemesini de biliyordu. Etrafına bir grup memnuniyetsiz, sıkılmış Viking'i  topladı. Uzun yola dayanaklı gemiler inşa ettiler ve batıya doğru yelken  açtılar.
 
 Eric ve arkadaşları, kara görene kadar beş yüz mil yol aldılar.  Eric, yeşil ülke anlamına gelen Grönland adını, buzla kaplı bölgeye yeni insan  çekmek için koymuştu. Eric ve arkadaşları İzlanda'ya geri döndüler ve orada bir  koloni kurmak üzere birkaç yüz Vikingli aileyi ikna ettiler. Hava kötü, toprak  kayalık olmasına rağmen burada yaşayan başka kimsenin olmaması her şeyi  katlanılır kılıyordu. Böylece Eric'in bilfiil komutası altında belki de beş yüz  kişiden oluşan bir koloni Grönland'e yerleşti.
 
 1001 yılında, o zamanlar  bütün Vikingleri çeken gezi tutkusu Eric'in oğlu Leif in de kanına girdi. Ama  gitmek için kesin bir hedef belirlemişti. Çeşitli belirtilere ve söylenenlere  göre daha batıda başka bir ada daha vardı. Babası hala Grönland'ın yöneticisiydi  ve bu da Leif'in gemisine adam topla****** bu adayı keşfetmek üzere yelken  açmasına olanak verdi. Şaşırtıcı bir şekilde kısa süren bir yolculuktan sonra  Nova Scotia'nın kıyısına vardılar. Babası gibi, Leif de iyi bir ismin insanları  çekeceğini bildiğinden buraya Vinland adını verdi.
 kaynak: Baktabul Msn messenger ifadeleri, Avatar, gif,  smiley, Resimli Siirler, izle, indir, Komik Resimler, programlar, Resimleri,  Haberler http://www.baktabulum.com/showthread.php?t=9394
 
 Vinland'ın  anlamının üzümle pek bir ilgisi yoktu, doğru tercümesi "bereketli" ya da  "dostane" ülke olabilir. Sonra, artık bin beş yüz kişilik kalabalık bir  topluluğa sahip Grönland'a döndü. Babası gibi o da Vinland'ın keşfini duyurmak,  yerleşecek insan çekmek ve babasının Grönland'da yaptıklarını yapmak istiyordu.
 
 Ama kader buna izin vermedi. Kızıl Eric tahtını Leif'e bırakarak öldü.  Anladığımız kadarıyla Grönland'ı iyi yönetmiş ve liderliği zamanında koloni  genişlemişti. Ama Leif, yönetiminin ilk birkaç yılında ülkesiyle ilgilenmekten  Vinland'a hiç vakit ayıramadı. Bu yüzden Vinland'la ilgilenme görevini kız  kardeşi, Freydis'e verdi.
 
 Freydis'in araştırma gezileri sonucunda ilk  kez Vikingler ve Amerika yerlileri birbirleriyle karşılaşmış oldu. Vikingler taş  ev yapmaya başladıklarında kalmaya karar verdikleri anlaşılınca, yerliler  çevrelerinde küçük bir kontrol halkası oluşturdular. Bir araya geldiler ve elli  kadar Vikingi gemisini geri püskürttüler. Vikingler kaybetmiş olsa da Freydis bu  kaybedilen çatışmada bile bir kahraman olmuştu. Geri dönüp yerlilerin üstüne  vahşi bir şekilde saldırarak, gemiler güvenle yola çıkana kadar geri  çekilmelerini sağlamıştı.
 
 Freydis, birkaç yıl sonra daha büyük bir  grupla geri döndü. Bu sefer daha iyi silahlanmışlardı, sayıca daha fazlaydılar.  Ama koloninin kaderi çoktan kötü çizilmiş gibiydi. Freydis'in gemisi karaya ilk  çıkanlardan değildi. Freydis geldiğinde, sahiplenmeyi düşündüğü eve daha önce  gelen iki erkek kardeş ve ailelerinin yerleştiğini gördü.
 
 Babası, Kanlı  Eric'in geleneğini sürdüren Freydis bunu kabullenemedi. Her iki kardeşi birden  öldürdüğünde kimse araya girme gereğini duymadı. Ama karılarının ve çocuklarının  da öldürülmelerini emrettiğinde kimse bunu yapmaya yanaşmadı. Öfkeden deliye  dönen Freydis, eline bir savaş baltası aldı ve bu işi de kendi  halletti.
 
 O yıl sömürgeciler kışı geçirmek için Grönland'a döndüler. İki  ailenin katlinin duyulmaması için çaba harcandı ama birileri yine de konuştu.  Bu, Leif'i çok zor bir duruma soktu. Kız kardeşi nedensiz yere, Leif'in  korumakla sorumlu olduğu kadınları ve çocukları öldürmüştü. Kurallara göre  katili öldürtmesi gerekiyordu, ama aynı zamanda kendi kız kardeşini ölüme  göndermesi Viking kurallarını çiğnemesi anlamına geliyordu. Sonunda, üzüntüyle  ve kendini zorlayarak Leif bir çözüm buldu, kız kardeşini sürgüne gönderdi ve  Vinland'a gidilmesini yasakladı.
 
 Belki de, Vinland'da hiç yerleşim  olmazsa, hafızalardan bu kötü anıyı silebileceğine ve kız kardeşini geri  getirebileceğine inanıyordu. Ya da bu fiyaskodan o kadar hayal kırıklığına  uğramıştı ki, katliamın gerçekleştiği yerin bir daha ne adını duymak, ne de  görmek istiyordu.
 
 Böylece yıllar boyunca yasak sürüp gitti. Hatta  Leif'in ölümünden sonra kötü hasatlar, zor kışlar yaşanmasına rağmen koloniyi  batıya, Kuzey Amerika'ya doğru yaymamaları, bunu akıllarına bile  getirmediklerini gösteriyor. Bunun yerine birçok kişi Grönland'da kalmalarının  olanaksızlığını anladılar ve tekrar İzlanda'ya döndüler. Birkaçı kalmaya devam  etti, ama iki yüz elli yıl sonra Grönland, tekrar kıta Avrupasından kimsenin  olmadığı bir yere döndü.
 
 Bu arada bütün bu yıllar sırasında, sadece  ailede bir katil olduğu için Leif'in Vinland'a koyduğu yasak saygı gördü. Sonuç  olarak, dönemin en dinamik ırkı Kuzey Amerika'yı işgal etme şansını kaçırmış  oldu. Eğer Eric'in oğlu, kız kardeşinin gözden düşürdüğü topraklara gitmeyi  yasaklamasaydı, bugün dünya ne kadar farklı olurdu?
 kaynak: Baktabul Msn messenger ifadeleri, Avatar, gif,  smiley, Resimli Siirler, izle, indir, Komik Resimler, programlar, Resimleri,  Haberler http://www.baktabulum.com/showthread.php?t=9394
 
 Ama  o zaman, yapılacak en iyi şey gibi görünmüştü.
 |