Biyografi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Biyografi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim 2021 Cuma

Mesut Yılmaz, Eski Basbakanlarimiz,Kimdir

Mesut Yılmaz, Eski Basbakanlarimiz,Kimdir



"Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın vefatının üzerinden bir yıl geçti Türk siyaset tarihinde bakanlık, başbakan yardımcılığı ve başbakanlık görevlerini üstlenen Mesut

29 Nisan 2017 Cumartesi

Şehzade Burhanettin Efendi Kimdir? (II. Abdülhamid'in Oğlu)

Şehzade Burhanettin Efendi Kimdir? (II. Abdülhamid'in Oğlu)

Mehmed Burhaneddin Efendi 19 Aralık 1885 yılında İstanbul Yıldız Sarayı'nda doğdu. Sultan II. Abdülhamid'in 7 oğlundan biridir. Sultan Abdülhamid'in en sevdiği oğullarından biridir.

İlk evliliğini 1909 yılında Aliye Melek Nazlıyar Hanımefendi ile yapmıştır. Bu evlilikten 26 Kasım 1911'de Şehzade Mehmed Fahreddin Efendi ve 18 Ağustos 1912 yılında Şehzade Ertuğrul Osman adında 2 oğlu olmuştur. Şehzade Ertuğrul Osman Osmanoğlu efendi 2009 senesinde New York'ta vefat etmiştir.

Arnavutluk devleti 29 Temmuz 1913'de bağımsızlığını ilan edince Arnavutluk tahtı Şehzade Burhanettin Efendi'ye teklif edildi ancak şehzade bu teklifi kabul etmedi. 1921 yılında Iraklı generaller tarafından Irak tahtına davet edildi fakat İngilizler buna karşı çıktı. Şehzade Mehmet Burhanettin Efendi 5 Haziran 1949'da vefat etti. Cenazesi İstanbul'a gemi ile getirilmeye çalışıldı ancak Türkiye Cumhuriyeti dönemin hükumeti cenazeyi kabul etmedi ve gemiyi Türkiye kıyısına yanaştırmadı. Şehzadenin cenazesi Şam'a götürüldü ve oraya defnedildi.

Payitaht Abdülhamid dizisinde Şehzade Burhanettin Efendi
Şehzade Burhanettin Efendi, Kimdir?, Osmanlı

11 Nisan 2017 Salı

Ertuğrul Gazi'nin Oğlu Savcı Bey Kimdir?

Ertuğrul Gazi'nin Oğlu Savcı Bey Kimdir?

Savcı Bey, Kayı Boyu beyi Ertuğrul Gazi'nin 2. büyük oğludur. Gündüz Bey'in kardeşi Osman Gazi'nin ağabeyidir.

Domaniç Savaşı

Ertuğrul Bey'in idaresindeki Kayıhanlılar 13. yüzyılın ikinci çeyreğinde Söğüt ve Domaniç civarına yerleşmişlerdi. Bundan rahatsız olan Bizans İmparatorluğu bölge tekfurlarına Kayıhanlılar'ı oradan kaldırmak, Domaniç ve Söğüt'ü geri almak için emir verdi. Bizans orduları İnegöl'den hareket geçti. Domaniç dağını aştı ve Çarşamba yaylasındaki Kayıhanlılar'a saldırdı.

Bizans orduları ve Kayılar Domaniç İkizce'de karşı karşıya geldi. Savaşın sonunda Birleşik Bizans ordusu bozguna uğratıldı. Ancak Ertuğrul Beyi oğlu Saru Batu Savcı Bey şehit düştü. Düşman tarafındansa Karacahisar tekfurunun kardeşi ve ordu komutanı olan Kalanoz ve pek çok önemli kimseler öldürüldü sağ kalanlar ise kaçtı.

Domaniç İkizce Şehitliği


Saru Batu Savcı Bey'in mezarı İkizce mevkiindeki çam koruluk içindedir. Saru Batu Savcı Bey'in şehadetini anmak için ''Dede Günü'' olarak adlandırılan bir tören organize ediliyordu. 1999 senesine kadar bu organizeyi gönüllü insanlar üstlendi. 1999 yılından sonra muhtar, ihtiyar heyeti ve sivil toplum kuruluşları bu törenleri organize ederek daha da geniş kapsamlı ve düzenli bir şölen haline getirmişlerdir.

Bu etkinlik her yıl Ağustos'un son pazarında Domaniç ilçesinin Karaköy köyünde geleneksel olarak Saru Batu Savcı Bey'i anma törenleri düzenlemektedir. Savcı Bey'in şehadetinin üzerinden 730 yıl geçti.

Kimdir?, Savcı Bey, Kayı Boyu,. Saru Batu Savcı Bey'in şehadetini anmak için ''Dede Günü'' olarak adlandırılan bir tören organize ediliyordu.Saru Batu Savcı Bey şehit düştü. kimdir? ertuğrul gazi oğlu savcı bey dündar bey gündüz bey osman bey

7 Nisan 2017 Cuma

Tahsin Paşa Kimdir?

Tahsin Paşa Kimdir?

Tahsin Paşa, Sultan II. Abdülhamid Han zamanında 1894-1908 yılları içinde Mabeyn-i Hümayun Başkatip olarak görev yapan Osmanlı devlet adamı. Sultan Abdülhamid’in sırdaşı olarakta bilinir.

Tahsin Paşa’nın babası Mesut Efendi’dir. Rüştiye’deki eğitimini bitirdikten sonra 11 Haziran 1870 yılında 13 yaşındayken Sadaret Mektubi Kalemi’ne girdi. Gençliğinde Bâbıâli kalemlerinde çalıştı ve buralarda kendini yetiştirdi. 7 Temmuz 1888 tarihinde mevkisinde terfi ederek Bahriye Nezareti Mektupçuluğu görevine atandı. Tahsin Paşa yeteneği, liyakatı ve dürüstlüğü nedeniyle Sultan Abdülhamid Han tarafından 26 Kasım 1894 yılında Süreyya Paşa’nın vefat etmesiyle boşalan Mabeyn Başkatipliği’ne tayin edildi kendisine vezirlik rütbesi verildi.  Bu vazifesini II. Meşrutiyet ilan edilene kadar devam ettirdi. Mahmut Paşa II. Meşrutiyetin ilanının ardından kötü bir hayat sürdü ve  ittihatçılar tarafından Serasker Mehmet Rıza Paşa, Zeki Paşa, Ratıp Paşa ve Reşit Paşa ile birlikte Sakız Adası’na sürgün edildi.

Birkaç yıl sonra affedildi ve sürgünden döndü. Bir süre devlette görev alamadı. Cumhuriyetin ilanının ardından Tekel Tütün Deposu’nda katiplik vazifesinde bulundu. 1930 senesinde İstanbul’da vefat etti.

Mahmut Paşa’nın  Yıldız Hatıraları adlı bir kitabı vardır.

Payitaht Abdülhamid dizisinde Tahsin Paşa
loading...

1 Nisan 2017 Cumartesi

Dündar Bey Kimdir?

Dündar Bey Kimdir?

