tanrı'nın kanatları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tanrı'nın kanatları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mart 2016 Perşembe

HAFTANIN KİTAPLARI III

HAFTANIN KİTAPLARI III


Merhabalar, haftanın kitaplarında bugün iki kitap var. Birincisi geçen ay D&R da gezerken görüp dikkatimi çeken ve varlığından haberdar olduğum Voltaire'in Micromegas isimli öyküsü: Voltaire az çok hepimizin bildiği gibi Fransız düşünür ve yazar,17.yüzyılda doğan Voltaire felsefi eleştirileri ile Avrupa Aydınlanması'nın öncülerinden  biri olmuş, hicivli üslup kullanarak olguları ve insanları göndermeleriyle yermesi yüzünden siyasi bazda elinde güç bulunanlar tarafından da pek sevilmemiş vatanından bile sürülmüştür.Gerçi ''bile'' demiş olmam sürülme olayını akıl almaz bir olaymış gösteriyor, ki elinde yaptırım gücü bulunanlar tarihten bu yana eleştirilere  pek de açık olmadıkları için bu tip sonuçların oldukça tahmin edilebilir olması gerekir, neyse ağız alışkanlığı diyelim :) 

Birleşik Kralllık'ta bu sebeple yaşayan Voltaire oradaki Fransa'ya nazaran daha iyi olan özgürlük anlayışından etkilenmiş vatanına döndüğü vakit eleştirilerini bu sebeple daha da arttırmış ve Manş Denizi'nin karşı kıyısındaki yaşanan olumlu durumları kitaplarında anlatarak Fransız Aydınlaması'nın saygı duyulan isimlerinden olmuştur. Micromegas öyküsünde Voltaire; insanların ve dünyanın kendilerini evrenin merkezi saydıkları konumdan alıp insanların birer organizma kadar küçük ve dünyanın yaşanamayacak ölçüde sıkıcı ve berbat olduğu bir konuma indirgiyor. 

Sirius gezegeninde yaşayan dev ve binlerce yıl yaşındaki Micromegas ve satürnlü yoldaşı; gezegenler arasında neredeyse sıçrayarak gezerlerken küçük dünyaya gelirler ve önce burada  kimsenin yaşamadığını düşünürler. Dünyadaki sular sadece topuğuna gelen dev Micromegas karaya oturmuş gemi ve insanları, bir insanın mikroskopta görebildiği organizmalar şeklinde görebilmektedir, satürnlü dostu ile bu kadar küçük canlıların akıl ve düşünce sahibi olamayacaklarını tartışırlar fakat bir süre sonra insanlar ve devler arsında bir sohbet başlar ve bu sohbette dünyadaki yaşananlar hiciv edilir. Micromegas elbette bu küçük varlıkların neden birbirlerini savaşalarla öldürdükleri başta olmak üzere yaşadıkları birçok şeye akıl erdiremez fakat bu küçük kısa ömürlü organizmaların aklları olduğunu sohbet içerisinde anlar. 1752 tarihinde yazılan bu öykü farklı yaklaşımı ve hicivli yaklaşımıyla benim oldukça hoşuma gitti. 41nci sayfadan sonra Voltaire'in diğer öyküleri olan kitap Alfa yayınlarından, Hasan Fehmi Nemli çevirisiyle  Kasım 2015 basımlı... 

Diğer kitap daha çok o alan hakkında bilgi arttırmak isteyenler için uygun olacak bir çalışma; konu Kapadokya yöresindeki mağra ve vadilerdeki mağra duvarlarındaki melek tasvirleri olsa da kitap semai dinleri başta olmak üzere  diğer dinlerde olan melek anlayışı, baş melekler gibi konulara değinip genel bir özet şeklinde de okunabilecek bölümlere sahip.İkonlara merakı olup turistik olarak geziler yapan için de akademik olarak bir kaç temel bilgi edinmek için de fena olmayan bir kitap, erken hıristiyanlık döneminde 2.yüzyılda meleklerin halesiz, sakalsız ve kanatsız tasvir edilip bu tip unsurların yaklaşık üç yüz yıl sonra eklenmesi ve anlatılan diğer ayırt edici unsurlar bir melek tasviri gördüğünüzde aşağı yukarı onu tarihlerndirme konusunda size yardımcı olacak cinsten. Fakat sonra konu daha özele inip Kapadokya yöresi  ve mahralara tek tek değindiği için bir süre sonra okuyucu ilgi kaybolması yaşayabiliyor. 

Kitap Türk akademisyenlerden Gülçin Pehlivan tarafından yazılmış ve 2014 yılında imge kitapevi tarafından basılmış ve 189 sayfadan oluşuyor. Bu haftanın okunanları böyle pazara görüşmek dileğiyle herkese bol okumalı günler...

Sevgiler

Historian