|  | 
| "Bir kadının yeri kendi evidir" (mealen) | 
|  | 
| Eril Kadın | 
|  | 
| Yavaş yürü memur bey, hayatımın zamanını [en mutlu] yaşıyorum. | 
|  | 
| Seçim Günü | 
|  | 
| Annesi bir Suffragette | 
|  | 
| Karım Suffrage hareketine katıldı. (O zamandan beri acı çekiyorum!) Ses/görsel benzerlikten yararlanarak kelime oyunu yapıyor: suffered: acı çekmek, katlanmak suffrage: oy hakkı | 
|  | 
| Yazısız | 
|  | 
| Bir suffragette'in kökeni ve gelişmesi 15 yaşında: Küçük bir evcil hayvan 20 Yaşında: Küçük bir koket (yosma) 40 yaşında: Daha evlenmemiş 50 yaşında: (O) bir Suffragette | 
 
 
