Dündar Bey, Kayı Boyu aşiretinin reisi Süleyman Şah'ın oğlu Osmanlı Devleti kurucusu Osman Gazi'nin amcası ve Osman Gazi'nin babası Ertuğrul Gazi'nin kardeşidir.

Babası Süleyman Şah'ın vefatından sonra ağabeyleri ile fikir ayrılığına düşen Ertuğrul Bey batıya göç etmek ister. Ağabeyleri Sungur Tekin ve Gündoğdu Bey ise doğuya ata topraklarına dönmek isterler. Dündar Bey küçük ağabeyi Ertuğrul Gazi ile Söğüt civarına göç eder.

Söğüt civarına obalarını yerleştirdikten sonra Dündar Bey ağabeyi Ertuğrul Gazi ve yeğeni Osman Gazi ile Osmanlı Devleti'nin kuruluşu aşamasında bir çok büyük fetihlere yardımda bulunmuş devletin kurulmasına katkı sağlamıştır.

Dündar Bey hakkında tarihteki bilgiler karışıktır ve doğruluğu kesin değildir. Bu bilgilerden göze en çok çarpanı ağabeyi Ertuğrul Gazi'den sonra Kayı obasının beyinin kim olacağı tartışmasıdır. Osman Gazi babasının vefatından sonra beylik için barışçıl olmamış ve obanın bir çok beyini karşısına almıştır. Bir çok rivayete göre Dündar Bey yeğeni Osman Gazi ile taht mücadelesine girmiştir.

Aşiretin yaşlı ve sözü geçen beyleri Dündar Beyi desteklerken obanın yiğit genç alpleri ve beyleri Osman Gazi'yi desteklemekteydi. Bu çatışmalar neticesinde amca oğulun arası açılmış Bizans'a karşı yapılan akınlarda fikir ayrılığına düşülmüştü. Selçuklu Sultanı III. Alaeddin Keykubad, Osman Gazi'ye Bizans'a karşı yapılan akınları durdurmasını buyurmuş Osman Gazi ise Bizans'ın zayıfladığı için daha da çok üstüne gidilmesini istiyordu. Bu konuda obanın bütün gazileri Osman Gazi'yi desteklesede Dündar Bey bu seferlere karşı çıkıyordu. Bu karşı düşüncelerin oba kuvvetleri arasında ayrışmaya ve anlaşmazlığa döneceğini anlayan Osman Gazi bir toplantı sırasında sinirlenerek amcası Dündar Bey'i bir ok atımı ile öldürmüştür.

Ancak bu rivayeti bir çok Osmanlı tarihçisi kabul etmez.

Diriliş Ertuğrul dizisinde Dündar Bey

loading...

19 Mart 2017 Pazar

Damat Mahmut Celalettin Paşa Kimdir?

Damat Mahmut Celalettin Paşa Kimdir?

Damat Mahmut Celalettin Paşa, Osmanlı Devleti paşası, yazar, şair. Kaptan-ı Derya Gürcü Halil Paşa’nın oğlu ve padişah Sultan Abdülmecit Han’ın damadı. Ayrıca Jön Türklerden Prens Sabahattin’in babasıdır.

1853 senesinde İstanbul’da doğdu. Babası Osmanlı İmparatorluğunda dört defa kaptan-ı deryalık yaptı. Annesi babasının ikinci eşi İsmet Hanımdır. Babasını küçük yaşlarda iken kaybetti. Özel eğitim görerek yetiştikten sonra türlü devlet memurluklarında görev yaptı. Paris konsolosluğunda 2 yıl görev yaparak Fransızca dilini geliştirdi.


İlk evliliğini İffet Hanım’la yaptı ve bu evlilikten Ali Bidar, Fuat ve Rıfat isminde üç çocuk sahibi oldu. 28 Aralık 1876’da Sultan II. Abdülhamid’in padişahlığı sırasında Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecit’in kızı Seniha Sultan ile evlendirilerek Osmanlı Hanedanı’na damat oldu. Bu evliliğinden oğlu Prens Sabahattin ve Lütfullah Bey dünyaya geldi.


Adliye Nazırlığı


Sultan Abdülaziz’in devrilip yerine Sultan II. Abdülhamid’in geçmesinden sonra sultanın en yakınları arasında yer aldı. 30 Mart 1877 yılında vezirlik rütbesi aldı. 18 Nisan 1878’de ise Adliye Nazırı olarak Mehmet Sadık Paşanın kabinesinde görev yaptı.


Damat Mahmut Paşa, nazırlığı esnasında Adliye Nezaretinde yeni düzenlemelerde bulundu. Padişahın cülusu sebebiyle çıkarılan genel affın kapsamlarını genişleterek cinayet suçundan müebbet hapse mahkum olanların bile cezasını geçici süreyle kürek cezasına çevrilmesini ve cezalarının üçte birini tamamlayanların ise tahliye edilmesini sağladı. Nezarette oluşan memur açığını kapadı. Yeni muhakeme usul kanunu onun nazırlığı sırasında düzenlendi fakat uygulamaya konulmadı.


Görevinden Alınması


Sultan Abdülhamit’i tahtından indirmek üzere örgütlenmiş olan Skelyeri-Aziz Bey komitesiyle ilişkisi olduğu nedeniyle birkaç ay sonra adliye nazırlığı vazifesinden alındı. Daha sonra bu komite ile bağlantısı olmadığı anlaşılınca kendisine Evkaf Nazırlığı ve Şura-yı Devlet üyesi olması teklif edildi, fakat bu görevleri kabul etmedi.


Mahmut Paşa resmi bir görevde bulunmadığı bu dönemde konağını bir şiir encümeni haline getirdi. Âsaf mahlası ile şiirler yazan paşa, zamanının büyük bir bölümünü oğullarının eğitimine ayırdı. Devrin ileri gelen isimlerini oğulları için öğretmen olarak görevlendirdi. Bir yandan da siyasetin nasıl gittiğini yakından takip edip padişaha aktarmak için eleştiri ve önerilerini kaleme aldı. Bağdat Demiryolu ihalesinin İngilizlerin ortaklığı olduğu bir şirkete verilmesine aracılık etmek istedi. İhalenin Almanlara verilmesi öfke ve kırgınlığını arttırdı.


Avrupa’ya Kaçışı


1899’da Sultan II. Abdülhamid’e olan muhalefetleri nedeniyle iki oğlu Lütfullah Bey ve Prens Sabahattin’le birlikte Avrupa’ya kaçtı. Marsilya’ya oradan da Paris’e gitti. II. Abdülhamid yönetimine düşmanlık besleyen Jön Türkler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Bazı Jön Türklerin İstanbul hükümeti ile anlaşıp Osmanlıya dönmesinden sonra geride kalan Jön Türklerin arasında lider gibi gözükmeye başladı. 1 Ocak 1900’de Meşveret gazetesinde yayımlanan ve gazete sahibi Ahmet Rıza Bey’e hitaben yazılmış  bir Fransızca mektup göndererek Jön Türkleri yüksek bir taktir hisleriyle karşıladığını bildirdi. Çeşitli gazetelerde padişah hazretlerine yazdığı mektubu yayımlattı. Mektupta Osmanlı sultanını ve çevresindekileri ağır bir dille eleştirdi.


