Sadri Maksudi Arsal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sadri Maksudi Arsal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Şubat 2019 Pazartesi

Cengiz Han Yasası (YASA) ve Kaynakların Analizi

Cengiz Han Yasası (YASA) ve Kaynakların Analizi

*EK 2: Karşılaştırmalı Eleştirel Analiz: Buraya aldığım "yasa"; güvenilir bir kaynaktan alınmış bir belgenin Türkçe çevirisidir. Bir çok sitede, üzerinde kalem oynatılmış, değiştirilmiş, kaynağı belirsiz dolayısıyla itibar edilmemesi gereken metinler dolaşmaktadır. Aşağıdaki örneklere bakalım... (devamı için yazının sonuna geliniz.) DK




Cengiz Han, Ulan Batur
Curt Alinge, Moğol Kanunları
Yazarın konuyla ilgili önsözünde, "Yasa ve Eski  Tsaayin - Biçik'in   muhtevaları   tamamiyle [verilmiştir]…" deniliyor.

YASA

1. -     Zani  ister evli  olsun  ister  olmasın,  zina  ölümle  cezalandırılır.

2.  -    Sodomi  ölümle  cezalandırılır.

3.  -     Kim  bilerek  yalan  söyler  veya  sihirbazlıkla  uğraşır  veya bir  başkasını  gözetler  veya  kavga  eden  iki  kişinin  arasına  girer  veya  bir  kimseye  başka  birine  karşı  yardım  ederse  ölümle  cezalandırılır.

4.  -     Kim kül veya  su  içine  işerse  ölümle  cezalandırılır.

5.  -     Kim mal  alır  ve üç  kez  arka  arkaya  iflas  ettiğini  bildirirse  ölümle  cezalandırılır.

6.  -     Kim  tutsak  alanın  izni  olmadan  bir  tutsağa  yiyecek  veya giyecek  verirse  ölümle  cezalandırılır.



7.  -     Kim  kaçmış  olan  bir  köleyi  veya  tutsağı    bulur  ve  onu eski  zilyedine  geri  vermezse  ölümle  cezalandırılır.

8. -     Bir  hayvan  kesilirken    bacakları    bağlanmalı,  karnı  açılmalı  ve ölünceye kadar  kalbi  elle sıkılmalıdır,  bundan  sonra    onun eti  yenebilir.  Ama  kim  bir  hayvanı  Müslümanların  usulünce  keserse,  o  da  aynı  biçimde  kesilmelidir.

9.  -     İster  saldırıda,  ister  geri  çekilmede  olsun    bir  kimse  savaşta  çıkınını,   yayını  veya  eşyasından  başka  bir  şeyi    düşürürse, arkasındaki  adam  attan  inmeli  ve  bunu  ona  geri  vermelidir.  Bunu yapmayan  ölümle  cezalandırılır.

10. -    Ebu Talib'in oğlu Ali'nin bütün ardgelenleri,  bütün fakirler, Kur'an  okuyucular,  fakihler,  hekimler,  bilginler,  rakipler  ve  tek başına  inzivada  yaşayanlar,  müezzinler  ve  ölü  yıkayıcılar  vergi  ve resimlerden  muaftırlar.

11.  -     Tanrının  hoşuna  gitmek  için birer  araç olduklarından  bütün  dinlere  eşit  olarak  saygı  gösterilmelidir.

12.  -     İsterse  veren  bir  prens  ve  alan  bir  tutsak   olsun,    veren tadına  bakmadan  önce onun  elinden  bir  şey  yemek  yasaktır.  Başkasının yanında onu  birlikte  yemeğe  çağırmadan  bir  şey  yemek ve  arkadaşlarından  daha  çok  yemek  yasaktır.   Üstünde  yemek   pişirilen ateşin veya yenilmekte olan  bir  yemeğin üzerinden  geçmek  yasaktır.

13.  -     Seyyahlar  yemek  yemekte  olan  kimseleri  görünce    attan inmeli  ve  izin  istemeden  onlarla  birlikte  yemelidirler.  Bunu  onlara kimse  yasaklamamalıdır.

14.  -     Suya  elleri  daldırmak  yasaktır;    su  almak    için  bir  kap kullanmalıdır.

15.  -     Giyildiği  ve iyice yıpranmadığı  sürece  elbiselerini  yıkamak yasaktır.

16.  -     Her  hangi  bir  şeye  pis  demek  yasaktır.   Herşey  temizdir ve  temizle  pis  arasında  bir  fark  yoktur.

