İstanbul'a Su Getiren Sinan'ın Suyu kesildi!
Kapıdaki meçhul adam Koca Sinan'a kendisini tanıtır: -Efendim, ben Topkapı Sarayı postacısıyım. Sizi Divana çağırıyorlar. Herhalde bir soruşturmaya tabi tutulacaksınız!..
Sinan Ağa, "Acaba Saraya niye çağrılıyorum?" diye bastonuna dayana dayana gider. Divana girer, orada bir soruşturma heyeti kurulmuştur. Sinan'a şöyle derler: -Sinan Ağa, hakkında şikayet var. 'Hiç kimse evine özel olarak su almasın' diye padişah fermanı olduğu halde, sizin evinizde özel bir yolla su alınmış! -Evet, Kânûnî hazretleri İstanbul'a yaptığım, su hizmetinden dolayı sadece benim şahsıma müsaade etmişti.
"Ferman nerede?"
-O halde fermanı görelim! -Ben o zaman Cihan Padişahından ferman istemeye hicap edip almamıştım. Divan müşkül durumda kalır, konuşmalar olur: -Sinan büyük hizmetler etmiştir, evinde suyu aksın!
Oradan başkaları cevap verir:
-Bu Âl-i Osman'a hizmet eden sadece Sinan mı? Sinan gibi daha nice hizmet edenler vardır. Ya onların da evine özel su verilsin, ya da Sinan'a da bu ayrıcalık tanınmasın!
Divanda uzun tartışmalar olur ve karar açıklanır: "Diğer hizmet edenlerin de evine su bağlanamayacağına göre, Sinan'a verilen su kesilmeli, fakat şimdiye kadar kullandıkları için bir cezaya mucip olmamalıdır!.."
Susuz evde vefat eder!
Bu karardan sonra Koca Sinan evine gelir. Üzgün, bezgin, fakat fazla müteessir değil. Çünkü o, hizmetini Allah için yapmıştır. Kendisine bir ayrıcalık tanınsın, özel bir mükafat verilsin diye değil...
Mübarek 100 yaşına girerken hastalanır yatağa düşer. Ne hikmettir bilinmez, İstanbul'a su getiren Sinan, susuz evde vefat eder! Ne diyelim; Allahü teala ona "Kevser suyu"nu nasip etsin...
Vehbi Tülek