Cenevre’de çıkan Osmanlı Gazetesi’nin durumuyla ilgilenmek için oğulları ile Cenevre’ye gitti. İshak Sükuti, ona gazetenin bütün sorumluluk ve haklarını teslim etti. Mahmut Paşa, 1 Nisan 1900 yılında Osmanlı Gazetesi’nde Sultan II. Abdülhamid Han’a hitaben yazdığı bayram tebrikinde çok ağır bir dille sarayda ki bayram merasimlerini eleştirdi. Prens Sabahattin ve Lütfullah Bey’de sert ifadeli ikinci bir mektup yayınladılar. Osmanlılar damadını yurda döndürmek için her türlü yol denedi ve sonunda paşanın mallarına el konulduğuna dair haberler duyuldu. Mahmut Paşa bunu önemsemedi.


Masraflarını üzerine aldığı Osmanlı Gazetesi’ni Londra’da çıkarmak için oğullarıyla birlikte 29 Mayıs 1900’de İngiltere’ye yol aldı ve aynı yıl 1 Temmuzdan itibaren gazetesini Londra’da yayımladı. İstanbul’a dönüşünü talep eden Osmanlılar ile arasında gittikçe sertleşen pazarlık ve yazışma gerçekleşti.


Mısıra Geçişi Ve Son Yılları


Mahmut Paşa ve oğulları İstanbul hükümetinin baskıları neticesinde Londra’dan da ayrılmak zorunda kaldı ve Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa’nın davetiyle Mısır’a gitti. Orada da Hoca Kadri Efendi’nin idaresinde olan Kanun-i Esasi Gazetesi’nin çıkarılmasına yardım etti. Asaf mahlası ile yazdığı şiirlerini toplayan Divanı’yla, Tezkire-i ulema adlı eserini Kahire’de bastırdı. İstanbul, paşayı geri getirme çabalarına devam etti. Hıdiv de Mahmut paşa ve oğullarını İstanbul’a dönmesi konusunda ikna etmeye çalıştı.


Mısır Hıdivi ile arası bozulunca Mısır’dan da ayrılarak Paris’e geri döndü. Paris havasına alışamadığı için Korfu Adası’na gitti ancak bu durum Yunan-Osmanlı ilişkilerinin gerginleşmesine neden oldu. Mahmut Paşa Korfu Adasında rahatsızlandı ve adadan da ayrıldı. Bütün Jön Türk gruplarını içine dahil eden bir kongre düzenleme uğraşı veren oğullarına destek verdi. I. Jön Türk Kongresi, 4 Şubat 1902 yılında Fransa’da gerçekleşti. Paşa bu kongrenin fahri önderi oldu.


Ölümü


Mahmut Celalettin Paşa, bazı kaynaklara göre albümin öri hastalığından, kimilerine göre ise üremiden müzdaripti. Kışı geçirmek için getirildiği Brüksel’de 17 Aralık 1903’de öldü. II. Abdülhamid Han cenazesinin İstanbul’a getirilmesini söylese de oğulları Osmanlı’da meşrutiyet rejimi ilan edilmedikçe babalarını geri vermeyeceklerin söyledi. Mahmut Paşa’nın cenazesi Fransa’da Türk kabristanına defnedildi. Cenaze merasimi Jön Türkler için mitinge dönüşmüş mezarının başında okunan ateşli muhalif konuşmalar Osmanlı Gazetesi’nde yayımlanmıştır. 1908 senesinde II. Meşrutiyet’in ilanından sonra paşanın naaşı büyük bir tören ile İstanbul’a getirildi. Eyüp’te babasının da mezarının bulunduğu aile kabristanına defnedildi.

Soldan Sağa; Sultan Abdülhamid - Mahmut Paşa - Prens Sabahattin


14 Mart 2017 Salı

Gündüz Bey (Alp) Kimdir?

Gündüz Bey (Alp) Kimdir?

Gündüz Alp, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin ağabeyi Ertuğrul Gazi’nin en büyük oğludur. İsmi Ertuğrul Beyin babası Gündüz Bey’den gelmektedir. Ne zaman ve nerede doğduğu kesin olarak bilinmemekle beraber çoğu kaynağa göre Ertuğrul Gazi’nin en büyük oğlu olduğu doğrudur.
Gündüz Bey babası Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi ile birlikte Bizans üstüne yapılan birçok akına katılmıştır. Osmanlı’nın kuruluş aşamasında gerçekleşen büyük savaşlarda büyük roller oynamıştır. Kimi kaynaklara göre Gündüz Bey kimi kaynaklara göre de kardeşi Saru Batu Savcı Bey, Domaniç muharebesinde düşmana yapılan akınlar sırasında şehit olmuştur (1287).

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Cahit Arf Kimdir ?

Cahit Arf Kimdir ?

Bu yazımda biyografi başlığı altında sizlere ünlü Türk matematikçi Cahit Arf'ın kısa bir biyografisini paylaşacağım. Fazla uzatmadan yazıya geçelim.


Cahit Arf Kimdir ?


Tubitak bilim kolu eski başkanı ve matematikçi Cahit Arf; 1910 yılında doğmuş 1997 yılında vefat etmiştir.

Yüksek öğrenimini Fransa'da Ecole Normale Superieure'de 1932'de tamamladı. Bir süre Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya'ya gitti. 1938 yılında Göttingen Üniversitesi'nde doktorasını bitirdi.

Cahit Arf, cebir konusundaki çalışmalarıyla dünyaca ün kazanmıştır. Sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusunda yaptığı çalışmalar, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin Arf değişmezi ve Arf halkaları gibi literatürde adıyla anılan çalışmaların yanı sıra "Hasse-Arf Teoremi" adı ile anılan teoremi matematik bilimine kazandırmıştır.

"Matematik de resim, müzik ve heykel gibi bir sanattır" diyerek matematiğin sanatsal yönünü vurgulamıştır.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Mahmut Dikerdem

Mahmut Dikerdem

Mahmut Dikerdem (uzun ismi Mahmut Şerafettin Dikerdem) (d. 1916) - (ö. 3 Ekim 1993, İstanbul Türkiye) Büyükelçi, yazar.

1935 yılında Galatasaray Lisesi'ni bitiren Mahmut Dikerdem, 1938 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu ve Dışişleri Bakanlığı'na girdi.1942 yılında Cenevre'de devletler hukuku doktorası yaptı. 1976 yılında Dışişleri Bakanlığı Merkez Yüksek Danışmanlığı görevindeyken emekli oldu. Akşam gazetesinde M.D. rumuzuyla haftalık dış politika yazıları yazdı. Yaprak dergisinde M.Fırtınalı adıyla edebiyat-sanat yazıları yayınladı (1948-1950). 1960'tan sonra Mehmet Bora, Mahmud Ferhad adlarıyla Yön, Öncü, Forum gazete ve dergilerinde yazdı. 1976'dan başlayarak Politika, Milliyet, Cumhuriyet gazetelerinde güncel dış sorunlara ilişkin yazıları çıktı. Barış Derneği genel başkanlığı yaptı. 12 Eylül darbesinin ardından Barış Derneği Davası'nda yargılandı. Ortadoğuda Devrim Yılları (1977) ve Üçüncü Dünyadan (1977) adlı iki yapıtı vardır.