17.  -     Herhangi  bir  mezhebi  üstün  tutmak,  kelimeleri  üstüne  basarak  söylemek  ve  şeref  unvanları  kullanmak  yasaktır.  Hükümdarla  veya  başka  birisiyle  konuşan  kimse  sadece  onun  adını  söylemelidir.

18.  -    Ardgelenlerini  o  birlikleri  şahsen  gözden    geçirmeğe  ve savaşa  girmeden  önce  silahları  kontrol  etmeğe,    savaşçıları  savaş  için  gerekli  herşeyle  donatmaya  ve  herşeyi  en  ince  noktalarına  kadar  gözden  geçirmeğe  ve gerekli  bir  şeyi eksik olanı cezalandırmaya mecbur  tuttu.

19.  -     Birliklere  refakat  eden  kadınlar,  erkekler  savaşta  iken bunların    ve  vazifelerini  Üzerlerine  almak  mecburiyetindedirler.

20. -    Seferden  dönen  birlikler  hükümdara  belli  vergiler  vermek mecburiyetindedirler.

21. -    Her  yıl  başında,  kendisi  ve oğulları  için  aralarından  seçsin diye  bütün  kızlar  hükümdara  takdim  edilmelidirler.

22.  -     Birliklerin  başında  her  bin, yüz ve on   er  için bir    önder bulunur.

23.  -     Eğer  birlik  önderlerinin  en  yaşlısı  yanlış  bir    yapar  ve hükümdar  onu  cezalandırmak  için  hizmetçilerinden  en  sonuncusunu ona gönderirse,  o bu berikine  teslim, olmalı  ve ölüm   cezası  bile olsa, ceza  infaz  edilinceye  kadar  önünde  diz çökmelidir.

24.  -     Birlik  önderleri  hükümdarından  başka  kimseye  baş  vuramazlar,  yoksa  ölümle  cezalandırılırlar.  İzin  almadan  yerini    değiştiren  de ölümle cezalandırılır.

25.  -     Hükümdar  ülkedeki  olaylar  hakkında  daha  çabuk  bilgi edinebilmek  için  sürekli  posta  karakolları  kurmalıdır.

26.  -     Cengiz  Han'ın  oğlu  Çağatay  Yasa'ya  uyulmasına    dikkat etmelidir.

27. -     Askerler  ihmalden  ötürü    cezalandırılmalıdırlar;    sürek avında bir  hayvanı  vuramıyan  avcılar  sopa  ile veya  ölümle cezalandırılmalıdır.

28.  -     Adam  öldürmeden  dolayı  cezadan  kanlık    (diyet)  ödeyerek kurtulunabilir:  bir  Müslüman  öldürülmüşse  40  altın,   bir  Çinli öldürülmüşse bir  eşek.

29.  -    Yanında  çalınmış  bir  at  bulunan  bir  kimse,  onu  sahibine aynı değerde  9 atla geri vermeğe  mecburdur.  Buna   mali  takatı yoksa  atlar  yerine çocukları  alınmalıdır;    çocuğu    da  olmayanı  bir koyun  gibi  kesmelidir.

30.  -     Yasa, yalan,  hırsızlık  ve  zina'yı    yasaklar  ve    yakınlarını kendi  kendini  sevdiği  gibi  sevmeği,  hakarette  bulunmamayı  ve  onları   tamamiyle  unutmayı,  kendiliğinden   teslim    olan  kenti,  köyü korumayı,  Tanrı'ya  adanmış  tapınakları  ve  Tanrı'nın  hizmetkarlarını  her  türlü  vergiden  beri  tutmayı  ve  onlara  saygıyı  emreder.

31.  -     Yasa,  birbirini  sevmeyi,  zina  işlememeği,  çalmamayı,  ya­lan  yere  tanıklıkta  bulunmamayı,  hain  olmamayı,  ihtiyarlan  ve  fakirleri   korumayı  emreder.  Aykırı  eylemler  ölümle  cezalandırılırlar.

 32. -     Çok  yemek  yemekten  ötürü  kim    kusarsa,    onu  çadırda sürüklemeli  ve hemen  öldürmeli.  Bunun  gibi, ordu  komutanının  çadırının  eşiğine  ayakla  basanı  da  öldürmeli.

