XV. ve XVI. YY. DA AVRUPA
Avrupa' da Bilim ve Teknik Alanında İlerlemeler :
1. Barutun Ateşli Silahlarda Kullanılması :
Barut önce Çinliler tarafından kullanılmış, Türk ve Müslümanlar yoluyla Avrupa'ya geçmiştir.
Barut ilk kez XIV.yy.da ateşli silahlarda kullanıldı.
Top ilk kez İngilizler tarafından Yüzyıl savaşlarında ( 1346 - Kresy savaşı ) kullanılmıştır.
Topun ve ateşli silahların kullanılması, Yeniçağı hazırlayan etkenlerin en önemlilerindendir.
Topun kullanılması, Avrupa'yı siyasal yönden etkilemiş, Feodalite ( Derebeylik ) rejiminin yıkılmasına, krallıkların güçlenmesine yol açmıştır.
2. Pusulanın Bulunması ve Gemicilik Sanatının İlerlemesi :
Pusula'nın sapma açısının düzeltilmesi ve güvenilir hale getirilmesiyle, Galer ( Kadırga ) ve Nef denilen gemilerin yanında, Karavel denilen büyük gemiler yapılarak , Avrupa' lılar Okyanuslara açılmaya başladılar.
Avrupalıların okyanuslara açılması, Coğrafya keşiflerine yol açmış, coğrafya keşifleri sonucu Avrupa zenginleşmiştir.
3. Kağıdın ve Matbaanın Geliştirilmesi :
İlk Matbaa Çinliler ve Uygurlar tarafından kullanılmıştır.
Avrupa'da, Felemenkli "Jan Koster", tahtadan matbaayı yapmış, daha sonra Almanya'da "Jan Gütenberg ", pirinç harfleri kullanarak, matbaayı kullanışlı hale getirmiştir.
Matbaa ile birlikte kağıt yapım tekniği de gelişmiştir. Kağıtlar daha ucuza elde edilmeye başladı.
Matbaanın kullanılmasıyla, Avrupa kültürel yönden gelişmeye başladı. Hümanizma, Rönesans ve Reformun doğmasına yol açtı.
Nedenleri :
Pusulanın bulunması
Gemicilik sanatının gelişmesi
Coğrafya bilgisinin gelişmesi
Doğu Ülkelerinin zenginliği ( Avrupalıların buralara doğrudan ulaşmak istemesi )
Avrupalıların Hıristiyanlığı yaymak istemeleri.
Efsane ve Hurafelere inanmayan cesur gemicilerin yetişmesi.
İlk keşifler Atlas Okyanusunda, XIV.yy. başlarında Fransız ve Ceneviz gemicileri tarafından yapıldı. Bunlar, Azor ve Kanarya Adalarını buldular.
Cenova' lı bir gemici olan Kristof Kolomb, İspanya'nın desteği ile Amerika kıtasına üç sefer yapmış, ancak buranın yeni bir kıta olduğunu anlayamamıştı. Ölümünden bir yıl sonra İtalyalı başka bir gemici olan " Ameriko Vespuçi " buranın yeni bir kıta olduğunu açıkladı.( 1507 ). Bundan dolayı ,yeni kıtaya " Amerika " denildi.
Amerika kıtasının keşfinden sonra, İspanyollar önce Antil adalarına yerleştiler. Daha sonra Kortez başkanlığındaki bir askeri kuvvetle , Meksikaya girerek, buradaki " Aztek " uygarlığına son verdiler. Almagro ve Pizarro başkanlıklarındaki askeri kuvvetle de , Peru' ya girmişler, İnka uygarlığına son vermişlerdir. Not : Kolayca ele geçirmelerinin nedeni, mızraklı ve oklu güçlere karşı, ateşli silahlara sahip olmalarıdır.