Yaşamı

http://www.barisdernegi.org/

(…) İçtenlikle inanıyorum ki, beni yetiştiren ve her şeyimi ona borçlu olduğum halkıma yaşamım boyunca mütevazı bir hizmette bulunabilmişsem; bunu otuz yedi yıllık mesleki görevimden çok, üç buçuk yıllık Barış Derneği Başkanlığı'nda yerine getirebildim (…)

Mahmut Dikerdem, hariciyenin içinden çıkarttığı belki de marksist kimliği ile bilinen tek mensubu idi. 1957-1972 yılları arasında, Ürdün, İran, Gana ve Hindistan Büyükelçiliği görevlerinde bulundu. Dikerdem 1977'de "Nükleer silahların yasaklanmasını, tüm askeri ittifakların kaldırılmasını" isteyen Barış Derneği'nin kurucu başkanı oldu. Barış Derneği, Türkiye ilerici aydınlarının 1950'de kurduğu, Behice Boran'ların, Nazım Hikmet'lerin öncülüğünü yaptığı Türkiye'nin ilk örgütlü barış hareketidir. 1951'de Barış Derneği Türk askerlerinin Kore'ye gitmesine karşı çıktığı için kapatıldı. Barış Derneği'ni 1970'lerde tekrar dirilten Mahmut Dikerdem, büyükelçi olduğu zamanlarda 1974 Kıbrıs müdahalesini eleştirirken alternatif olarak "birleşik ve sosyalist bir Kıbrıs"ı savunuyordu. Sovyetler Birliği'nin ve diğer sosyalist ülkelerin 1970'lerde barış ve silahsızlanma mücadelesinin karşılığı olan Dünya Barış Konsey'i tek tek ülkelerde ulusal barış komiteleri olarak örgütleniyordu. Türkiye'deki Mahmut Dikerdem'in başkanı olduğu Barış Derneği de 1979'da Dünya Barış Konseyi'ne kabul edildi.

Mahmut Dikerdem 1982 yılında, İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargıçlara şöyle sesleniyordu:

Barış Derneğinin Genel Başkanı sıfatıyla Yüksek Mahkemenizden talebim şudur: Halkımızın özlemleri ve hayati çıkarları doğrultusundaki düşüncelerimizden ötürü bizi hayali suçlarla huzurunuza gönderen bu iddianameye itibar etmeyiniz. Dünyanın döndüğünü kanıtladığı için mahkum edilmek istenen bir bilim adamının, yargıçlarına "ne yapayım ki dünya dönüyor" dediği gibi, bizi de "ne yapalım ki dünya halkları barış istiyor" demeye zorlamayınız. Dünyanın döndüğü nasıl tartışılmaz bir gerçek ise, tüm dünya halklarının barış içinde yan yana yaşamak istedikleri ve topluca intihar demek olan savaşı reddettikleri de o kadar açık ve kesin bir gerçektir.

9 Kasım 2008 Pazar

Nikola Tesla

Nikola Tesla


Nikola Tesla, (Sırpça: Никола Тесла)(d. 10 Temmuz 1856, Smiljana-Hırvatistan – ö. 7 Ocak 1943, New York). Sırp asıllı fizikçi, mucit, makine mühendisi ve elektrik mühendisi. 19. ve 20. yüzyılın en ilginç buluşçularından birisidir.

Babası papazdı. Hiçbir zaman okuyup yazamamasına rağmen, annesi halk arasında pratik ev aletleri mucidi olarak bilinirdi. Ona göre Tesla, yaratıcı dahi olmaya adaydı. Papaz olması için babasının zorlamasına karşı çıkarak, genç Tesla, mühendislik mesleğinde ısrar etti. Annesi de onu destekledi, fizik ve matematikte bilgisini arttırırken Graz'daki Politeknik okuluna girdi ve Prag Üniversitesi'nde eğitimine devam etti. Yabancı teknik eserleri okuyabilmek için, orada, yabancı dil kursuna devam etti. Anadili olan Sırpça ve ailece bildikleri Almancaya ek olarak İngilizce, Fransızca ve İtalyancayı da öğrendi.

Prag'daki tahsilini 1880'de bitirdikten sonra, Budapeşte'de lisans üstü yaparken, profesörüyle alternatif akımın özelliklerini tartıştı. Sonra bir Paris telefon şirketinde çalışmaya başladı. Burada doğru akım motorları ve dinamolar konusunda geniş ve önemli tecrübeler edindi. Oradayken çalıştığı döner makineleri korumak için regüle edici kontrol cihazları icat etti.
Elektrik endüstrisinin durumu
O günlerde genellikle doğru akım, ısıtmaya, aydınlatmaya, güç sağlamaya ve iletmeye en uygun elektrik akımı olarak bilinirdi. Fakat doğru akım direnç kayıpları o kadar büyüktü ki, her mil kare için bir güç santralına gerek vardı. İlk akkor ampuller (110 Volt'ta), güç santralına yakın olsalar bile parlak yanmıyorlar ve bir milden daha uzaklıktakiler ise kaybolan güce bağlı olarak sönük yanıyorlardı.

1884'de genç Tesla, kafası fikirlerle dolu ve cebinde 4 sentle New York'ta gemiden ayrıldı. Tecrübesi onu doğru akım motorları ve dinamolardaki komütatörün sonsuz sorunlar yaratan, gereksiz bir karışıklık olduğuna inandırmıştı. doğru akım üretecinin bir komütatörle dış devrede tamamen aynı yöne akan dalga dizileri şeklinde alternatif akım oluşturduğunu gördü. O zaman, motorda dönme hareketini sağlayacak bir doğru akım elde etmek için, yöntem tersine çevrilmeliydi. Her elektrik motorunun endüvi'si, motora alternatif akım beslemek için döndüğü anda manyetik kutupların yönlerini değiştiren, döner komütatöre sahipti.

İlham

Tesla'ya göre bu doğru akım, saçmalığın ta kendisiydi. Hem jeneratör (üreteç) hem de motordaki komütatörü ortadan kaldırmak ve alternatif akımı tüm sistemde kullanmak akla uygun gelmekteydi. Fakat hiç kimse alternatif akımda çalışabilen bir motoru oluşturmamıştı ve Tesla bu sorunu çok düşündü. 1882 Şubatında, Budapeşte'nin bir parkında Szigetti adında bir sınıf arkadaşı ile gezinirken aniden haykırdı: "Buldum!" Tüm elektrik endüstrisinde devrim yapacak olan "dönen manyetik alan"ı bulmuştu. Dönen elemana bağlantı gereği olmayacaktı. Komütatör yoktu artık.

