Verilen nasihatler, yapılan teklifler iki tarafa da tesir etmemişti. Buna karşılık çeşitli yazışmalar, haberler dillerin keskinleşmesine yol açarken, fitneci güruhunun faaliyetleri de bıçakların bilenmesine sebep oldu. Neticede bu iki taht ve taç sahibi padişah, iki köpürmüş deniz gibi hareketlendiler. Osmanlı elçilerine dönüş iznini veren Timur Han, kendisi de vakit geçirmeden karınca sürüsü gibi orduyla Sivas'a doğru haraket etti. Yanında hassa birlikleri, oğulları ve torunları emrindeki kuv vetlerden başka şirvan ve Geylan sultanları, Diyarbekir ve çevresi hükümdarları, Sistan ve Bedehşan şahları ve Türkistan hanları da askerleriyle yer almışlardı. Timur'un Sivas'a geldiğini haber alan Yıldırım Bayezid de Akdağ Madeni ve Kadı şehri mıntıkasına gelerek mevzilendi. Veziriazam Ali Paşa, padişaha bu engebeli arazide Timur'un ordusuna baskın lar verilmesi ve sonra umumi hücuma geçilmesini teklif etti ise de kabul görmedi. Sivas ile Tokat arasındaki geçitlerin Osmanlılar tarafından tu tulduğunu gören Timur Han, ordusunu Kırşehire doğru hareket ettirdi. Bir baskına uğramamak için son derece dikkatli davranan emir, daha sonra Ankara'ya yöneldi. Bu defa Yıldırım'ı arkada bı rakmak gayesiyle son derece hızlı hareket etmişti. Ayrıca Bayezid'in de kendisinin geldiği yoldan geleceğini tahmin ile o cepheyi iyice tahkim etti." (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)
Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,