Bu hafta üç kitap okudum, ilki; saygıdeğer bir dostumun haftasonu bana yollamış olduğu bir kaç güzel kitabın arasında olan Mustafa Kemal'in Anıları. Mustafa Kemal'in yazmış olduğu Nutuk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet tarihi hakkında kaynak niteliği oluşturan bir eser olmakla birlikte, kendi anılarının kitaplaştırıldığı bu eser de gerçek anılarından meydana gelen tek kitap olma özelliğinde.
Nutuk, malumunuz üzere "19 Mayıs 1919 günü Samsun'a ayak bastım" cümlesi ile başlamakta ve sonrası gelişen hadiseleri aktarmaktadır.Anılar ise Samsun'a ayak basana kadar ki süreçte gerçekleşen bir kaç hadise ve onların etrafında gelişen fikri çatışmaları konu alan bir çalışma,1926 yılında akşamları Mustafa Kemal ile bir araya gelen Falih Rıfkı Atay, Paşa'nın anlattıklarını "Hakimiyet-İ Milliyet" ve "Milliyet" gazetelerinde yayınlamak için not alır ve düzenler. Bu anı dizisi aslında daha uzun olmayı amaçlamışken; Mustafa Kemal'in, harp politikası hakkındaki eleştirilerini, Alman ve Türk komutanlarla tartışmalarını, Vahdettin veliaht iken yaptıkları Almanya gezisini ve daha başka birkaç konuyu ele alır. Tabi bu sırada geçen isimlerin halen ülkelerin siyasi aktörleri olmasından dolayı anı dizisi oldukça ses getirmiş ve hükümetin ricası üstüne anılar dediğimiz kısma kadar yayımlanmış...
Bir çok kitaba kaynaklık etmesinden dolayı anıların çoğunu farklı kitaplarda okumuş veyahut bir konuşmacıdan dinlemiş olabilme ihtimali yüksek o yüzden az çok daha evvel duyduğumuz olayların aslını okumak ve tekrar etmek niteliğinde olan bu eylem akıcı bir okuma oldu benim için...
İkinci kitap ince bir Halil Cibran kitabı "Gezgin" içinde birer sayfalık 52 kısa hikayeden oluşuyor ve her hikaye kıssadan hisse tarzında, 3-5 tanesini diğerlerine nazaran daha etkileyici buldum. Herhangi bir ortamda açıp okumaya elverişli, odaklanma gerekmeyen türden bir kitap olduğu için ulaşım araçlarında zamanı değerlendirmek için faydalı olabilir bence, hikayelerden sevdiğim bir tanesini seçip defterime de yazdım buarada...
Son kitap; Rabindranath Tagore imzalı. Hintli yazar Gandi ile yakın arkadaş olmakla birlikte uğruna fikir savaşı verdikleri dava da aynı, Hindistan'ın İngiliz emperyalizminden kurtulma gerekliliği fikri, Tagore da bu düşünceyi pasif direniş ile gerçekleştirir.Ermek isteyen Gandi gibi ılımlı bir yöntem izleyerek, edebiyatı kullanarak gerçekleştirmek istiyor fakat daha sonra bu uğurda farklı yöntemleri oluyor, 1913'te Nobel ödülü alan Tagore bu kitabında ilahilere yer vermiş pasaj pasaj bölümlere ayrılan kitap biraz da mistisizm ile yoğrulmuş, bana göre her okuyucuya hitap etmeyecek türden bir eser. Son olarak kitap dilimize, Türk siyasi hayatının baş aktörlerinden olmasının yanısıra şair kimliği de olan Bülent Ecevit tarafından kazandırılmış...
Bu haftanın okunanları böyle, aynı zamanda dün bu kitapları görünce zaten aklımda olan kitaplar olduğu için Alfa Yayınları böyle renkli renkli basmış madem birde çevirisi iyi olmuş, alayım dedim, Avrupa reform hareketinin hazırlayıcılarından Erasmus ve ünlü eseri Deliliğe Övgü ile sonrasında yine fikirleri ile çok kişiyi etkileyip düşünmenin önemini vurgulayan Descartes'ın 3 kitabı kitaplığımın okunacaklar bölümünde yerlerini aldılar. Herkese bol okumalı günler...
Sevgiler
Historian