Arkeoloji ve Sanat Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Arkeoloji ve Sanat Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Nisan 2016 Cuma

HAFTANIN KİTAPLARI VII

HAFTANIN KİTAPLARI VII


Yaklaşık 1 ay zorunlu ara verdikten sonra haftanın kitapları ile tekrar buralardayım. Bu süre genellikle makaleler ve bazı kitaplardan bölümler okuma ile geçtiği için maalesef edebiyattan, felsefeden biraz uzak kaldım o sebeple gelecek hafta bu kitap açlığı ile 4-5 roman okuyup,onlardan bahsetmem yüksek ihtimal. 

Haftanın kitaplarını yazmadığım bu birkaç haftada ise şu 3 kitabı okudum; ilk kitap: Roma'nın Yurtsever Tarihçisi Titus Livius, Bedia Demiriş'in yazdığı, Arkeoloji ve Sanat Yayınları'ndan çıkan bu kitap geçen haftalarda okumuş olduğum yine Bedia Demiriş'in  Tacitus'u gibi Roma dönemi tarihçiliği hakkında. 

Roma krallık döneminde yüksek magistiratların yani memurların tutmaya başladığı basit kayıtlar olup sonra gelişim gösteren "Commentarii" ler, din görevlileri pontifexlerin tuttuğu yıllıklar olan "Annales Maximi"ler ve daha bir kaç eski kayıt tutma belgelerinin tanımlarını içeren bölümlere yer veren Bedia Demiriş sonra Livius'un tarihçiliğine, üslub ve biçemine, ona yöneltilen olumlu-olumsuz eleştirilere değiniyor ve onun üstünden dönemin tarihçiliğine değiniyor,bilgilerin okuyucuya sunuluş şekli ve içeriği açısından çok yararlandığım bir kitap oldu,hem bir ders kitabı olarak tarihçilere veya Latin dili gibi bölümlerde okuyanlara hem de genel okuyucuya hitap eden bir eser. 

Bir diğer okuduğum kitap ise: Sina Akşin'in "Kısa Türkiye Tarihi" en sevdiğim yayınevlerinden olan İş Bankası'ndan Eylül 2007'de ilk basımı olmuş bir kitap. Maalesef beni hüsrana uğratan bir kitap oldu Osmanlı ve Türk kültür hayatı hakkında güzel tanımlarla başlayan kitap Tanzimat Fermanı (1839) ile olayları ele almaya başlayıp 2000'li yıllara kadar belli başlı olayları sıralıyor. Bana kalırsa genel okuyucu,yani biraz neler olmuş diye fikir edinmek, akademik seviyede bilgi peşinde olmayan ve ayrıntılarla boğulmak istemeyen okuyucu için bile çok yüzeysel bir kitap, Vikipedi'de daha tatmin edici düzeyde bilgilere ulaşmak, okumak mümkün. Aynı zamanda yazar niyeyse daha evvel kimsenin kullanmadığı terimler ve kısaltmaları kullanarak dikkatimi çekti, örneğin Mondros Mütarekesine; "Mondros bırakışması" demesi veya İttihat  ve Terakki'ye kısaca İT, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini ise ARMHC demesi ve devamlı öyle kullanması. "Bana göre böyle denmeli" diyerek terminolojiye farklı bir boyut ekleme lüksünün olmaması gerektiği bir alan tarih, bu tip farklı kullanımlar aynı konu hakkında bilgi düzeyini arttırmak isteyen insanlar için sıkıntı çıkarabilecek olduğu kadar, okuyucunun canını sıkan yenilikler olmaktan öteye gitmemekle birlikte okuyucunun gözünde yazılan konunun da içini boşaltmakta bana kalırsa. Demekki,başında bişeyi bize kısaca sunmayı vaad eden kitaplardan uzak durmak ve tedbirli olmak gerek yoksa bildiklerimizi de unutmak mümkün. 

