Alâiye’nin (Alanya), Anadolu Selçuklu Sultanı Birinci Alâeddîn Keykubat tarafından fethinden sonra, 1293-1471 yılları arasında burada hakimiyet sürmüş olan beylere verilen ad. Alâiye beyleri, önce Karamanoğullarına, sonra da Memlüklere bağlı kaldıklarından, beylik olarak kaydolunmamıştır.
Anadolu Selçuklularının son zamanlarında, Alâiye’yi Karamanoğulları zaptettiler. 1293 senesinde Kıbrıs Kralı Alâiye’ye asker çıkardı. Bunun üzerine Karamanoğlu Mecdüddîn Mahmud Bey, Memlük Sultanı Melik Eşref Selâhaddîn adına hutbe okutmak suretiyle tehlikeyi atlattı. Alâiye, 1427 senesinde Karamanoğulları tarafından beş bin altın mukabilinde Memlük Devleti’ne satıldı. Bundan sonra Alâiye, Memlük sultânının yüksek hâkimiyetini tanımak suretiyle Karamanoğlu Mahmud Bey’in torunları tarafından idare edildi.
İlk Alâiye beyi, Savcı bin Şemseddîn’dir. Emir Savcı’dan sonra yerine oğlu Emir-i a’zam Karaman bin Savcı, Alâiye beyi oldu. Bu da babası gibi Memlük sultânının himayesindeydi. Lütfi Bey, kardeşi Emir Savcı’yı öldürüp Alâiye beyi oldu. Karamanoğulları tehlikesine karşı Memlük hakimiyetini tanıdı.
Lütfi Bey, Karamanoğullarının sık sık devam eden taarruzlarından bıkıp, Osmanlıların yardımını sağlamak için, kızkardeşini, vezir-i â’zam Rum Mehmed Paşa ile evlendirdi.
Lütfi Bey, vefât edince, yerine kardeşi Ali Bey’in oğlu Kılıç Aslan, Alâiye Beyi oldu. Kılıç Aslan, Osmanlılar, Karamanoğullarının topraklarını fethe başladıklarından, Karamanoğullarının taarruzlarından kurtuldu. Fakat Osmanlı veziri Gedik Ahmed Paşa tarafından Alâiye muhâsara edilince, şehri kendi isteği ile teslim etti. Fatih Sultan Mehmed, Kılıç Aslan’a Gümülcine sancağını dirlik olarak verdi. Böylece Alâiye Beyliği sona erdi 1471 (H. 876).
On dördüncü asırda Alâiye’de gemi yapan tezgahlar vardı. Kereste ihracatı en önemli ticaret geliri idi. Güney Anadolu, Mısır, Rodos ve diğer memleketlerle ticari münasebeti bulunan Alâiye, Antalya’dan sonra çok zengin ve işlek bir pazar yeri idi. Bundan dolayı Alâiye beyleri ve halkının mali durumları gâyet iyi idi.