Sonradan tüm alternatif akım elektrik sistemlerini tasarladı. Alternatörler, elektrik enerjisinin ekonomik iletimi ve dağıtımı için gerilim yükseltici ve alçaltıcı transformatörler ve mekanik güç sağlamak için alternatif akım motorları. Dünyanın her tarafında harcanıp giden su gücünün bolluğundan esinlenip, gerekli olan yerlere enerji dağıtabilen hidroelektrik santralleriyle bu büyük gücün elde edilmesini tasarladı. Budapeşte'de "Birgün Niyagara Çağlayanını elektrik elde etmek için kullanacağım" diyerek dinleyenleri şaşırttı.

Edison tarafından cesareti kırıldı

Tesla'nın aradığı fırsat ve şans kolayca eline geçmedi. O zamanlar New York'da Pearl caddesindeki ilk laboratuvarında akkor lambası için pazar aramakla meşgul olan Edison'a rastladığı zaman Tesla, gençlik heyecanıyla, kendisinin bulduğu alternatif akım sisteminin açıklamasını yaptı. Bu düşünceyi derhal ve tamamen kestirip atan o büyük adam, "Sen teori üzerinde vaktini harcıyorsun" dedi.

Bir yıl boyunca, uzun boylu, zayıf Yugoslav, bu yabancı ülkede açlıktan korunmak için mücadele etti. Gün geldi, çukur kazarak geçimini sağladı. Fakat birlikte çalıştığı çukur kazıcı, Western Union'un ustası, yemek saatlerinde Tesla' nın ilgilendiği yeni elektrik sistemlerinin hayali tariflerini dinleyerek, bu konu üzerinde bir plan yaptı. Tesla'yı A.K.Brown adlı firmanın sahibiyle tanıştırdı. Tesla'nın parlak planlarıyla büyülenerek, Brown ve bir ortağı büyük bir atılım yapmaya karar verdiler. Ortaya belirili bir miktar para koydular ve Tesla Batı Broadway'de bir deney laboratuvarı kurdu. Orada Tesla jeneratör, transformatörler, iletim (transmisyon) hattı, motorlar ve ışıklar gibi tasarladığı sistemlerin tümünün planlarını hazırladı. Hatta iki ve üç fazlı sistemleri de tasarladı.

Cornell Üniversitesi'nden Profesör W.A. Anthony yeni alternatif akım sistemini sınadı ve derhal Tesla'nın senkron motorunun en iyi doğru akım motoruna eşit yeterlikte olduğunu açıkladı.

Alternatif akım ortaya çıkıyor

O zaman Tesla bütün kısımlara sahip tek bir patent altında sistemini tescil ettirmek istedi. Patent Bürosu her önemli fikir için ayrı bir dilekçeyle başvurulmasında ısrar etti. Tesla, 1887'nin Kasım ve Aralığında dilekçelerini verdi ve daha sonraki altı ayda yedi tane A.B.D. patenti aldı. 1888 Nisan'ında çok fazlı sistemini de içeren dört ayrı patent için başvurdu. Bunlar da hızla, bekletilmeden verildi. Yılın sonuna kadar 18 patent daha aldı. Bunları, çeşitli Avrupa patentleri izledi. Bu kadar hızla dağıtılan bu patent çığırının, eşi görülmemişti. Fakat fikirler ilginçti. O kadar ki, bir çelişme ya da bir tahmin yoktu. Bu yüzden patentler tek bir tartışma bile yapılmadan verildi.
Bu sırada Tesla, New York'da AIEE (Şimdiki IEEE)'nin bir toplantısında çok gösterişli konferans verip, tek ve çok fazlı alternatif akım sistemlerinin gösterisini yaptı. Dünya mühendisleri, muazzam gelişmenin kapısını açarak, telle yapılan elektrik enerjisi iletimindeki sınırlamaların giderilmiş olduğunu gördüler.
Fakat, kim, tümüyle daha iyi olan bu sistemi uygulayacaktı? Doğal olarak, bu kuruluş, Edison-General Electric olmayacaktı. Aksi halde kendi yatırımlarının eskimiş olduğunu kabul edeceklerdi.

İşte tam o sırada George Westinghouse, Tesla'nın laboratuvarlarına gitti ve Tesla ile tanıştı. Westinghouse, "Alternatif akım patentleri için bir milyon Dolar nakit ve ayrıca satış payı vereceğim" diyerek teklifini yaptı. Satış payı, beygir gücü başına 1 Dolar olmak üzere anlaştılar.
Ülke çapındaki Westinghouse yatırımlarının başarısı, gelişen elektrik endüstrisinde rakip durumunu korumak için General electric, Westinghouse'dan bir lisans almak zorunda kaldı.
1890'da, uluslararası Niagara komisyonu elektrik üretmek için, Niagara çağlayanının gücünü kullanmak amacıyla çalışmaya başladı. Bilgin Lord Kelvin, komisyonun başkanlığına atandı ve derhal doğru akım sisteminin en iyi olacağına dair açıklamasını yaptı. Fakat güç, 26 mil uzaklıktaki Buffalo'ya iletilecekti. Bu durumda alternatif akımın gerekliliğini kabul etti.
Westinghouse, on tane 5000 beygirgücündeki hidroelektrik jeneratörü için ve General Electric ise iletim hattı için kontrat yaptılar. Bu sistem iletim hattı, yükseltici ve alçaltıcı transformatörler Tesla'nın 2 faz projesine uygundu. Hareket eden parçaları azaltmak için, dıştan dönen alan ve içi sabit armatürlü, büyük alternatörler planlanmıştı.

O zamana kadar bu büyüklükte bir proje yapılmadığı için, bu tarihi proje heyecan yarattı. Dakikada 250 devir yapan, herbiri 1775 Amper veren, 2250 Volt'luk on büyük alternatör, iki fazlı 25 Hz (Hertz)'de 50 000 Beygir gücü veya 37 000 kW'lık çıkış oluşturuyordu. Rotorların herbiri, 3 metre çapında, 4,5 metre uzunluğunda (düşey jeneratörlerde 4,5 metre yükseklik) ve 34 ton ağırlığındaydı. Sabit parçaların herbiri 50 ton ağırlığındaydı. Gerilim, iletim için 22.000 Volt'a çıkarıldı.

Uzaktan radyo kontrolü

Sonradan Telsiz denilen, radyo alanında Tesla'nın öncülüğü, Mors koduyla yapılan haberleşmeden de ileri gitti. 1898'de New York şehrinin Madison Parkı'nda (Madison Square Garden) telsiz ile uzaktan kontrola ait parlak bir gösteri düzenledi. Birinci geleneksel Elektrik Fuarının geliştiği yer ve genellikle Barnum-Bailey sirkinin çalıştığı büyük alanın ortasına büyük bir tank koydu ve suyla doldurdu. Bu küçük gölün üzerine, yüzmesi için, 1 metre uzunluğunda anten direği olan bir tekne koydu. Teknenin içinde bir radyo alıcısı vardı. Tesla, seyircilerin isteği doğrultusunda ileri gitme, sağa veya sola dönme, durma, geri gitme, ışıkları yakıp söndürme gibi çeşitli şeyleri uzaktan radyo kontrol sayesinde yaptı. Unutulmaz gösteri tüm seyircileri hayran bıraktığı gibi günlük gazetelerin ön sayfalarında yer aldı.

