Tahta çıkış
Babası Teoman, kendisi yerine üvey annesi Yenşi'nin oğlunu tahta çıkarmak istedi ve Mete'yi komşu kavim olan Yüeçilere(Yuezhi) rehin olarak gönderdi. Babası, ardından Yüezhi'lere savaş ilan ederek Mete'yi öldürttürmek istedi. Mete, babası Teoman Yüeçilerin topraklarına girmeden Yüeçilerin elinden kaçtı. Babası bu kadar zorlukları atlatmasının ardından hakkını vermek için emrine bir birlik verdi .Sonunda da Mete babasını,üvey annesi ve kardeşini öldürüp kağan oldu. (M.Ö. 209).[3][4][5]
Ok hikayesi
Çin kaynaklarına göre eğer okunu bir yöne yöneltirse emrindeki askerlerin hepsi o hedefe ok atarak hemen yokederdi. Bunu sıkça yapardı. Bir gün okunu en sevdiği atına çevirdi. Askerlerinden bazıları tereddüt etti. Bunun üzerine okunu sırayla tereddüt edenlerin üzerine çevirdi. Atına ok atmakta tereddüt eden askerlerinin hepsi atılan oklarla öldürüldü. Böylece küçüklükten beri oynadığı okunu hedefe çevirme oyunu emirlerinin tartışılmazlığını da perçinledi. Bir gün emrinde demir disiplini ile yetiştirdiği 10 bin askeri varken okunu babasının üzerine çevirdiğinde askerlerinden hiçbiri tereddüt etmemişti.[6]
Hun'un (Hiung-nu) yükselişi
Mete'nin hükümdarlığında ulaştığı sınırlar (M.Ö. 176)
Mete Önce Hunlardan toprak talebinde bulunan doğu komşuları Donghu üzerine yürüdü ve onları ağır bir yenilgiye uğrattı. Yapılan anşlaşmada Donghular yıllık sığır, at ve deveden oluşan bir vergi ödemeyi kabul ettiler ve M.Ö. 208 yılında onları hakimiyetine aldı.
Donghu'yu yendikten sonra (Sien Pi ile Wuhuan'ın Donghu kökenli olduğuna dair tez mevcuttur) Kuzey Moğolistan'da yaşayan Tunguz gibi halkları da içine kattı. M.Ö. 177-165 yılları arasında Hunların güney batısında, Tanrı Dağları ile Gansu arasında yaşayan Yüeçilein üzerine seferler düzenledi.[7] M.Ö. 203'de Yueçi'yi mağlup ederek kendi toprağna kattı.[3]
Ordos'da hakim olmaya çalışan Tahin Türklerini yendi. Çin üzerine sürekli seferler düzenleyerek Sarı Irmak'ın güneyindeki kaleleri egemenliğine aldı. Bu zaferlerle, sonradan Hunlara büyük gelirler getirecek önemli ticari yollarının kontrolüne sahip oldu.[3]
Bölgede yaşayan Altay (Moğol, Tunguz ve Türk vb.) kavimlerini egemenliği altına alarak askeri ve stratejik olarak daha güçlü bir hale geldi.
M.Ö. 200'de Han Hanedanı imparatoru Gaozu'nun (Gao-Di) 320.000 kişilik ordusunu ile Kuzey seferine çıktığında Han piyade birliklerinin ulaşmadan önce 400.000 seçkin süvarisiyle Gaozu ve mahiyetindeki birlikleri Baideng (bugünkü Datong, Şanşi)'de Peteng Kalesinde kuşatmıştır. Gaozu (Gao-Di) Mete'nin eşine hediye göndermesi ve Mete'nin kuzey eyaletlerini Hunlara bırakma ve yıllık vergi ödeme gibi bütün şartlarını kabul etmesi sonucu kuşatmadan kurtuldu.[4] Gaozu paytahtı Çang'an(bugünkü Şian)'a dönebilirdiyse de Mete arada bir Han'ın kuzey sınırını tehdit etmiş ve nihayet M.Ö. 198'de Ganzu barış istemiş ve Han'ın prensesini Tanhu'nun eşi olması ve yıllık haraç ödemesi şartlarıyla antlaşması imzalanmıştır.