33.  -     İçkiyi  bırakamıyan  ayda  üç  kez  sarhoş    olabilir.    Bunu aşarsa  suçludur.  Ayda  iki  kez  sarhoş  olmak  daha  iyidir;  bir  kez ise daha  övgüye  değer. Ama  hiç  sarhoş  olmamak!  Bundan daha  iyi  ne olabilir?  Böyle bir  kimse  nerede  bulunabilir?    Eğer  gene  de  böyle birisi  bulunursa,  o  her  türlü  saygıya  değer.

34.  -     Odalıkların  çocukları  nesebi  sahih  çocuklardır  ve  babalarının  vasiyetine göre mirastan  gereken düşengelerini alırlar.  Mirasın  bölüştürülmesi şöyle olur: en  büyük oğul  küçüklerden  daha çok alır;  en  küçük  oğul babanın  yurdunu  (evini)  alır.  Çocukların yaşlılığında  öncelik,  genel  olarak  evliliğin  süresine  uygun  olarak  ananın mevkiine göre  tayin  edilir.

35.  -     Babasının  ölümünden  sonra,  anası  bir  yana,  karılarının ne  olacağı  oğulun  tasarrufuna  bırakılmıştır  ve  isterse  onlarla  evlenir  veya  başkalarıyla  onları  evlendirebilir.

36.  -     Kanuni  mirasçılardan  başka  herkese  bir  ölünün  her  hangi  bir  şeyini  kullanmak  ciddi  bir  şekilde yasaktır.

Kaynak: Moğol Kanunları, Curt Alinge, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, 1967, s. 143-46   Çeviren: Bahriye Üçok
......................

Curt Alinge, Moğol Kanunları
Eski Tsaayin Biçik (yargıçların Kitabı)
1- Şamanların (Kamların) odalıklarıyla cinsi münasebette bulunmanın cezası yoktur

2- Bir prensesle zina halinde yakalanan kimse cereme olarak bir keçi ve bir teke keser.

3- Alelade zinada zani, boynuzluya dört yaşında bir at, zaniye de yargıca üç yaşında bir at verir.

4- Bir yabancıyı odalığının yanında yakalıyan kimse onu tamamiyle soyabilir, yanında bulunan at, para ve ne varsa alabilir ve onu çırılçıplak kapı dışarı edebilir. Odalık cezalandırılmaz.

5- Bir genç erginleşip hayatını kazanmaya başlayınca artık babasının velayeti altında bulunmaz ve doğrudan doğruya kanuni beyin uyruğu olabilmek için sürünün bir düşergesini alarak babasından ayrılabilir.

6- Eğer Kalmükler birbirleriyle kavga ederken biri diğerinin saç örgüsünü çeker veya onları koparırsa, örgüler hükümdara ait olduğu ve uyrukluğun bir işareti bulunduğu için bu, cezayı gerektiren bir fiildir. Ama bir kimsenin örgüsünden etrafında serbest ve upuzun saçları varsa, bunu herkes ceza görmeden çekiştirebilir, çünkü onun kendi saçıdır ve hükümdarın saçı sayılmaz.

7- Kulübede kendi yerinde, yani kapının sağ yanında ocağın arkasında ve yatağın ayak ucunda oturan bir kadına kimse dokunmamalıdır; o bir yabancıya küfredebilir, hatta kadın istediği gibi ona odun veya ev eşyası fırlatabilir.  Ama kavgada yerinden ayrılırsa, hele kulübeden dışarı çıkarsa hakkını kaybeder ve hakaretlerinden ötürü gerektiği gibi cezalandırılabilir.

8- Bir kadın bir hükümdara gider ve kendisine veya yakınlarına verilmiş olan bir cezanın affı için ricada bulunursa, karşı cinse karşı duyulan saygıdan ötürü genel olarak küçük cezalar affedilir. Büyükleri ise yarı yarıya indirilir.

Kaynak: Moğol Kanunları, Curt Alinge, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, 1967, s. 146-47   Çeviren: Bahriye Üçok
Kitabın önsözünde çevirenin (Üçok) notu

Kaynak kitabın Kapağı


EK 1 : Kaynak kitabın yazarı Curt Alinge'nin yazdığı önsözden alınmıştır.

"Yasa hakkında en önemli kaynaklar şunlardır:

1) Alâ al-Din, XIII, Yüzyıl İranlı tarih yazarlarından; «Tarih-i Cihanküşa» («Dünya fatihinin tarihi») adlı eserinde 1217-1257'ye  kadar Moğollar'ın tarihini anlatmakta ve birçok yerlerde Yasa'ya işarette bulunmaktadır; bu eser Mengü Han (Munke Han)'ın Karakurum'daki sarayında bizzat yaşamış olup (1252) Hülâgû zamanında 20 yıl Bağdat valiliğinde bulunmuş olan bir çağdaşın kitabı olduğundan çok değerlidir.