Yüksek frekans öncülüğü

Tesla, araştırmalarında, yüksek gerilim ve yüksek frekansın bilinmeyen alanlarına daha çok yer verdi. Yüksek frekans cihazlarını kullanırken, bir elini daima cebinde tutardı. Bütün laboratuvar asistanlarına bu ön tedbiri almalarında ısrar ederdi ve bu kural, bugüne kadar daima gerilim bakımından tehlikeli cihaz etrafındaki uyanık araştırıcılar tarafından da uygulanmaktadır. O zaman yararlanılmamış olmasına rağmen, Tesla'nın yüksek frekans ve yüksek gerilim alanındaki keşifleri, modern elektroniğin yolunu açtı. Bir yüksek frekans transformatörü ile (Tesla Bobinleri - Tesla Coils) çıplak elinde tuttuğu gazlı tüpü yakacak şekilde vücudundan, zarar vermeden, yüksek gerilimli akım geçiriyordu. O günlerde Tesla, aslında neon tüpünün ve flüoresan tüpünün aydınlatmasını gösteriyordu.

Bazen, frekans aralığının alt ve üst kısımlarında yaptığı denemeler, Tesla'yı keşfedilmemiş bölgelere yöneltti. Mekanik ve fiziksel titreşimlerle çalışırken, Houston Caddesindeki yeni laboratuvarının etrafında hakiki bir depreme neden oldu. Binanın doğal rezonans frekansına yaklaşan, Tesla'nın mekanik osilatörü, eski binayı sarsarak tehdit etti. Bir blok ileride, polis karakolundaki eşya esrarengiz bir şekilde dans etmeye başladı. Böylece, Tesla, rezonans, vibrasyon ve "doğal 7 periyot"a ait matematiksel teorileri ispatladı.

Dünya'nın en güçlü vericisi
Yüksek gerilim ve yüksek frekanslı elektrik iletimi konusundaki araştırmalar, Tesla'yı Colorado Springs yakınlarındaki bir dağın üzerine dünyanın en güçlü radyo vericisini kurup çalıştırmaya yöneltti. 60 metrelik direğin etrafında, 22,5 metre çapında, hava çekirdekli transformatörü yaptı. İç kısımdaki sekonder 100 sarımlı ve 3 metre çapındaydı. Üreticisi, istasyondan birkaç mil uzaklıkta bulunan enerjiyi kullanırken, Tesla ilk insan yapımı şimşeği oluşturdu. Bir direğin tepesindeki 1 metre çaplı bakır küreden, 30 metre uzunluğunda, kulakları sağır eden şimşekler çaktı. Ufka kadar gök gürültüsü işitildi. 100 milyon Volt değerinde gerilim kullanılıyordu. Yarım asırlık bir süre içerisinde giderilemeyen bir hayret yarattı.

İlk denemesinde, vericideki güç jeneratörünü yaktı. Fakat tamir ederek 26 mil uzağa, gücü telsiz ile iletebilinceye dek deneylerine devam etti. O uzaklıkta, toplam 10 kW'lık 200 tane akkor ampulü yakmayı başardı. Daha sonra, kendi patentleriyle meşhur olan Fritz Lowenstein'in, Tesla'nın yardımcısı iken bu gösterişli başarıya şahit oldu.

1899'da alternatif akım patentleri için Westinghouse'dan aldığı paranın sonunu harcadı. Albay John Jacob Astor, onu mali yönden kurtarmaya geldi ve Colorado Springs'deki denemeleri için 30.000 Dolar sağladı. Sonra bu para da bitti ve Tesla New York'a geri döndü.

Morgan, gösterişli başarıları ve şahsiyeti dolayısıyla, Nikola Tesla'nını hayranı olmuştu. Tesla, kısa zamanda Morgan'ın sürekli misafiri oldu. Kusursuz giyinişli, birkaç dilde yaptığı kültürlü konuşması ve medeni davranışıyla gösterişli centilmen Tesla, New York sosyetesinin gözdesi oldu.
Dünya çapında telsiz

Long Island'ın tepelik bölümünde, Wardenclyffe yakınında yavaş yavaş yükselen garip yapı bütün seyredenlerin ilgisini çekerdi. Tek parça olması dışında, büyük bir mantara benzeyen yapı, yerdeki kısmı geniş ve 62 metre yukarısındaki tepe noktasına doğru daralan, kafes şeklinde bir iskelete sahipti. Tepede 30 metre çapında bir yarım küreyle örtülüydü. İskelet, bronzdan kalın civata ve bakır lamalarla birbirine bağlanmış, sağlam ağaç kolonlardan yapılmıştı. Yarım küre şeklindeki tepe, üstten yüzeysel olarak bakır bir elekle kaplıydı. Tüm yapıda demir metali yoktu.
Ünlü mimar Standford White, konuyla o kadar ilgilendi ki, en iyi yardımcısı W. D. Crow'u görevlendirerek proje işini ücretsiz yaptı.

34'üncü caddedeki eski Waldorf-Astoria otelinde oturan Tesla, hergün, taksiyle, çarklı araba vapuruna binerek Long Island şehrine giderek , oradan da Long Island demiryoluyla Shoreham'e aktarma yaparak inşaata gidiyordu. Proje kontrolünün aksamaması için, trenin yemek servisi onun için özel yemek hazırlıyordu.

Büyük kulenin yakınında, 30 metre karelik tuğla bina tamamlandığı zaman, Tesla Houston caddesindeki laboratuarını binaya taşımaya başladı. Bu sırada radyo frekans jeneratörleri ve onları çalıştıran motorların yapımında üzücü bazı gecikmelerle karşılaşıldı. Birkaç camcı, planları hazır olan özel tüpleri şekillendirmeye çalışıyorlardı.

Kahin gelecekten bahsediyor

Bu sırada Tesla (1904), Mors koduyla sınırlı olan büyük endüstrinin geleceğine ait, uzak görüşünü açıklayan kuramsal broşürünü yayınladı. Bu broşür, Tesla 'nın kahin olduğuna herkesi inandırdı. "Dünya çapında telsiz sistemi"nde, çeşitli olanakları sağlayacak olan özellikler açıklanıyordu. Broşürde, Telgraf, Telefon, haber yayını, Borsa görüşmeleri, Deniz-Hava trafiğine yardım, Eğlence ve Müzik yayını, saat ayarı, Resimli Telgraf, Telefoto ve Teleks hizmetleri ile, Tesla'nın sonradan oluşumunu gördüğü Radyo sitesi anlatılıyordu..

