6 Eylül 2010 Pazartesi

HAFTANIN TARİHÇİSİ

Ord. Prof.  Fuad KÖPRÜLÜ ( 1890-1966 )
( Köprülüzade Mehmet Fuad )

Türk Tarihçiliğinin en önemli isimlerinden Fuad Köprülü İstanbul'da, 4 Aralık 1890'da doğdu. Baba tarafından onuncu göbekten Köprülü Mehmed Paşa'yla akraba olan Fuad Köprülü'nün annesi ise İslimye eşrafından Arif Hikmet Efendi'nin kızıdır. İlkokul sıralarından başlayarak okumaya ve araştırmaya karşı büyük bir ilgi duyan Fuad Köprülü, ortaokulu Ayasofya Merkez Rüştiyesi'nde, liseyi ise Mercan İdadisi'nde okudu.
İlk yazısı, 1905 yılında, henüz 15 yaşında lisede öğrenciyken "Musavver Terakki"de yayımlandı. Liseyi parlak bir biçimde bitiren Köprülü 1907-1909 yıllan arasında o zamanki Mekteb-i Hukuk'a (Hukuk Fakültesi) devam etti. Ancak tutmak istediği yol bakımından bu eğitimin yararlı olamayacağını düşündüğü için Hukuk Fakültesi'ni bitirmeden bıraktı. Liseyi bitirdiği yıllarda Farsça'yı oldukça iyi, Arapça'yı da okuduğu kitapları anlayacak derecede öğrenmişti. Bu arada Prof. Anjel'dan aldığı özel derslerle Fransızca'sını da ilerletti. 1908 yılında, II. Meşrutiyet'in ilânından sonra çok genç yaşta ülkenin düşünce yaşamına girdi.
1908 Aralık ayında kurulan Türk Demeği ile 1911 Ağustosu'nda faaliyete geçen Türk Yurdu Cemiyeti üyeleri arasında bulunan Köprülü Türk Ocağı'nın kültür heyetinde de görev aldı. Bu dönemde millî ve vatanî şiirleri, edebiyat, sosyoloji ve tenkit yazılan "Mehâsin", "Servet-i Fünûn" dergileriyle "Tanin" gazetesinde sürekli olarak yayımlanmaya başladı. Aynı yıllarda Fransızca'dan birçok çeviri de yaptı.

1910-1913 yılları arasında Mercan, Kabataş, Galatasaray ve İstanbul liselerinde Türkçe ve Edebiyat hocalığı görevlerinde bulundu. İlk bilimsel yazısı, "Bilgi" dergisinde, "Türk Edebiyatı Tarihinde Usûl" adıyla 1913 yılında yayımlanan makalesidir. Köprülü, bu makalesinde Türk edebiyatı tarihinin Avrupa bilim yöntemleriyle fakat kendi millî bünyemize uygun bir biçimde nasıl inceleneceğini göstermeye çalışıyor, ileride yapacağı çalışmaların temellerini tespit ediyordu. 20 Aralık 1913 tarihinde İstanbul Darülfünûn'u Türk Edebiyatı Tarihi müderrisliğine (profesörlüğüne) atandı. 1914 yılında kurulan Türk Bilgi Derneği'nin ve yine 1915 yılında kurulan Asâr-ı İslâmiye ve Milliye Tedkik Encümeni'nde genel sekreterlik görevlerini, "Millî Tetebbular Mecmuası"nın müdürlüğünü üstlendi.

Ord. Prof.M.Fuad KÖPRÜLÜ ve ailesi


Fuad Köprülü'ye uluslararası alanda ün sağlayan büyük monografisi 1918 yılında yazılıp, 1919 yılında yayımlanan "Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar" adlı yapıtı oldu.
1923 yılında Edebiyat Fakültesi Reisliğine (dekanlığına) seçildi. Paris'te toplanan Dinler Tarihi Kongresi'ne ülkemiz adına "Bektaşiliğin Menşeleri ve Eski Türklerde Sihri Bir Anane: Yağmur Taşı" tebliği ile katıldı. 1924 yılında Gazi Mustafa Kemal'in isteği ile Maarif Vekâleti Müsteşarlığına getirildi. Sekiz ay süren bu müsteşarlığı sırasında, bu vekâletin teşkilâtında Fuad Köprülü'nün teklifiyle köklü değişiklikler yapıldı. Edebiyat Fakültesi'ndeki görevine dönen Köprülü, aynı yıl sonlarında Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan Türkiyat Enstitüsü'nün müdürlüğüne getirildi. Hocalık yaşamında aslî görevine ek olarak İlahiyat Fakültesi'nde Türk Dinî Tarihi (1924), İstanbul Mülkiye Mektebi'nde Siyasi Tarih (1923-1929), Sanayi-i Nefise Mektebi'nde Medeniyet Tarihi (1926-1929) dersleri de verdi. 1925 yılında Rus İlimler Akademisi'nin ikiyüzüncü yılını kutlama törenine ülkemiz adına katıldı. W. Barthold, Kraçkovsky ve Oldenburg gibi Rus bilim adamlarının ortak teklifleriyle Sovyet İlimler Akademisi'nin muhabir üyeliğine seçildi.

