Çağatay ülkesi olarak da anılan Batı ve Doğu Türkistan ile Mâverâünnehr topraklarında Çağatay Han’ın kurduğu devlet.
Çağatay, Cengiz Han’ın eşi Börte Uçin’den olma ikinci oğludur. Cengiz Kânunu’nu en iyi bilen ve tatbik edendir. Diğer kardeşleri ile birlikte babasının Çin, Harezm seferlerine katılıp, Çin, Afganistan ve Hindistan’a gitti. Cengiz Han 1227 senesinde ölünce yerine kardeşi Ögedey hükümdar oldu.Çağatay ise, babasının ölümünden sonra savaşlara katılmadı. Uygur ülkesi ile Semerkant, Buhâra arasındaki ülke onun hâkimiyeti altındaydı. Moğol Kânunu’nu iyi bildiği için, Moğollar arasında îtibârı fazlaydı. İslâmiyete düşman olup, Müslümanları sevmezdi. İslâmî usûlde hayvan kesmeyi ve gusl abdesti almayı yasaklamıştı. Kardeşi Ögedey’in ölümünden sonra hastalandı. Doktorlar hastalığına çâre bulamayınca, Moğol âdeti gereğince 1241’de îdâm edildi.
Çağatay’ın ölümünden sonra sırasıyla Mütegenimoğlu Kara Hülâgu ve Kağan Göyük (1246-1248) ve daha sonra da Çağatay’ın oğullarından Yişü Müngke başa geçti. 1251 senesinde karışıklıklar çıktı. Batıda Batu Kağan, kendi adına para bastırarak Müngke’nin iktidârını böldü.
Yişü Müngke’nin 1259’da ölmesinden sonra, Çağatay’ın torunu Algu, iktidâr mücâdelesinden faydalanarak Afganistan ve Harezm’e hâkim oldu. Saltanatını daha da kuvvetlendirerek Arık Baka’yı yenince, Orta Asya’nın tek hâkimi oldu. Algu’nun 1266’da ölmesiyle Ögedey’in oğullarından Kaydu kağan olup, 1301 yılına kadar Çağatayları idâre etti. Ölümüyle önce oğlu Çopar, daha sonra 1307 senesinde de Barak Han’ın oğlu Duva başa geçti.
Duva, Çağatay Hanlığı’nın gerçek kurucusu kabul edilmektedir. Yerine oğlu Kebek hükümdar oldu. Bunun zamânında ilk Çağatay parası basıldı. 1326’da kardeşi Tarmişirin başa geçti. Bu hükümdar İslâm dînini kabul ederek Alâeddîn adını aldı. Doğuda Cengiz Kânunu’na bağlı olan Çağataylar, Alâeddîn’e karşı ayaklandılarsa da İslâmiyet’in Çağatay ülkesinde yerleşmesini engelleyemediler. Zâten güç dengesi de Türklerin tarafına kaydığından, Çağatay soyu müessiriyetini gittikçe kaybetti. Alâeddîn Han’ın ölümünden sonra 1370 târihine kadar Türk Beyleri Çağatay prenslerini kukla hâline getirdi. Tîmûr Han zamânında bâzı Çağatay prenslikleri varsa da, 16. yüzyılda Özbekler tarafından bunlar da Mâverâünnehr’den atılmışlardır.
Çağatay Hanlığı Hanedânını bâzı araştırmacılar Türk olarak göstermekteyseler de, Cengiz Han’ın Moğol soyundan geldiğini bütün kaynaklar yazmaktadır. Çağatay ve sonraki idârecileri de Cengiz’in torunlarıdır. Böyle olmasına rağmen şu bir gerçektir ki, ülkede Türk nüfûsu bulunmaktaydı. Ülke daha sonra da Türk hâkimiyetine girip Türkleştiği gibi, İslâm dîni de yayılmıştır.
Çağatay dili ve edebiyâtı:
Çağatay’ın adına nisbetle verilmiş, Ali Şir Nevâî (1441-1501) ile onu takib eden Asya şâirlerinin kullandıkları edebî Türk lehçesine ve bu dille yazılmış eserlere Çağatay adı verilmektedir. Eski ve yeni, doğulu ve batılı dil bilginleri Çağatayca kelimesini kullanmaktadır. Çağatayca; Çağatay, İlhanlı ve Altınordu devletlerinin ilim çevrelerinde 13 ve 14. yüzyıllarda gelişerek, 20. yüzyılda Özbek edebiyâtının meydana gelmesine kadar devâm eden Doğu Türkçesidir.
Ç