okuma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
okuma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Şubat 2016 Perşembe

HAFTANIN KİTAPLARI 1

HAFTANIN KİTAPLARI 1


Haftanın okunan kitapları iki tane, görüldüğü üzere biri Platon biri de Thomas More kaleminden çıkmış durumda. Yaşadıkları dönemler arasında asırlar olsa da iki düşünür aynı konu hakkında yazmış ve istedikleri devlet modelini, o devletin insanlarının hayat şeklini ele almış durumdalar. 

Birbiriyle kıyaslama yapabilme adına peş peşe okumanın daha etkili ve faydalı olacağını düşündüğüm bu iki kitaptan ilki "Devlet"te Platon yine Sokrates'in ağzından fikirlerini aktarmakta ve bir devlet kuracak olsak nasıl bir devlet olurdu, nasıl olması gerekirdi fikrinden yola çıkarak bir sohbet etrafında "Devlet" oluşturulmakta. Bu, bütünlüğünü kaybetmeyecek şekilde genişlemesini ama birliğini boğacak kadar da genişlememesini istedikleri Devlet'i yönetecek olanalara "Koruyucu" diyen konuşmacıların oluşturdukları Devlet'in oldukça radikal nitelikte özelliklere sahip olduğunu kitabın ilerleyen aşamalarında görebilmekteyiz. Savaşlara çocukların da götürülmesi ve bu sayede büyüdüklerin de yapacakları işi yakından görüp öğrenmelerini amaç edinen fikirler, kimsenin kendi gerçek çocuğunun kim olduğunu bilmemesi gerektiğini öne süren fikirler gibi. 

Kitabın sonuna doğru yönetim biçimleri; Oligarşi, Demokrosi, Timokrasi ve Zorbalık yönetimleri ele alınıp bunların işleyişi, avantaj veya dezavantaj yönleri ile  halkı ele alınıyor. Thomas More'un "Ütopya"sında ise kitaba göre zaten var olan bir adaya gidip oradaki yaşama tanık olan Raphael durumu anlatmaktadır. Ütopya'nın kapsamı ve ayrıntısı Devlet'e nazaran daha az olsa da devlette değinilmeyen konulara da değinildiği için artı yönleri de bulunmakta. 54 şehirden meydana gelen Ütopya adasıda tarımın önemine ve halkın toprağın sahibi değil  işçisi olduğuna değiniliyor. Her yıl belirli sayıda insan şehirden kırsal alana giderek nöbetleşe şekilde toprağı işlemektedir. Ütopyada her on yılda bir evlerin oturanlarının  kura ile değiştirilmesinin sebebi ise mülkiyet kavramının oluşmaması gerektiği için olduğu söyleniyor. Ütopya adasında şehirler arasında seyahat için halkın izin alması gerekirken bunu yapmayanlar için nerdeyse ölüm cezasına kadar varan uygulamalar ise genel Ütopya  yönetimine uyanan hayranlığı gölgeler cinsten yaptırımlardan sadece biri bana kalırsa. Bu özelliği her iki kitapta ta görmekteyiz. Zamanlarındaki yönetimlere karşı eleştirel olarak yazılan kitapların daha iyi bir yönetim ve toplum sunması amacı bir yerden sonra elestiridikleri olgulardan farkı kalmaması tezatı çok çarpıcı bir özellik oluşturmakta. Fakat her iki kitapta irdelenmeye ve üzerinde durulmayı hakediyor. Okunulmasi tavsiye olunur.

Sevgiler
Historian

16 Temmuz 2015 Perşembe

TATİLDE OKUNABİLECEK KİTAPLAR

TATİLDE OKUNABİLECEK KİTAPLAR



Bir bayram daha geldi çattı. Günümüzde o kadar yoğun ve hızlı akan bir hayat var ki en ufak nefes alma fırsatını değerlendirmek için, can atıyor ve kendimize böylece zaman ayırabiliyoruz. Ben bu fırsata geçen haftalardan itibaren ulaştığımda  direkt kitaplara sarılıp bir solukta üç kitabı okudum; bu yüzden, benim gibi kitapları özleyenler için tatil okumalarında  fikir olur diye neler okuduğumdan bahsetmek istiyorum...  

Okumuş olduğum kitapların yazarları; John  Steinbeck, Victor Hugo ve Ernest Hemingway yani edebiyatla arasinda belli bir mesafe olan insanların da yüksek ihtimalle duymuş olduğu yazarlar... 

Steinbeck ve Hemingway Amerikalı aynı zamanda ikisi de Nobel ödüllü  ve yine ikisi dil olarak çok sade, neredeyse benzetme dahi yapmayan düz anlatıma sahip yazarlar bu fakat genel olarak hikayelerinin sonlarında vurucular, beklenmeyen gelişmelerle insanı şaşırtıyorlar. Özellikle, okumuş olduğum "Uzun Vadi" isimli, öykülerin derlemesi olan kitapta  ters köşe sonlar dikkat çekici idi.

Hemingway'in diğer eserlerini açıkçası okumadim, bugüne kadar niye okumadım onu da bilmiyorum ama  o da çok sade olmakla birlikte , insanı oldukça fazla etkileyen kurguya sahip. "Yaşlı Adam ve Deniz" kitabında; 84 gündür denizde balık tutamayan yaşlı bir balıkçının sonraki günlerde denizdeki mücadelesini anlatıyor. 

Diğer bir kitaba gelecek olursak, Victor Hugo diyince akla ilk gelen elbette "Sefiller" ,  "Bir İdam Mahkumunun Son Günü" isimli, az bilinen eserin dili ise, Amerikalı yazarlardan daha edebi  olmakla birlikte yine abartılı bir anlatım yok genel olarak benzetmelere başvurulmuş bir anlatım var , konusu itibarı ile de oldukça etkileyici olması bekleniyor zaten , bazı noktalarından ders çıkarılabilecek güzel bir eser aynı zamanda tarihi olarak da ufak bilgilere sahip. Bu üç kitap arasında sıralama yaparsam Hugo, Hemingway, Steinbeck olarak tercihlerimi belirtebilirim. 

Herkese iyi okumalar ve iyi tatiller.

Sevgiler
Historian