1926 yılında Bakü'de düzenlenen Türkiyat Kongresi'ne katılan ve burada büyük ilgi gören Köprülü'ye, bir yıl sonra bilime yaptığı hizmetlerden dolayı Heidelberg Üniversitesi (Almanya) tarafından fahrî felsefe doktorluğu unvanı verildi. İstanbul Darülfünûn'u yapılan bir reformla 1933 yılında İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürüldüğü sırada Köprülü de bu reform çalışmalarına katıldı ve yeni kurulan üniversitede Ord. Prof. unvanıyla edebiyat fakültesi dekanlığına getirildi. 1934 yılında Sorbonne Üniversitesi'nin (Fransa) daveti üzerine, bu üniversitede Fransızca olarak verdiği üç konferansla Fransız bilim çevrelerinin dikkatini üzerinde topladı. Ülkemizi temsilen İran'a gönderilerek Firdevsî'nin 1000'inci doğum yılını kutlama törenine katıldı.

Atatürk'ün bir grup bilim ve fikir adamını kendi yakın çevresinde ve TBMM'nin çatısı altında toplamak istemesinin bir sonucu olarak, 1935 yılında yapılan bir ara seçim ile Kars'tan milletvekili seçildi. Milletvekilliği döneminde İstanbul Üniversitesi'ndeki Türk Edebiyat Tarihi kürsüsüne ek olarak Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde Orta Zaman Türk Tarihi ve Siyasal Bilgiler Okulu'nda Türk Müesseseler Tarihi kürsülerinin de başkanlığını yürüttü. Bilime yaptığı katkılar nedeniyle 1937 yılında Atina Üniversitesi (Yunanistan), 1939 yılında ise Sorbonne Üniversitesi tarafından fahrî doktorluk unvanı verildi.

1941 ders yılına dek İstanbul ve Ankara'daki kürsü faaliyetlerini bir arada yürüten Prof. F. Köprülü, 1941 yılı sonlarına doğru, milletvekilliği ile üniversite hocalığının bir arada bağdaşamayacağı biçiminde alınan bir karar üzerine görev yaptığı kürsüleri bırakmak zorunda kaldı. 1935 yılında başlayan siyasi yaşamı, bir ara Meclis'te Maarif Komisyonu başkanlığı yapmasına karşın, şeklî bir milletvekilliğinden ileri gitmedi. 1943 Şubatı'nda ise, Cumhuriyet Halk Partisi grubunda yaptığı uzun bir konuşmada, Türkiye'nin o sıralarda Almanya aleyhine savaşa girmesinin ülkenin yüksek çıkarları bakımından son derece zararlı olacağı fikrini savundu ve Bayar da dahil olmak üzere bâzı arkadaşlarıyla birlikte böyle bir kararın alınmasını önledi.
1945 yılında ise 4 arkadaşıyla birlikte bütçeye red oyu kullandı. İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesi üzerine üç arkadaşıyla birlikte verdiği artık CHP içinde de, anayasanın ruhuna uygun olarak daha demokratik bir düzene geçilmesini öngören "Dörtlü Takrir" 12 Haziran 1945 tarihinde 7 saatlik bir müzakereden sonra reddedildi. Vatan gazetesinde yayımlanan yazılarında tek partili siyasî yaşama ağır hücumlarda bulunan Fuad Köprülü'ye daha sonra Menderes de katıldı. Uzun bir mücadeleden sonra "Dörtlü Takrir"de imzaları bulunan dört kişi 7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat Parti'yi kurdu. 1946 Temmuzu'nda yapılan milletvekili seçimlerinde Köprülü, Demokrat Parti listesinden İstanbul milletvekili seçildi.