Ve hüsranlarla dolu okumalarımın son kitabında "Genç Werther'in Acıları"mevcut Goethe'nin yazdığı dönemde bir çok insanın intihar etmesine sebep olan bu kitap okuduktan sonra bende de bir düşünce meydana getirdi elbette; "Bu insanlar niye intihar etti?" Can Yayınları'nın  mini kitap versiyonunu bizlere sunduğu kitapta genç bir adamın arkadaşına yazdığı gel-git dolu ruhsal dünyasının yansıması olan mektupları görüyoruz. İlgimi çekmeyen konu edebi yönden de zayıf olunca,öylesine okumuş olduğum bir kitap olarak  listeme eklendi Genç Werther o yüzden üzerinde durmam gereken pek bi husus yaratmadı. Bu hafta herkese verimli ve güzel okumalar dilerim, benden bu kadardı, görüşmek üzere...

Sevgiler
Historian

18 Mart 2016 Cuma

HAFTANIN KİTAPLARI V

HAFTANIN KİTAPLARI V


Bu hafta okuduğum iki kitapta Roma tarih yazımı ve tarihçiliği ile alakalı. İlki, tarih yazarı Tacitus ve onun yazdığı Annales isimli eseri; eserde takındığı anlatımdan yola çıkarak tarihçiliği  hakkında yazılmış bir incelemeden meydana gelen kitap Augustus dönemine biraz değindikten sonra Tiberus, Caligula,Claudius ve Nero imparatorluklarını anlatmaya koyuluyor. Augustus dönemine değinişi giriş niteliğinde olduğu için esas anlattığı dönem aralığı İ.S.14-68 yılları, Annales yani tarih anlamına gelen bu eserini Tacitus'un İ.S 116 yıllarında yazmaya başlamış olabileceği düşünülmekte,eseri yazarken dikkat ettiği unsurun tarafsızlık olduğu görülen Tacitus, yazarların imparator döneminde korkudan onu öven yazılar yazdığını imparator ölünce içlerinde biriktirdikleri kin dolayısı ile de bu sefer aynı imparator hakkında nefret içeren yazılar yazdıklarını bu sebeple yazılan tarihin tarafsız olamadığını kendisinin bu konuya özellikle dikkat ettiğini okuyoruz. 

224 sayfadan meydana gelen kitabın yarısı Tacıtus'un ve onun öncesinde Roma tarih yazımının, kaynaklarının, üslubunun incelenmesinden meydana geliyor. Daha sonra ise Annales isimli eserin özeti bulunmakta, Bedia Demiriş'in yazdığı bu kitap 2002 Arkeoloji ve sanat yayınları, İstanbul künyesine sahip. 

Bir diğer kitap Eutropius'un: Breviarum Historiae Romanae yani Roma Tarihinin Özeti. Benim sevdiğim yayın evlerinden biri olan Kabalcı'dan 2007 yılında Çiğdem Menzilcioğlu  çevirisi ile basılan kitap Latince ve Türkçesi yan yana basılmış durumda misalen 34. Sayfada Latincesi yandaki 35.sayfada Türkçe çevirisi yer alıyor. Eutropius'un İ.S 369 yılında, İmparator Valens'in isteği üzerine kaleme aldığı eser Roma tarihini pek bilmeyen komutanlar'ın bilgi sahibi olmasını amaçlarken bir diğer amacı Persler'e karşı başlatılması düşünülen savaşı haklı göstermektir. 

Propaganda niteliğinde yazılmış olan eserde,  Roma'nın başarıları ne kadar çok ele alınmışsa dile getirilmesi istenmeyen durumlar üzerine de az durulmuş.Romanın İ.Ö 753 yılında kurulmasından başlatılan tarih kronolojik olarak İ.S 364 yılına kadar yalın bir şekilde anlatılmakta ve her ne kadar propaganda amaçlı yazılsa da Roma'nın yenilgilerine kayıplarına ve yıllarca çektiği sıkıntıları da yer vermesiyle dozunda bırakılan taraf olma durumu bulunan eser kıymetli bir genel tarih durumunda... Haftanın okunanları böyle, görüşmek dileğiyle.


Sevgiler
Historian