Ortodoks Yahudilik
Ortodoks Yahudilik Tora ve Talmud’a mümkün olduğunca bağlı kalmayı savunan bir mezheptir. Kadın ve erkekler ibadet sırasına birlikte oturamazlar. Erkekler şapka giyer ve boyunlarına şal atarlar. İbadet dili İbranicedir. Bu mezhep üyelerinden kaşrut kurallarına sıkıca uymaları beklenir. 1948’den beri Yahudi vatanı düşüncesi genel olarak desteklenmektedir. Ortodoks Yahudileri modern dünyaya vatandaş olarak katılmak konusunda serbest olmakla birlikte bu süreçte kesinlikle kendi Yahudi inançlarından taviz vermeleri veya uzaklaşmaları kabul edilemez.
Reformist Yahudilik
Reform Yahudileri, tam tersine, Tanrı’nın Musa’ya Tevrat’ı verdiğini kabul etmezler. Bu Yahudiler Tevrat’ın kaynağında pek çok yazarın yer aldığına ve Tevrat’ın bu metinlerin bir derlemesi olduğuna inanmaktadır. Bu grup Tevrat’ta yer alan 613 emre de bağlı olmamakta fakat Yahudiliğin pek çok değer, etik kural ve kültürünü sürdürmektedirler. Pek çok Yahudi Reform Yahudiliğini yeni fikirlere açık ve değişimi kabullenen bir hareket olarak görmektedir.
Muhafazakâr Yahudilik
Muhafazakâr Yahudilik ise orta bir yol tesis etmek suretiyle Ortodoks ve Reform Yahudilikleri arasındaki ayrışmayı gidermeye çalışmaktadır. Örneğin Muhafazakâr Yahudiler Tanrı’nın Tevrat’ı Musa’ya vahyettiği fakat bunun insan yazarlar tarafından kaydedilip diğer kuşaklara aktarıldığını savunmaktadırlar. Dolayısıyla Yahudi metni insani unsurlar içermiş olmaktadır. Aynı zamanda Muhafazakâr Yahudiler Yahudi hukukunun değişmesi çevresindeki kültüre uyarlanmasını savunmaktadır. Yine de bazı gözlemciler Muhafazakâr Yahudiliğin uygulamasında büyük farklılıklar tespit etmiştir. Bazı uygulamalar Ortodoks Yahudilerinkinden bazı uygulamalar ise Reform Yahudilerininkinden pek ayırt edilmemektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Yahudilerin %38’i kendilerini Muhafazakâr olarak tanımlamaktadır
Yeniden Yapılanmacı
Yahudilik Yeniden Yapılanmacı Yahudilik, Amerikan Yahudilerinin sadece %1’ini içeren küçük bir Yahudi grubudur. Bazı gözlemcilere göre bu grup Yahudiliğin en liberal kanadıdır. Bazı açılardan bu doğrudur. Örneğin Yeniden Yapılanmacılar Yahudilerin ne Tanrı’nın seçilmiş halkı olduğuna ne de Tanrı’nın bütün tarih boyunca insani davranışlara müdahil olduğuna inanmaktadır. Diğer yandan Yeniden Yapılanmacılar Yahudi adetlerine Reform Yahudilerinden daha çok önem vermektedirler.
Siyonizm
19. yüzyılın başlarında iki Doğu Avrupalı haham olan Zvi Kalisher ve Judah Alkalai, mümkün olan en çok sayıdaki Yahudiyi dinamik bir toplumu yeniden kurmak için İsrail topraklarına göçü teşvik etmek amacıyla Chibbat Zion (Siyon Sevgisi) hareketini başlatmışlardır. Fakat bu hareket kısa süre içinde bütün dinî unsurlarından uzaklaşarak kurucularının çoğu seküler kişiler olan bir özgürlük hareketine dönüştü. Siyonun Yahudi dinî yaşamında ve yüzyıllardır dindar Yahudinin zihnindeki önemine rağmen Siyonizm seküler bir hareket olarak seyretti. Bu durum Doğu Avrupalı Ortodoks Yahudi liderlerin Siyonizm’i reddetme nedenidir. Benzer şekilde, pek çok reform taraftarı Yahudi topraklarına geri dönüş idealini benimsememektedirler. Almanya’daki Nazi iktidarının Yahudi soykırımı, Avrupa’daki Yahudilerin İsrail’e dönüş eğilimini güçlendirmiştir. Ortodoks Yahudilerin seküler bir devlet kurma konusundan çekinceleri olmasına ve Reform Yahudilerinin kendilerini yaşadıkları bölgenin vatandaşı gören anlayışlarına rağmen pek çok Yahudi milli bir vatan olarak İsrail üzerinde uzlaşmıştır. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam ile kıyaslandığında oldukça bağlayıcı sayılan temel inanç esasları hükmünde bir ima formülasyonuna sahip değildir. Belli bir kavme hasredilen bir inanç olan Yahudilik için bu dinî aidiyet nesil bağıyla devam etmektedir. Dolayısıyla her zaman zihinde tutulması gereken bir inanç ikrarı söz konusu değildir. Bununla birlikte diğer dinlerden farklılaşan Tanrı anlayışı, iman konusunda ele alınmayı gerektirmiştir. Esasen Yahudiliğin karakteristiği olan pek çok kavram Yahudi inancını da ifade eden güçlü teolojik zemin üzerine bina olmuştur. Bu kavramlar Yahudi inancı konusunda yeterli bilgiler ihtiva etmektedir. Kitab-ı Mukaddes Yahudi inancı ve tarihi tecrübesinin anlaşılması açısından önemli bir bilgi kaynağını ifade etmektedir. Bu metnin doğru anlaşılması için metinlerin kaynakları ile içerikleri hakkında gerekli bilgiye sahip olunması zarureti vardır.
DOÇ. DR. İLYAS TOPSAKAL