Merhum Arif Nihat Asya "Edirne" şiirinde Osmanlı eserlerini ve şehre vurulan Osmanlı mührünü şöyle dile getiriyor: "Selimiye" derler, "Edirne" derler; Tatlı bir gariplik duygusu gelir. Kemerler, çeşmeler, minarelerle Bir eski eserler kamusu gelir. Minarelerden en tatlı ezanlar, Dallardan güvercin hu-hu'su gelir. Ayşekadına gül ve Yıldırıma Üçşerefeli'nin kumrusu gelir. Şu Selimiye'dir, şu Muradiye . . . Çinilerden sümbül kokusu gelir. Karşısına ya iki sedef çekmece, Ya iki mücevher kutusu gelir. Vezirlerin iki tuğlusu gider, Arkasından, yedi tuğlusu gelir. Şurda abdest alır Hüdavendigar; Yerden suyu, gökten havlusu gelir." (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)
Taşları kararmış bir yol ucunda Üçşerefeli'nin kapusu gelir. Şu yana dönersen Eskicami'nin Kesilmiş, biçilmiş avlusu gelir. Atınca üç adım daha ileri Bir serin kubbenin kuytusu gelir; Dünyanın en güzel minareleri Ve kubbelerin en ulusu gelir. Türk'ün Trakya'1a tapusu gelir. Mihrabında bir teravih kılmaya, Denizler ardından yolcusu gelir. Bilsen ki bağrında kanar bir yara, Yarasını sarmak arzusu gelir. Mahya olmak için Sultan Selim'e, Göklerden, yıldızlar ordusu gelir. Kubbeler menekşe, şerefeler gül . . . Mermerinden çiğdem kokusu gelir.
Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,