NİKOLA TESLA:GİZLİ ZAMAN YOLCULUĞU DENEYİMLERİ
Korkunç Philadelphia Deneyi’nden sonra ki bu deney kısmen Tesla teknolojisiyle yapılmıştı, Nikola Tesla yolculuğun sırlarını kazara bulmuştu. Zamanı ve uzayı düzenleyen kurallarla kozmik çatının tehlikeli doğasını karıştırmıştır.
Kitaplarımı okuyanları şaşırtmayacağım. Kendi zamanının çok çok ötesinden bir zekaya sahip olan bir adam vardı. Doğaüstü bir zekası vardı. Bu tür insanların dünyadan değilde sanki uzaydan gelmiş dünya dışı varlıklar olduğunu düşünürüm. Kabul etmem lazım ki uzunca bir süre boyunca Nikola Tesla’nın bu dğnyadan olmadığı fikri oldukça hoşuma gitmişti. Bu muammalı adamla ilgili cevaplanması gereken onlarca soru vardır. Ve bu soruların çoğunun cevaplanmasının imkansızlığına ve en azından bunların cevaplanmasını beklemeye benim ömürümün yetmeyeceğine eminim. Ve en sonunda Nikola Tesla ile ilgili gerçekleri öğrenmeyi bıraktım.İlkokul çağım Tesla ve onun muhteşem çalışmalarından bir haber olarak geçti. Tesla’nın adı karanlık komplolarla beraber anılırdı. Kamuda sadece adaşı olan Tesla-Coil onurlu bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Aslında sadece birkaç kişi şirkete onun kendi ismini verdiğini biliyor. Des kitaplarında adı geçmez ve öğretmenler de adını çok çok seyrek anarlar.

Tanrıya şükürler olsun ki, Bazı kişiler Tesla’ya yapılan haksızlığın farkına vardı da bazı sınıflarda adı sıkça geçer oldu. Rahatlıkla söyleyebilirim ki 20. yüzyılı Tesla icat etmiştir. Ama geride sadece gizemi kaldı. Bu gizem sadece Nikola Tesla adının kirlenmesine değil, insanlığın da kirlenmesine yol açmıştır. Amerika Birleşik Devletleri patent dairesi Tesla’nın bir çok buluşuna onay verip kabul etmiştir. Bu icatlar Tesla ve yatırımcıların yüzünü güldürecek kazançlı icatlardı. Ac motoru Tesla’nın muhteşem bir icadı olup dünyayı değiştirmiştir. Ayrıca o veya bu nedenden dolayı patentini alamadığı veya almadığı bir çok icadı da vardır.

Tesla’nın finansal danışmanlığı yapmasının yanında kendi meraki için teknoloji araştırma ve geliştirme işinde çalıştığını biliyorum. Bu icatlarla ilgili pek bir bilgimiz yok. Tesla’nın icatları belli bir noktaya kadar sadece kendi amaçlarına ve çalışmalarına ışık tutuyordu. Çoğu fikrini projeye veya gerçeğe geçirecek vakti bulamamaktan yakınıyordu. O yüzden çoğu çalışmasını yarıda bırakmak zorunda kaldı. Proje ve çalışmalarından bazıları; çok yüksek güçte elektrikli süpürge (vacuum), roket motoru dizaynı, güneş enerjisi ve ışıkla ilgili deneyler....vb gibi o zamanlar 20.yüzyıla uymayan icat ve çalışmalardır. Buluşlarını basarak herkese dağıtırdı bu şekilde kendini terapi ederdi. bazı buluşlarını ise halka sunmadan veya patent işlemleri için değil, öylesine yazdı.

Tesla’nın bazı inanılmaz konularda çalışmaları vardı; bedava enerji, yerçekimsizlik, görünmezlik ve hatta zaman yolculuğu. Tesla zamanında bile ağza dahi alınmayacak kadar uçuk olan bu fikirler günümüzde de yaratıcılıktan ve hayal gücünden birhaber olan bilim adamlarınca lanetlenmiştir. Askeri haberalma’daki yıllarımda Tesla’nın çılgın fikirlerini temel alan bazı top secret çalışmalara ve araştırmalara şahit oldum. Amerika ve Rusya 1970lerin başından beri zerre ışınlı RF (radyo frekansı) silahlarını kullanıyorlar. Tıpkı Teslanın diğer çalışmalarını dünyanın kullandığı gibi.

Günümüzde Tesla’nın pek çok çalışması bir çok ülke tarafından araştırılıp geliştiriliyor. Bu Ar-ge çalışmalarını karşılamak için devletler karanlıkta kalan bütçelerini arttırmışlardır. Pek çok derin ve karanlık gizli projeler sivil bilim tarafından onlarca yıldır ve hatta yüzlerce yıldır araştırılıp geliştirilmektedirler. 1895’de küçük buluşlar büyük olaylara yol açardı. Nikola Tesla’nın göze batan ilk çalışması manyetik alanların döndürülmesi çalışmasıdır. Göze batan diğer bir çalışması da radyo frekansları ve elektrik enerjisinin atmosferde gönderilmesi çalışmalarıdır. Teslanın bu basit buluşu yıllar sonraki entrikalar, korkular ve felaketlerle anılan Philadelphia Deneyi ve Montauk zaman yolculuğu projelerine yol gösterecektir. Fakat bu top secret programlar bundan yıllar evvel ortaya çıkmıştı. Tesla zaman ve zaman yolculuğu üzerinde gerçeğe ulaşılabilecek çalışmalarda bulunmuştur.

Tesla, yüksek voltajlı elektrik ve manyetik alanlar kullanarak yaptığı çalışmalarda zamanın ve uzayın yarılabileceğini veya çarptırılabileceği ve böylece de diğer zaman boyutlarına kapı açılabileceğini gördü. Bu muazzam buluşun yanında, Tesla tehlikelerle dolu olan zaman yolculuğunu buldu. Tesla’nın zaman yolculuğuyla ilgili ilk çalışmaları 1895 Mart’ında başladı. New York Herald’dan bir gazeteci 13 Mart’ta gazetede şunları yazmıştır: Tesla ile küçük bir kafede tanıştık. 3.5 milyon voltluk elektriğe kapıldıktan sonra benimle el sıkıştı ve ” bu gece size iyi bir arkadaş olamayacağım. Az kalsın ölüyordum. Bir kıvılcım 3 fit öteden geldi ve beni sol omzumdan çarptı. Yardımcım akımı kapamasaydı ölmüş olurdum herhalde.” Tesla yankısal elektromanyetik yüklemeye maruz kaldı. Aynı zaman dilimi içinde kendini dışarıda buldu. Söylediğine göre geçmişi bugünü ve geleceği hepsini bir anda gördü. Fakat elektromanyetik alandan dolayı felç oldu ve kendine yardım edemeyecek bir hale geldi. Asistanı akımı keser kesmez Tesla’ya bir şey olduğunu anladı. Bu durum yıllar sonra Philadelphia Deneyi sırasında da olmuştu. Aslında gemicilerin başına gelen olay daha uzun sürmüştü ve sonu da felaktlerle bitmişti. Tesla’nın gizli deneyi Tesla kadar insancıl olmayan ellerde devam etti. Tesla’nın araştırmalarıyla ilgili bu kötü dedikoduları bir yana bırakıyoruz, umarım bir gün bu sırlar doğru bir şekilde tamamen ortaya çıkar.