(2) Raşid al-Din (Fazl al-Allah), XIII./XIV. Yüzyıl İranlı tarih yazarlarından; «Cami al-Tevarih» adlı eserinin ilk cildinde (Hicrî 702 = M. 1303'de yazılmıştır) bugün artık kaybolmuş bulunan Moğol kaynaklarına dayanarak ve Çin, Hind, Uygur bilginlerinden ve diğer bilginlerden faydalanarak ve İran hükümdarlarından Sultan Gazan Hanın emri üzerine yazmış olduğu Moğollar'ın ilk tarihi hakkındaki bahisler bulunmaktadır (Bu Quatremere tarafından tercüme edilmiştir: Histoire des Mongols de la Perse par Rashid-Eddin, Paris 1836);

(3) İzni-Batuta, XIV. Yüzyıl Arab seyyahı («Vogayes, texte arabe et traduction par Defremery et Sanguinetti, 4 cild Paris 1874 v, öt.); [ibn Battuta]

(4) Makrizi (Taka al-din Ahmed al-Makrizi), XV. Yüzyıl Mısırlı tarih yazarı; «Kitab al-muvaiz v'al-'itibar» (Mısır'ın tasviri) adlı eserinin «Hacib» bölümünde Yasa fragmentlerinin büyük bir kısmı (Nu. 1-26) bulunmaktadır; bk. de Sacy, Chrestomathie arabe arabca metin S. 59-62, fransızca tercümesi S. 1ü0-163;

(5) Mirhond (Muhammed, Hanvend-Şah'ın oğlu), XV. Yüzyıl iranlı Tarih yazarı; «Ravzat al-dafa» adlı dünya tarihine ait eserinin beşinci cildinde Cengiz Han'ın ve ardgelenlerin tarihini anlatmaktadır
(daha çok «Cami al-tavarih» ve diğer İran kaynaklarından faydalanmıştır) .

Ele geçmiş olup hepsi hakikî olarak kabul edilmemiş bulunan 36 Yasa fragmentinin türkçeleri bu yazının 1 numaralı ekinde bulunmaktadır. Bu fragmentler ancak kaynaklarda Yasa'dan alınmış
oldukları açıkça bildirilmiş olan fragmentlerdir
. Buna karşılık Petis de La Croix'nın, Histoire de Grand Genghizcan Premier Empereur des Anciens Mongols (Paris 1710) adlı eserinde «Yassa Genghiccani» adı altında bizim Yasa ile hiçbir ilgisi bulunmıyan ve müellifin Plano Carpini, Rubruk, Marco Polo gibi
kimselerin eserlerinden yapmış olduğu bir kompilâsyondan başka bir olmıyan bir Yasa bulunmaktadır. Ayrıca Makrizi gibi önemli bir kaynakdan da müellifin haberi olmadığı anlaşılmaktadır. Bununla beraber Petis de Croix'nın bu «Yassa»sı hiç bir tenkide tâbi tutulmaksızın Harold Lamb tarafından, birçok baskıları yapılmış olan (oldukça edebî) «Gengis Khan, Emperor of ali Men» (New York) 1928) adlı eserine alınmıştır; bundan da aynı şeyi Khara-Davan (Bibliyografya bk.) almıştır; gene aynı kaynakdan Gibbon'un bile History of the decline and fail of the Roman Empire adlı eserinin 4. bölümünde faydalandığı anlaşılmaktadır. Daha yeni ve ciddî müelliflerden Dr. L. Wieger S. J, da «Sommaire du Yassa» (Histoire modern de la Chine S. 1918 v. öt.)'sında aynı kaynaktan faydalanmıştır.

2. Diğer Kaynaklar:
Eski kaynaklardan Cengiz Hanin ve ardgelenlerinin imparatorluğundaki hukuk hakkında öğrendiklerimiz bu kaynakların o zamanki savaş olayları, Moğolların âdet ve yaşama tarzları vs. hakkında verdikleri etraflı bilginin yanında pek az bir yer tutmaktadır.