Portekizliler, keşiflere katılmışlardır. Bartelmi Diyaz, Afrika' nın güney burnunu bularak, buraya " Fırtınalar Burnu " adını verdi. Buranın ismi daha sonra, Ümit Burnu ' na çevrildi. ( 1478 )
Portekizli " Vasko dö Gama " adlı kaptan , ilk defa Ümit Burnunu aşarak ,Hindistan 'a ulaşmayı başardı. ( 1498 )
Portekizliler " Albukrek " adlı bir Amiralin komutasındaki güçlü bir donanmayla, Çin'e kadar ulaştılar ve Hint deniz yolunun güvenliğini sağladılar. Böylece Baharat yolu, önemini yitirdi. Not : Osmanlı Devleti, kısa bir süre sonra Mısır'ı ele geçirmiş, ancak Baharat yolu'nun işlerliğini kaybetmesinden dolayı, önemli bir ekonomik kazanç elde edememiştir. Hint Okyanusu ve Kızıldeniz' de Portekizlilerle mücadele etmiş, Kızıldeniz'de başarılı olurken, Hint Okyanusundaki mücadelede başarılı olamamıştır.
Macellan adlı bir denizci, Alman İmparatoru Şalken'in desteği ile , dünya'yı deniz yoluyla dolaşmaya başladı. Filipinlerde yerlilerle yaptığı savaşta ölünce , kaptanı Del Kano dünyanın dolaşılmasını tamamladı. ( 1519- 1522 ) Not : Dünya 'nın yuvarlak olduğu kesinleşti. Bu yol, Panama Kanalı' nın açılmasına kadar, Avrupa ile Büyük Okyanus ve Uzakdoğu arasında önemli rol oynadı.
Siyasal Sonuçları :
İspanyol ve Portekiz gibi devletler, geniş ülkeler ele geçirerek Sömürge İmparatorlukları kurdular. Bu ülkelerin yerini daha sonra İngiliz , Fransız, Hollanda gibi devletler aldı.
Ekonomik Sonuçlar :
Akdeniz ticari önemini kaybetti. ( Tekrar önem kazanması, Süveyş Kanalının açılmasından sonra-1869 )
Baharat ve İpek yolları, ticari önemini kaybetti.
Atlas Okyanusu kenarındaki, liman şehirleri önem kazandı. ( Lizbon, Bordo, Anvers, Rotterdam,Londra vb. )
Keşiflerden sonra , Avrupa’ ya, bol miktarda altın ve gümüş gelmiş, sosyal ve ekonomik yapıda büyük değişiklikler olmuştur.
Ümit Burnu ve Macellan boğazının bulunması, ekonomik yapı üzerinde büyük değişikliklere yol açtı.
Sosyal Sonuçlar :
Ticaretle uğraşan Burjuva sınıfı zenginleşti.
Soylular eski ayrıcalık ve servetlerini kaybetmeye başladılar.
Keşfedilen yerlere, Avrupa'dan göçler oldu.
Dünya tanındı. Atlas Okyanusu, Amerika, Büyük Okyanus, Hint Okyanusu, Afrika ve Amerika kıyıları keşif olundu
Dünya’nın yuvarlak olduğu kesinleşti.
Yeni kıtalar, yeni ırklar, yeni uygarlıklar, yeni hayvan ve bitkilerle tanışıldı.( Tütün , Kakao, Vanilya, Patates ) Bunun sonucunda insanların, bilimsel,kültürel gelişmeleri hızlandı.
Avrupa kültür ve medeniyeti yeni yayılma alanları buldu.
Hıristiyanlık, misyonerlerin çalışmaları sonucu yeni bulunan yerlere yayıldı.
Kiliseye güven azaldı. Çünkü dünyanın yuvarlak olduğu kesinleşti. Kilise, Dünya'nın düz ve Kudüs'ün merkez olduğunu ileri sürmüştü.
Ümit Burnu yolu’nun bulunması, İpek ve Baharat yollarının ticari önemlerinin kaybolmasına yol açtı. Dolayısıyla, bu yollar üzerinde bulunan Müslüman ve Türk ülkeleri, büyük bir ekonomik gelir ve canlılıktan yoksun kalarak, zamanla fakirleştiler.
Rönesans :
XV. ve XVI.yy.da, Avrupa'da edebiyat ve güzel sanatlar alanındaki yeniliklerin ve sanat anlayışının tümüne Rönesans denir. Kelime anlamı " Yeniden Doğuş " demektir.
