23 Ekim 2020 Cuma

Peki, tarih ilmine vâkıf olmanın yolu nedir? Hangi kaynaklardan gerçeğe ulaşabiliriz?


Peki, tarih ilmine vâkıf olmanın yolu nedir? Hangi kaynaklardan gerçeğe ulaşabiliriz?

İşte bu gibi sorular her zaman kafaları kurcalamış ve doğru bilgiye duyulan açlık, insanların tarih yazarlarına şüpheyle yaklaşmalarına sebep olmuştur. Örnek verecek olursak; Osmanlı tarihi yazan bir şahıs, oryantalist kaynaklardan besleniyorsa? Ya da; Osmanlı’nın son dönemlerinde, sultanlara atılan iftiraların sebeplerini öğrenemeden ve araştırma ihtiyacı hissetmeden o iftiraları bizlere “gerçek” olarak sunduysa? Ne vahim bir tablo! Maalesef elimize aldığımız her tarih kitabı muteber kabul edilemediği gibi her diploma sahibi tarihçi de gerçeği dile getirememektedir…

Tarafsız tarihçilik demek; her yazılanı hiçbir kıyasa başvurmadan ve araştırma yapmadan alıp, nakletmek değildir.Örneğin; Avrupa’da birçok tarihçi, Fatih Sultan Mehmed Han’ın zâlim olduğunu yazar, bizim kaynaklarımıza ve eserlerimize bakarsak; âdil ve âlim yazar. Demek ki; önce tarihçinin kim olduğuna ve ne amaçla tarih yazdığına da bakmalıyız.

Ne gariptir ki; bizi taraf tutmakla suçlayan güruh, kendi ırkına ve inancına saldıran adamların yazdığı tarihe inanıyor

Lorem ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry.

Comments


EmoticonEmoticon