Çin savaşından sonra, Mete,Yüzehi ve Wusun'u Hun'un köleleri olmaya zorladı.
Saltanatı boyunca çoğu halklar Hun idaresi altına girdi. Onların tümünü, steplerin bütün göçebe atlı okçularını bir imparatorluk altında birleştirdi. Göçebe tebaalarından başka Mete ayrıca Tarım Havzası'nda kendisine bağlılık yemini eden vaha şehir devletleri kurdu. Onun hem askeri hem de idari yapılanması sonradan birçok merkezi Asya halklarında ve devletlerinde uygulandı.
İdaresinde, Asya'da ve hatta Çin imparatorluğunda muazzam korku saldı. Büyük bir savaşçı ve bir savaş taktiği ustasıydı ve Çinliler dahil pekçok imparatorluklara karşı mağlup edilemediği muharebeler kazandı. Ordusu savaş zamanında toplanan sivillerden oluşmuyordu. Onun yerine sürekli eğitimli ve savaşa hazır halde bulunan profesyonel askerlerden oluşmaktaydı. Hakim olduğu bölgelerdeki geniş tahıl ve yiyecek kaynakları ile ordusunu ayakta tutabiliyordu.[3]
Mete, M.Ö.174 yılında öldüğünde, birçok kavimleri çatısı altında birleştiren büyük bir imparatorluk geriye bıraktı. Bu imparatorluk yaklaşık 18 milyon k&msup2; büyüklüğe sahipti. İmparatorluğunun sınırları doğudan batıya Japon Denizi'nden İtil(Volga) nehrine ve kuzeyden güneye Sibirya'dan Tibet ve Keşmir'e uzanıyordu. Hunların karşılarında bulunan tek düzenli ve güçlü kuvvet olan Çin ordusunun, iç karışıklıklar nedeniyle idari zaafiyet içinde olması Mete'nin devletini kolayca büyütmesine sebep gösterilir.[3][4][5]
Kültüre yaptığı etkiler
Türkiye KKK arması
Yaygın kitle eğlence sektöründe Çin efsanelerinde geçen acımasız ve disiplinli komutan olarak tasvir edilen karakterlere, Modu, Şanyu gibi Mete'nin isimleri verilmiş ve bu yapıtlara Mete'nin Çin kaynaklarında geçen hayat hikayesinden kesitler aktarılmıştır.
Oğuz Kağan efsanesi
Ana madde: Oğuz Kağan Destanı
Türk destanlarında Çin ve Hindistan fetihlerinde söz edilen Oğuz Kağan'ın Mete olduğu sanılmaktadır. Destanda anlatılan Oğuz Kağan ile Mete'nin hayat hikayesinde birçok benzerlikler bulunmaktadır. Mete'nin hayat hikayesinin Oğuz Kağan efsanesinin tarihi temelini oluşturduğuna inanılır.[3][4][5]
Türk Kara Kuvvetleri'nin kuruluşu
Ana madde: Türk Kara Kuvvetleri#Sembolik kuruluşu ve amblemi
Türk Kara Kuvvetleri'nin kuruluş tarihi 1363 yılı olarak kabul edilmekteydi. Hüseyin Nihal Atsız 1963 ve 1973'de Türkiye Kara ordusunun kuruluş tarihinin Mete'nin tahta geçtiği M.Ö. 209 olması gerektiğini yazmıştır.[8][9]Atsız'ın görüşlerini benimseyen Yılmaz Öztuna da 1968'de Cemal Tural'a Türk Kara Kuvvetleri'nin kuruluş tarihinin M.Ö. 209 olması teklifini yaptı.[10] Sonraları, K.K.K kuruluş tarihi M.Ö. 209 olarak değiştirildi.
29 Ocak 2011 Cumartesi
METE HAN
Related Posts
Tarihçi
Lorem ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry.
Comments