Nedenleri :
Ortaçağdan beri yapılan çalışmaların, XV. ve XVI. yy. da olgunlaşması.
XV. ve XVI. yy.da, büyük sanatkarların yetişmiş olması
Matbaanın bulunmasıyla, yeni buluş ve düşüncelerin kolayca yayılması.
Coğrafya keşifleri sonucu, zenginleşen Avrupa'da sanattan ve edebiyattan zevk duyan bir sınıfın oluşması
Yazar, şair ve sanatçıları koruyan ve destekleyen varlıklı kişilerin olması
Avrupa'nın, İslam medeniyetini tanıması ( Endülüs Emevilerinin etkisi )
İstanbul'dan ,İtalya'ya göç eden Bizans bilginlerinin etkisi ( Antikite' yi tanıtmaları )
Rönesans, İtalya'da başlamış, Fransa, Almanya, İngiltere, XVII.yy.da da İspanya ve Hollanda' ya yayılmıştır.
İtalya'da Başlamasının Nedenleri :
Coğrafi Konumu : Akdeniz ülkesi olarak, Antikite ve İslam Kültür ve Uygarlığı ile tanışmıştır.
Ekonomik Durumu : Akdeniz ticaretiyle uğraştığından, İtalyan şehirleri zenginleşmişlerdi.
Tarihsel Durumu : İtalya ; Roma, Yunan ve Hellen uygarlıklarının izlerini, ve birikimini taşıyan, zengin bir uygarlık merkeziydi.
Siyasal Durumu : Şehir devletleri şeklindeki yaşamda, insanlar daha özgürdüler.
Dinsel Nedenler : Roma, Hıristiyanlığın dinsel merkeziydi. Papa, bütün Avrupa'da etkili bir dini liderdi. Papa, Hıristiyanlarca ziyaret edilir ve kilise'ye bağışta bulunulurdu.
İtalya 'da Rönesans Hareketleri :
1. Edebiyat Alanında :
İtalya'da Rönesans hareketleri, " Hümanizma " ile başlamıştır. ( Antikite edebiyatının incelenmesidir.)
Yunanca, Latince ve İbranice metinler, Eflatun, Napoli, Yeni,Roma Akademilerinde incelenmiştir.
Hümanizmanın öncüleri ; Dante, Petrark, Bokaçius' dur. ( XIV.yy)
XV. ve XVI. yy.da, Makyavel, Gişarden, Ariyosto ve Tosso, Hümanizmanın önde gelen isimleridir.
2. Güzel Sanatlar Alanında :
a. Resim :
Anatomi Biliminin gelişmesi, perspektifin incelenmesi, insan vücuduna ve güzelliğe değer verilmesiyle resimde Rönesans doğmuştur.
İtalya'da zamanla üç resim okulu oluşmuştur. Venedik Okulu ; daha çok, manzara resmi yapmışlardır. ( Paysagiste) en önemli temsilcisi Tisiyen' dir. Floransa Okulu ; İnsan vücuduna, perspektif ve Anatomi'ye değer vermişlerdir. Temsilcilerinden Ciyoto, İtalyan resmini, Bizans etkisinden kurtarmış ve resimde Rönesans'ın doğmasını sağlamıştır. Önemli temsilcileri, Leonardo da Vinci , Mikel Anj ( Mikelancelo ) dır. Roma Okulu ; Dini konuları işlemişlerdir.En önemli temsilcisi "Rafeal" ( Rafeal Sanzino ) dir.
b. Mimarlık ;
Rönesans devrinin mimarları, ortaçağ mimarisi olan Gotik tarzını terk etmişler ve yeni bir mimari üslup oluşturmuşlardır.
En önemli temsilcileri "Bramant " ve " Mikel Anj " dır.
c. Heykeltıraşlık :
Antik dönem heykellerinin incelenmesi ve kopya edilmesiyle heykeltıraşlık gelişmiştir.
En önemli temsilcileri ; Donatello, Giberti, Mikel Anj dır.
