3)"Andolsun ki biz kendi çevrenizde bulunan memleketleri helak ettik. Ayetleri, belki onlar küfürden imana dönerler diye tekrar tekrar açıkladık. O vakit Allah'ı bırakıp da güya O'na yakınlığa vesile edindikleri düzme ilahlar onların azabını savmaya yardım etmeli değil miydi? Tersine o düzme ilahlar kendilerinden ayrılıp kayboldular Bu onların yalanlarıdır; uydurmakta oldukları şeydir" (Ahkaf, 27,28).
"Ben, beni yaratana neden kulluk etmeyecek mişim? Siz hepiniz O'na döndürüleceksiniz. Ben O'ndan başka ilahlar edinir miyirn? Eğer o çok esirgeyici Allah bana zarar vermek isterse (iddia ettiğiniz) o şeylerin şefaati bana hiç bir fayda vermez. Onlar beni asla. kurtaramazlar" (Yasin, 22, 23)
"Onu bırakıp ta kendilerine bir takım dostlar edinenler derler ki:" Biz bunlara ancak bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye tapıyoruz. Şüphe yok ki Allah, onlarla mü'minler arasında ihtilaf edegeldikleri şeyler hakkında hükmünü verecektir"(Zülner, 3)
"Onlar Allah'ı bırakıp, kendilerine ne bir zarar ne bir fayda veremeyecek şeylere taparlar Bir de; 'Bu putlar; Allah yanında bizim şefaatçilerimizdir" derler' (Yunus,18)
Cahiliyet devri insanları, uluhiyetin, ilah olduklarına inandıkları kimseler arasında paylaşılmadığı ve hepsinden üstün bir ilah olmadığı inancında değillerdi. Lügatlarında, Allah kelimesi ile isimlendirdikleri her şeyden üstün bir ilahın ilahlığında, onların da biraz nüfz ve dahli bulunduğunu, isteklerinin bu yüce ilah huzurunda makbul olduğu, istek ve arzuların, onların şefaatleri sayesinde mümkün olduğu noktasında toplanır. Bu gibi zanları sebebi ile, onları Allah ile birlikte ilah edinmişlerdir. Bunlardan da anlaşılıyor ki, bir insan birisini Allah katında kendisi için şefatçi edinir, sonra da ona dua eder, ondan yardım isteyerek tazim ve hürmet gösterir, adaklar kurbanlar sunarsa, bütün bunlar cahiliyyet devri insanının dilinde onu ilah edinme, ilah seçme adını alır.
Ebu'l-Ala Mevdudı
Kuran'a Göre Dört Terim
Kitabı okumak için tıkla