Encyclopedie de L'Islam'ın üç dilde birden yapılan birinci baskısına, La Litterature Turque Othamanlı (Leiden 1931, IV. 988-1010) ve öteki 10 küçük madde ile tek Türk bilim adamı olarak katılan Köprülü, bu ansiklopedi 1940 yılından itibaren Dr. Adnan Adıvar'ın başkanlığında İslâm Ansiklopedisi adıyla Türkçe olarak yayımlanmaya başlayınca bu çalışmaların da içerisinde yer aldı. 1948 yılında Sovyetler Birliği, Rusya'nın Kars ve Ardahan'ı istemesi üzerine, Rusya ve komünizm üzerine yazdığı yazılardan dolayı Sovyet İlimler Akademisi'nden çıkarıldı. 1950 yılında dışişleri bakanlığına gelişinden sonra akademiye tekrar alınmak istenmişse de Köprülü bu isteği reddetmiştir.

Dört kurucusundan biri olduğu Demokrat Parti'nin 14 Mayıs 1950 tarihinde iktidara gelmesi üzerine bilimsel çalışmalarına ara vermek zorunda kalan Köprülü, dışişleri bakanı olarak görev yaptığı dönemde Türkiye'nin Nato'ya girmesi için çalıştı. Ülkemizin Kore Harbi'ne, Birleşmiş Milletler tarafında ve tugay gücünde katılmasıyla, Türk tugayının Kunuri Destanı'nı kazanması ve yoğun siyasi çalışmalarla 1952 yılında Kuzey Atlantik Paktı'na katılmamızı sağladı. Atatürk'ün Balkan politikasını canlandırmak ve Balkan Paktı'nın kurulması için çaba harcadı ve bunu -üç devlet arasında da olsa- kısmen sağladı.
Demokrat Parti hükümetinin iç politikadaki kimi kararlarını uygun bulmadığı için 1956 yılında dışişleri bakanlığından istifa etti.

1957 yılında ise Demokrat Parti'den ayrılarak siyasî yaşamdan çekildi. 1958-1959 ders yılında Harvard Üniversitesi'nde (Amerika) bu üniversitenin davetlisi olarak çalıştı.1959 yılında Türkiye'ye dönen Köprülü, 1960 İhtilali'ni takiben, 1955 yılındaki 6-7 Eylül olayları sırasında dışişleri bakanı olduğu bahanesiyle tutuklandı, ilk duruşmada o sırada dışişleri bakanı olmadığı Resmi Gazete ile ispatlanmasına karşın beraatine dek üç ay süre ile Yassı Ada'da tutuklu kaldı. 4 fahrî doktorluk ile 8 muhabir ya da şeref üyeliği ile 6 yıla yakın bir süre yürüttüğü siyasî görevi dolayısıyla başta Fransa, Almanya, Arjantin ve Yugoslavya olmak üzere çeşitli ülkelerden aldığı 8 nişanı bulunan Ord. Prof. Fuad Köprülü 28 Haziran 1966 tarihinde yaşamını yitirdi.

Kitapları:

Hayat-ı Fikriye (İstanbul, 1909),
Nasreddin Hoca (İstanbul, 1918),
Tevfik Fikret ve Ahlakı (İstanbul 1918),
Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (İstanbul, 1919,
Türkiye Tarihi, Kanaat Kütüphanesi (İstanbul, 1923),
Bugünkü Edebiyat (İstanbul, 1924),
Türk Tarih-i Dinîsi (İstanbul, 1925),
Türk Edebiyatı Tarihi (İstanbul, 1926),
Millî Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Divan-ı Türkî-i Basit (İstanbul, 1928),
Kayıkçı Kul Mustafa ve Genç Osman Hikâyesi (İstanbul, 1930),
Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar (İstanbul, 1934),
Eski Şairlerimiz Divan Edebiyatı Antolojisi (İstanbul, 1934),
Leş Origines de I'Empire Ottoman (Paris, 1935, Türkçesi 1959),
İslam Medeniyeti Tarihi (İstanbul, 1940),
Türk Saz Şairleri, Antolojisi, II ve III (İstanbul, 1940, 1941),
Demokrasi Yolunda-On The Way to Democracy (The Hauge, 1964),
Edebiyat Araştırmaları (Ankara, 1966),
Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri (İstanbul, 1981),
İslâm ve Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi (İstanbul, 1983)

Lorem ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry.

Comments


EmoticonEmoticon