Rönesans Hareketlerinin Diğer Avrupa Ülkelerine Yayılması :
İtalya' da başlayan Hümanizma ve Rönesans hareketleri; İtalya'nın Din ve Kültür merkezi oluşundan ve İtalya'nın Fransa,İspanya ve Almanya arasında paylaşılamaması nedeniyle çıkan İtalya Savaşlarının etkisiyle, batı Avrupa'ya yayılmıştır.
Fransa'da Rönesans :
Kralların etkisi ve çalışmalarıyla başlamıştır. Önemli temsilcileri ; Rable ( Rabelais ), Ronsar ( Ronsard ), Montaigne Hümanizmada. Piyer Lesko, Jan Bülan mimaride,Jan Gojon heykeltıraşlıkta, Fransuva Klue resimde.
İngiltere' de : En önemli temsilcisi, Hamlet-Otello-Romeo ve Jülyet'in yazarı Şekspir ( Shakespeare) dir.
İspanya' da : Don Kişot 'un yazarı " Cervantes "
Hollanda' da : Ressam " Rambrand "
Rönesans'ın Sonuçları :
Özgür düşünce ve yeni bir sanat anlayışı doğmuştur.
Skolastik Düşünceyi yıkmıştır. ( Hıristiyanlık dininin esasları ile Aristo felsefesinin kaynaştırılmasıyla oluşmuş, dogmatik, durağan düşünce biçimi )
Avrupa'da bilim Rönesans'ının doğmasına ortam oluşturmuştur.
Din ve İnanışlar üzerindeki etkisiyle, Reform hareketlerine yol açmıştır.
Reform :
XVI.yy.da Avrupa' da dinsel alanda görülen yenilik hareketlerine denir. Kelime anlamı yeniden şekil vermek, düzenlemektir.
Reform önce Almanya' da başlamıştır.
Nedenleri :
Matbaanın Etkisi : Tevrat ve İncil gibi kitaplar çok sayıda basılmış, Hümanizma hareketleri sırasında da, milli dillere çevrilmiştir. Avrupalılar aracısız , doğrudan kitapları okumaya başlamışlar ve kitaplarda yazılanlarla, Kilise uygulamalarının farkını görerek, Kiliseye tepki duymaya başlamıştır.
Rönesans' ın Etkisi : Avrupa' da Hümanist düşüncenin doğmasıyla, ortaçağ skolastik düşünce ve felsefesi eleştirilmeye başlandı.
Katolik Kilisesinin Bozulmasının Etkisi : XVI.yy.da kilise, halka karşı yapması gereken dinsel ve sosyal görevleri, ihmal etmeye başlamış, kaynaklarını başka alanlarda harcadığı için halkın dini duygularını sömürerek, halktan para toplamaya başlamıştı.
Endüljans Sorunu : Hıristiyanların günahlarından kurtulmaları için Kiliseye para ödemeleri yoluydu. XVI.yy.da papa, bu işi daha ileri götürmüş, ölen insanların yerine de endüljans alınabileceğini belirtmişti.
Gelişme :
Almanya 'da :
Reform hareketlerinin önderi, bir ilahiyat ( Teoloji ) Profesörü olan, " Martin Luther " dir.
Luter, 1517 ' de Wittenberg Kilisesinin kapısına astığı 95 maddelik bir bildiri ile Endüljans satışlarına itiraz etti. Luter bildirisinde " Tanrı ile kul arasına kimse giremez. Tanrı kullarının günahlarını ancak kendisi bağışlar" " Öbür dünyada selamete ermek için imanın yeteceğini, Hıristiyanların Endüljans alarak günahlardan kurtulamayacaklarını " söylemiştir. Bunun üzerine Papa X. Leon , Luter' i Aforoz etmiş, Luter' de Wittenberg ' de halkın gözü önünde , Aforoznameyi yakarak, Papa ile bağlarını koparmıştır. Papa'nın, Alman İmparatoru Şarlken' den Luter'i cezalandırma isteği ile toplanan Worms şehrindeki diyet meclisi, Luter'i ölüme mahkum etmiş ve yakılmasına karar vermiştir. Ancak dostlarından, Saksonya Elektörü Akıllı Frederik, Luter'i kaçırtarak kendi malikanesinde saklamıştır. Luter bir yıllık süre içinde İncil'i Almanca'ya çevirmiştir.