En önemli kaynak olarak iki fransisken papazın aşağıdaki eserleri anılmak gerekir:

(1) Johannes de Plano Carpini'nin «Historia Mongolarum» adlı eseri (lâtince metni Beazley yayınlamıştır, almancaya tercümesi Risch tarafından yapılmıştır, bibliyografyaya bk.); bu müellif Papa
IV. İnnosens'in elçisi olarak 1245 de Moğolistan'a gitmiş, 1246 da Karakurum'a varmış, Kuyuk'un seçiminde ve taç giymesinde bulunmuş, Kasımda dönüş yoluna çıkmış ve bir yıl sonra Lyon'da Papa'ya ulaşmıştır;

(2) Wilhelm von Rubruk'un «îtinerarium ad partes orientales» adlı eseri (lâtince metni Beazley yayınlamıştır, almancaya tercümesi Her'bst tarafından yapılmıştır, bibliyografyaya bk.); Rubruk
Fransa kiralı Saint-Louis'nin tavsiyenamesi ile 1252 Mayısında İstanbul'dan yola çıktı ve Aralık sonlarına doğru Mengü (Munke) Han'ın karargahna vardı ve onun peşinden 1253 Paskalyasına doğru
Karakurum'a gitti; seyahatinin gayesi Moğollar arasında misyonerlik yapmaktı, bu gayesine erişemedi ve 1254 yazında Mengü'nün emri üzerine geriye dönmeye mecbur kaldı ve Ağustos 1255'te kendi
manastırı olan Saint Jean d'Acre manastırına vardı.

Her iki eser, iki iyi çağdaş müşahidin kendi gözleriyle gördüklerini objektif ve berrak olarak anlattıkları eserler olmak bakımından değerlidirler.

Bizim konumuz bakımından ikinci derecede önemli olan bir şey de Cengiz Han'ın Raşid al-Din'in kaydetmiş olduğu sözleri ile Kuyuk Han'ın ve Batu'nun gene orada gördüğümüz birer sözleridir. Cengiz Han'ın sözleri daha çok hayat hakkında hakimane ifadelerdir;  bununla beraber. bunlar, Cengiz'in düşünüş tarzı ve karakterini biraz aydınlatmaktadır, ama bunların konumuz bakımından pek değeri yoktur. Kuyuk ve Batu'nun sözleri de her ne kadar oldukça genel mahiyette ise de, bunlardan birisi, Cengiz'in hemen ardından iş başına gelenler zamanında da hüküm süren bükülmez disiplini, diğeri de Yasaya uyulmanın ne kadar ciddiye alındığını gösterdiğinden buraya yazılmıştır..."  [Kuyuk Han'ın sözlerinden kısa bir alıntı var]


EK 2: Karşılaştırmalı Eleştirel Analiz
Dilara Kahyaoğlu

A. Maddelerin Karşılaştırılması
Buraya aldığım "yasa"; güvenilir bir kaynaktan alınmış bir belgenin Türkçe çevirisidir. Bir çok sitede, üzerinde kalem oynatılmış, değiştirilmiş, kaynağı belirsiz dolayısıyla itibar edilmemesi gereken metinler dolaşmaktadır. Aşağıdaki örneklere bakalım.... Şuna da dikkat! Bir çok sitede yasa numaraları farklıdır, o nedenle içeriğe bakarak ilgili maddeleri bulmak gerekiyor.  


Örnek1
Alinge'nin Yayımladığı Belge
10. - Ebu Talib'in oğlu Ali'nin bütün ardgelenleri, bütün fakirler, Kur'an okuyucular, fakihler, hekimler, bilginler, rakipler ve tek başına inzivada yaşayanlar, müezzinler ve ölü yıkayıcılar vergi ve resimlerden muaftırlar.(orijinali budur)

Şüpheli Metin
9) Kuran’ı ezberlemiş olanlardan, fakihlerden, tabiblerden, ulemadan, hayatlarını ibadete adamış zahitlerden, müezzinlerden, ölüleri yıkayanlardan vergi alınmayacaktır.
https://www.wannart.com/bir-devre-damga-vuran-cengiz-hanin-yasalari/
Alevilik ve/veya Şiilikle ilgili görüldüğü için olacak, Ali'nin ardıllarının  vergiden muaf olduğu noktası atılmış, yok edilmiş. 

Örnek 2
Alinge'nin Yayımladığı Belge
8. -    Bir hayvan kesilirken bacakları bağlanmalı, karnı açılmalı ve ölünceye kadar kalbi elle sıkılmalıdır, bundan sonra onun eti yenebilir. Ama kim bir hayvanı Müslümanların usulünce keserse, o da aynı biçimde kesilmelidir.