Morgan'ın yardımı sona eriyor

1904 Mart'ı, Elektrik Dünyası ve Mühendisliği Dergisinde, Tesla, Kanada Niyagara Enerji firmasının telsiz enerji iletimi sistemini uygulamasını istediğini ve bunun için 10 milyon Volt'luk gerilimde 10.000 beygir gücü dağıtabilecek bir sistem kullanmayı istediğini açıkladı.
Niyagara Projesi asla gerçekleşmedi. Fakat, gösterişli Long Island'ın kaderine etki yaptı. Aydınlığa çıkmayan nedenlerle, J. P Morgan düşüncesini değiştirdi ve Tesla'nın para kaynağı aniden kurudu. Başlangıçta Tesla, Morgan'ın hemen hemen bitmek üzere olan işin tamamlanmasını sağlamayacağına inanmak istemedi, ama Morgan kararlıydı. Morgan'ın çekilme nedeni asla öğrenilemedi.

Mantıksız bir saygısızlık

Birinci Dünya Savaşı sırasında ulusal savunma adına çok saçma saygısızlıklar öne sürüldü. Garip bir nedene göre Long Island, Wardenclyffe'deki Tesla'nın şanlı kulesinin, A.B.D.'nin emniyetini tehlikeye soktuğuna ve tahrip edilmesi gerektiğine karar verildi.
Kablo bağlanarak yüksek yapıyı öne çekip, dengesini bozmak için yapılan boş teşebbüslerden sonra, en sonunda temeli dinamitlenerek devrildi. O zaman bile, kule çökerken parçalanmadı. Zedelenmeksizin yana yattı ve en sonunda parça parça söküldü.

Radyo frekans alternatörü

1890'da Tesla yüksek frekans alternatif akım üreteçlerini yapmıştı. 184 kutuplu olan bir tanesi 10 kHz'lik çıkış veriyordu. Daha sonra, 20 kHz'e kadar yüksek frekansları elde etti. Ancak on yıl kadar sonra 50 kW çıkışlı radyo frekans üretecini Reginald Fessenden geliştirdi. Bu makine, General Electric tarafından 200 kilo Watt'a çıkarıldı ve Fessenden'in ilk alternatörlerini kuran, çalışmasını kontrol eden adamın adı verilerek, Alexanderson alternatörü satışa çıkarıldı.
Hemen hemen dünya kablolarının çoğunu elinde tutan İngiliz işadamlarının, bu makineye ait patentleri elde etmek üzere olduklarını görünce, A.B.D. Donanmasının acele çağrısıyla "Radio Corporation of America (RCA)" şirketi kuruldu. Yeni firmanın 1919'da kurulmasıyla, Marconi Wireless Telegraph Co. of America firmasının güçlü fakat yetersiz, Marconi kıvılcımlı vericileri, çok başarılı olan Radyo Frekans alternatörleri ile yer değiştirdiler.
Birincisi N.J. New Brunswick'te kuruldu. 200 kilo Watt'da ve 21,8 kilo Hertz frekanslı titreşim oluşturdu ve ticari işte kullanıldı. Bu ilk, sürekli, güvenilir Atlantik aşırı Radyo servisi idi. Bu alternatörler, Tesla'nın kulesinin yerine, Radyo merkezinin tüm güçlerini sağladı. Böylece Nikola Tesla'nın Dünya çapında telsiz hayali, 30 yıl sonra, icat ettiği vericinin kullanılmasıyla yeniden gerçekleştirildi.

Radar ve Türbinler

Tesla, birçok alanlarda yaratıcı araştırmalara devam etti. 1917'de uzaktaki cisimlerin üzerine kısa dalga darbeleri gönderip, yansıyan kısa dalga darbelerinin bir flüoresan ekran üzerinde toplanmasıyla izlenebileceklerini açıkladı. Eğer bu radar değilse, neydi? Diğer bilim adamlarının varlıklarını keşfetmelerinden 20 yıl önce, kozmik ışınları açıkladı. 1929'a kadar çeşitli zamanlarda, buhar ve gaz için "kepçesiz" yüksek hızlı türbinler üzerinde çalıştı. Kolay öfkelenen Tesla ile, Edison Waterside Enerji Tesisi ve Allis Charmes Fabrikasındaki araştırmalarında onunla çalışan bazı mühendis ve yardımcıları arasında ortaya çıkan sürtüşme, aleyhine oldu. Bugün, düz rotorlu Tesla türbinlerinin sonucu hakkında hiçbir bilgimiz yoktur.
Yıllar geçtikçe, ondan, gittikçe daha az haber alınmaya başlandı. Bazen gazeteci ve biyografi yazarları onu arayıp röportaj yapmak istiyorlardı. Gittikçe garipleşti, gerçeklerden uzaklaştı, aldatıcı hayalciliğe yöneldi. Not alma alışkanlığı edinmemişti. Her zaman tüm araştırma ve deneylerine ait tüm bilgiyi aklında tutabildiğini iddia ve ispat etti. 150 yıl yaşamaya kararlı olduğunu ve 100 yaşının üstüne eriştiği zaman, araştırma ve deneyleri sırasında topladığı bütün bilgiyi etraflıca anlatarak, anılarını yazacağını söyledi. İkinci Dünya Savaşı sırasında öldüğü zaman, kasasına askeri yöneticiler el koydular ve kayıtların cinsine ait herhangi bir şey duyulmadı.

Tesla'nın kendine özgü bir tutarsızlığı da, kendisine iki şeref unvanı verildiği zaman ortaya çıktı. Birini reddetti. 1912'de Nikola Tesla ve Thomas Alva Edison'un 40.000 $'lık Nobel Ödülü'nü paylaşmaya seçildikleri açıklandı. Tesla, bu ödülü de reddetti. Her nasılsa, Edison'u sevenler tarafından kurulan AIEE Edison madalyasını 1917'de Tesla'ya layık görüldüğünde, bunu kabul etmeye yanaşabildi.

Kişilik

Tesla, yaklaşık 2 metrelik boyuyla kendi dönemine göre oldukça uzundu. Narin yapılı, beyaz tenli, mavi gözlü ve dalgalı kahverengi saçlıydı. Her zaman resmi giyinirdi.
Tesla saplantılı biriydi, garip huyları ve fobileri vardı. İşlerini üçerli gruplar halinde yapardı, ve numarası üçe tam bölünebilen bir otel odasında kalmak konusunda ısrarcıydı. Tesla mücevherden, özellikle inci küpelerden iğrenirdi. Temizlik ve hijyen konusunda çok titizdi. Yuvarlak nesnelere ve kendisininki dışında insan saçına dokunmaktan hoşlanmazdı.
Tesla güvercinlere özel bir ilgi duyardı. Parkta beslediği güvercinler için özel yemler sipariş eder ve güvercinlerin bazılarını otel odasına getirirdi. Hayvanları severdi.
Resmi yemekler dışında her zaman yalnız başına yemek yerdi, ve hiçbir koşul altında bir bayanla tek başına yemek yemezdi.
Tesla hiç evlenmedi. Bekar ve aseksüel olmasının bilimsel yeteneklerine yardımcı olduğunu düşünüyordu.

Tesla muhteşem şovmenlik yeteneğiyle tanınırdı. Buluşlarını ve deneylerini tıpkı bir sihirbaz gibi sanatsal bir şekilde tanıtırdı.

Kaynak:zamandayolculuk.com(Çetin Bal),Wikipedia