Luter'in düşüncelerinde " Kilise'yi düzeltmek için, onun elindeki bütün servetini almak lazımdır.Kilise ancak o zaman kendisine düşen görevleri yapar" vardı. Bu düşünceyi kendi çıkarları için uygun bulan , köylü-şövalye ve prensler, kilisenin Almanya'daki topraklarına saldırdılar. Şarlken, Diyet meclisiyle önce başka yerlere yayılmaması koşuluyla , Luterciliği kabul etmiş( 1529 ), bunun üzerine bu karara uymayıp onunla mücadele edilmesi üzerine ( bu kararların protesto edilmesi üzerine Luterci'lere Protestan denilmiştir.) Ogsburg Antlaşmasıyla ( 1555 ), Luterciliği
( Protestanlık ) resmen kabul etmiştir.
Ogsburg Antlaşması ( 1555 ) ( Alman İmparatoru - Protestan Prensler ) :
1. Protestan mezhebi ve kilisesi resmen tanındı.
2. Alman prensleri, istedikleri mezhebi seçmekte ve seçtikleri mezhebi kendi uyruklarına da kabul ettirmekte serbest oldular
3. Prensler kendi ülkeleri içindeki din işlerinin mutlak amiri oldular.
4. Prenslerin mezheplerini kabul etmek istemeyen Almanlar, başka yerlere göç edebilecekti.
Fransa 'da :
Kalven adlı bir Fransız, Luter'e benzeyen görüşlerini, Fransa ve İsviçre'de yaymaya başladı. ( Fransa' da Protestanlık resmen yasaklanmış olduğu için etkili olamamış, İsviçre'ye geçmek zorunda kalmıştır )
Kral IV.Hanri zamanında Nant Fermanı ile ( 1598 ), Kalvenist ve Protestanlara mezhep özgürlüğü tanındı.
İngiltere' de :
Kral VIII. Hanri, eşinden boşanıp sevdiği kızla evlilik yapmasına izin vermeyen Papa'dan ayrılmış, Kalvenizm ve Katolikliğin birleşmesinden oluşan "Anglikanizm" mezhebi ve kilisesini kurmuştur.
Kraliçe I. Elizabet zamanında ( 1588 - 1603 ) Anglikanizm resmi mezhep olarak tanınmıştır.
İskoçya ' da :
Reform hareketleri halk tarafından gerçekleştirildi.
İskoçya'da din işleri halk tarafından seçilen "Presbiteri" denilen meclis tarafından yapıldığından, İskoçya'daki Kalvenizm Presbiteriyen olarak adlandırılmıştır.
Diğer : İsveç ,Norveç, Danimarkalılar "Protestanlık" mezhebini kabul ettiler.
Sonuçları :
Avrupa' da mezhep birliği bozuldu. Katolik ve Ortodoks mezheplerinin yanında, Protestanlık, Kalvenizm, Anglikanizm gibi yeni mezhepler ortaya çıktı.
Papa'lar eski güçlerini ve itibarlarını kaybettiler. Papa' ya bağlılık azaldı.
Okullar Kilise'den alınarak halka verildi. Böylece laik eğitim sistemi kuruldu.
Katolik kilisesinden ayrılan ülkelerde, kilisenin malları ve topraklarına el konuldu.
Katolik kilisesi, kendisini düzeltmek zorunda kaldı.
Katolik olarak kalan ülkelerde, başka mezheplere karşı mücadele edebilmek amacıyla " Engizisyon Mahkemeleri" kurulmuş, binlerce insanı ölüme göndermiştir.
Avrupa'nın mezhep birliğinin bozulması, birliği sağlamaya çalışan Şarlken'in amacına ulaşamamasına neden olmuştur.
Not: Osmanlı Hıristiyanları, tam bir din ve mezhep serbestliğine sahip olarak, reform hareketlerinden etkilenmemişlerdir.