10 Ekim 2020 Cumartesi

Öğrenmeden Bilmek Gerekir


ÖĞRENMEDEN, okumadan bilmek gibi üstün bir yeteneğimiz var! Hele siyasetle ilgili bir konuysa bilmediğimiz şey yoktur.

Hukuk, ekonomi, tarih gibi belli bir düzeyde bilgi ve en azından terimleri bilmeyi gerektiren konularda da esip gürlüyoruz.

Okumadan, öğrenmeden kimsenin aklına gelmeyen komplo teorilerini keşfediyoruz. Bilim insanlarının akıl erdiremedikleri çözümleri ideolojik sloganlar halinde coşkuyla savunuruz.

Her kademede okullaşma düzeyimiz eski yıllara göre çok geliştiği halde hâlâ yeterince okumuyoruz.

Bu bizim eski, köklü hastalığımızdır.

Namık Kemal bu hastalıktan ne kadar dertliydi, bir bilseniz.

NAMIK KEMAL YAZMIŞTI

Yüz elli yıl önce Namık Kemal, 29 Aralık 1872 günkü Hadîka gazetesindeki yazısına “Biz Hiç mi Okumayacağız”başlığını koymuştu. Günümüz Türkçesiyle şunları yazıyordu:

“Okumak bilmeyen insanın gözü değilse bile aklı âmâ (körlük) halinde bulunur.Çünkü bir şeyi öğrenebilmesi yalnız işitmesine bağlıdır... Biz hiç mi okumayacağız, hiç mi yazmayacağız, hiç mi bir şey öğrenmeye çalışmayacağız?”

Namık Kemal bu satırları yazarken okuryazarlık oranı İngiltere’de yüzde 76’ya, Fransa’da yüzde 69’a çıkmış bulunuyordu. Avrupa’da üniversiteler köklü ve yaygın bilim kurumları haline gelmişti.

Namık Kemal hâlâ muntazam bir Türkçe gramer ve basılı bir Türkçe sözlük bulunmadığını belirtiyor, “Hâlâ vatanımızın yüzölçümünü, nüfusunu ecnebilerden öğrenmeye çalışıyoruz” diye yakınıyor, yazısını şöyle noktalıyordu:

“Bizde maarifin (eğitimin) hâli hakikaten gerek hükümetçe ve gerek halkça mazeret bulunamayacak kadar derecelerdedir”

OSMANLI’NIN ÇÖKÜŞÜ

Namık Kemal “hürriyet şairi” deyip geçtiğimiz büyük bir düşünürdü. Anayasa, temel hak ve hürriyetler, kuvvetler ayrılığı gibi fikirlerin öncüsüdür. Fransız düşünürü Ernest Renan İslam’a saldırdığında ona medrese değil Namık Kemal cevap vermişti.

Prof. İsmail Kara ve Nergiz Yılmaz Aydoğdu “Osmanlı Modernleşmesinin Meseleleri, Namık Kemal” adlı kitapta büyük vatanseverin makalelerinin bir kısmını yayımladılar. (Dergâh Yayınları)

Yukarıdaki satırları ben oradan aldım.

Mustafa Nihat Özön de Namık Kemal’in İbret gazetesindeki yazılarını yayımlamıştı.

Namık Kemal’i okumak Osmanlı’nın nasıl içten çöktüğünü, Tanzimatçıların neden modernleşmeyi seçtiklerini görmek bakımından da önemlidir.

Cevdet Paşa, Sultan II. Mahmut ve Çar I. Petro’nun benzer reformlar yaptıklarını ama yetişmiş adam kıtlığı yüzünden Osmanlı’nın başarısız kaldığını anlatır.

Tanzimatçılar modern eğitimi başlattılar, yurtdışına öğrenci gönderdiler, Osmanlı’yı “kanunlarla yönetilen devlet” haline getirmeye çalıştılar.

Şimdi onlara ajan falan diyorlar!

Osmanlı’nın nasıl içten çöktüğünü “bilmedikleri” için...

MİLLİ EĞİTİM

Osmanlı’nın yükselme ve çöküşünün zihni, kurumsal ve iktisadi sebeplerini öğrenmeden, Avrupa’yı dünya hâkimi kılan bilim devrimi ve sanayi devrimi hakkında bir şeyler okumadan bu konularda doğru düşünmek mümkün mü?

Günümüzü, çağımızın dinamiklerini doğru anlamak mümkün mü?

Ama bir hamasettir, bizi bilgiden uzaklaştırarak sürüp gidiyor.

Eğitim ve zihniyet sorunlarını benden çok daha iyi bilen Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’a seslenmekten kendimi alamıyorum: Önce öğretmen ve müfredat... Önyargı ve ideoloji yerine “belirsizlik mantığını”, yani çoklu rasyonelliği, merak etmeyi, sorgulamayı “öğrenmeye”  ihtiyacımız var.

Lorem ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry.

Comments


EmoticonEmoticon