Şüpheli Metin
7) Bir hayvanı kesmek isteyen, onun ayaklarını bağlayıp karnını yardıktan sonra kalbini el ile sıkarak öldürmelidir. Ancak bu tarzda öldürülen hayvanın eti yenilebilir.
https://www.wannart.com/bir-devre-damga-vuran-cengiz-hanin-yasalari/
Müslümanlara yapılan göndermenin ve yasaklamanın olduğu kısım atılmış ve belgenin orijinalliği bozulmuş. 

Örnek 3
Alinge'nin Yayımladığı Belge
4.  -   Kim kül veya  su  içine  işerse  ölümle  cezalandırılır.

Şüpheli Metinden
3) Suya ve küpe işemenin cezası ölümdür.
https://www.wannart.com/bir-devre-damga-vuran-cengiz-hanin-yasalari
Burada külden bahsediliyor olması daha doğru. Ateşin kutsal olduğu bir halkın inanışına göre onu parçası olan kül de kutsaldı. Sadri Maksudi'nin internete dolaşan metninde bu kelime "küp" olarak belirtilmiş AMA kendi kitabının içinde "kül"dür. Demek ki siteye koyanlar tarafından metne müdahale edilmiş.  (bkz. aşağıda)


İngilizce Wikipedia'da da sorun var. Yasalar birbirine karışmış ve 32 maddede özetlenmiş. Şunu hatırlatayım... Cengiz ve onunla bağlantılı yasalar üç tane. Bunlar:
1. Cengiz Yasası ("Yasa" derken bu kastediliyor. Arsal bunu "yasak" olarak telaffuz edildiğini yazmış)
2. Eski Tsaayin Biçik ("yargıçlar kitabı" anlamına gelir, yukarıda buna da yer verdim)
3. 1640 tarihli Oyrat-Moğol Kanunu (Yeni Tsaayin Biçik)
Bundan sonra yapılmış başka kanunlar da var ama onlar başka bir tarihsel süreçle ilgili olduğu için bağlam dışılar.

Örnekleri uzatmadan burada kesiyorum. Siz de diğer maddeleri karşılaştırarak inceleyebilirsiniz.
Sitesine -bu konuda veya değil- çeşitli metinler koyanlar, onun; kaynağı ve güvenilirliği konusunda araştırma yapmak zorundadırlar. Aksi durumda yanlış bilgilerin yayılmasına aracı oluyorlar. 
Mesela:  http://www.turktoresi.com/viewtopic.php?f=17&t=1029

B. Sadri Maksudi Arsal'ın Makalesinin karşılaştırılmalı olarak İncelenmesi
İnternette araştırma yaparken Sadri Maksudi Arsal'ın bir makalesini buldum.
http://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/belgeler/347.pdf

Araştırdığım kelimeler, "kül" ve "küp" idi. Bendeki belgede "kül" olarak geçen kelime Arsal'ın makalesinde (adresini verdiğim link) "küp" olarak geçiyordu. Yalnız metnin orijinalliğinden kuşkulandım bir kere orijinal bir pdf değildi. Yeniden düzenlemişti. Ama dipnotların veriliş biçimi ve içeriği gerçekten de Sadri Maksudi Arsal'a ait olabilir izlenimi verdiği için bu sefer de kitabı aradım, buldum. Ve evet gerçekten de siteye konan makale, kitaptan alınmıştı ama bazı maddeleri tahrif edilmişti.

* Yukarıda örneğini verdiğim (A bölümü) şüpheli metin(ler)de Ebu Talip oğlu Ali ve ardıllarından söz edilmemiş olduğunu belirtmiştim ama Arsal'ın kitabında bu bölüm var. Yalnız bu kısımda da bir değişiklik var, aşağı yukarı aynı anlama da gelse belirtmeden geçmeyeyim.
age, s. 170
İnternetteki kaynak
Neden menetmek yerine zemmetmek kullanıldı?

*Son olarak; Arsal'ın kitabında Müslüman tarzı hayvan kesimine yasak getirildiğine dair bir bölüm yok. Arsal bu maddeleri Makrizi'den aldığını söylüyor. Bu durumda Memluk tarihi üzerine yazan Makrizi bu kısmı ya bilerek atladı veya Arsal bu kısmı Makrizi'de olmasına rağmen kendi kitabına almadı. Bu durumda yapılacak en doğru iş Makrizi'ye bakmak...

Karşılaştırılması amacıyla Arsal'ın kitabından aldığım "yasa" bölümlerinin görselleri aşağıdadır. bkz.

Kaynak: Türk Tarihi ve Hukuk, Sadri Maksudi Arsal, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, 1947, s.169-175

...