12 Şubat 2022 Cumartesi

Çok İlginç Bir Evlilik ve Garip Olaylar, Yıldırım Bayezid ,Kızı Hundi Sultan ile Emir Sultan Rüyalarında Peygamberimizi görürler ve Babaları Yıldırım Bayezid Han'ın izni almadan evlenirler,Han buna çok kızar ve adamlarını gönderir ancak adamlar evden içeri adımlarını atınca ölürler, Bursa Ulu Camı nasıl ve neden yapıldı?



Yıldırım Bayezid Han'ın Macar seferinde bulunduğu günlerdeydi Kızı Hundi Sultan bir gece rüyasında Peygamber Efendimiz'i gördü. Resul-i Ekrem ona: "Oğlum Muhammed Buhari ile evlen, sakın beni kırma ve sö­ zümü dinle" buyurdu. Temiz ruhlu, edep ve haya sahibi Hundi Sultan rüyasını kimseye açıklayamadı. Zira onun Süleyman Paşa ile evleneceği söylenmekYıldırım" (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)

teydi. Hundi Sultan şaşkınlık ve kar.arsızlık içerisinde iken, ertesi gece Peygamberimizi tekrar gördü. Server-i alem ona: "Eğer ahirette benden şefaat etmemi istiyorsan Muhammed Buhari ile evlen" buyurdu. Hundi Sultan'ın artık endişesi kalmamıştı. Resulullah efendi­ mizin tavsiyede bulunması ne büyük saadet, ne yüce mertebeydi. Acaba Emir Sultanın bundan haberi var mıydı? Kiminle ve nasıl haber göriderebilecekti? Nihayet kendisi gibi edep ve haya sahibi hizmetçisine rüyasını anlattı ve durumu Emir Sultan'a bildirme­ sini söyledi. Hizmetçisi gidip durumu Emir Sultan'a anlatınca, o "Bizim de malumumuzdur. Nikahımız, Allahu Teala tarafından kıyıldı. Dinimiz üzere burada da kıyılması gerekir. Durumu Hundi Sultan'a iletin" dedi. Bunun üzerine Emir Sultan; dünürler gönderip sultanın kızını istedi. Sonunda Devlet Hatun'un izni, Molla Fenari'nin kıydığı nikahla iki genç evlendiler. 108 O sırada Rumeli taraflarında seferde bulunduğu için muvafakatı alınamayan Yıldırım Bayezid nikah haberini alınca müthiş bir öfke­ ye kapıldı. Hiç düşünmeden kararını verdi. Emir Sultan ve Hundi Hatun şiddetle cezalandırılacaktı. Emir Sultan'ın evine kırk silahlı süvari gönderildi. Bursa'da pek çok kişi süvarileri fikirlerinden caydırmak için gayret sarf ettiler ise de başarılı olamadılar. Neticede süvariler eve cebren girmek istediler. Ancak bu onla­ rın son teşebbüsü oldu. Emir Sultan'ın Yasin Suresi'nden 29. ayeti okımasıyla reisleri Süleyman Paşa başta olmak üzere kırkı da kadid kesilip son nefeslerini verdiler. Molla Fenari Bursa ahalisiyle bunların cenazelerini yıkayıp na­ m·azlarını kılarak defnetti. Bu olaydan sonra o bölgeye Kadidler semti denilmiştir. Molla Fenari, Yıldırım'ın yeni teşebbüslerinden ve daha bü­ yük felaketlere düşmesinden korkmaktaydı. Bu itibarla Yıldırım Bayezid'e derhal şu mektubu yazarak gönderdi:

"Mektubuma, daima kullarına acıyıcı olan Allahu Tealanın adıyla başlarım. İnsanların en acizi olan ben, Türk ve İslam memleketleri­ nin koruyucusu, Osmanoğullarının övündüğü ve Hak uğruna savaş edenlerin başkanı, İslam dininin ve Müslümanların yardımcısı olan Padişahımın ömrünün uzun olmasını ve evladının çoğalıp kıyamete kadar şan ve şerefle yaşamasını Rabbimden niyaz ederim. ·sultanımızın şunu bilmesi gerekir. Bizim Peygamberimiz Mu­ hammed Mustafa'dan önce, İsa Aleyhisselam, kendine inananlardan üç kişiyi Hakk'a davet için bir beldeye göndermişti. Fakat oranın halkı, onları yalanlayıp öldürdüler. Bu cinayeti işledikten sonra, sevinerek evlerine gittiler. Cenab-ı Hakk onların bu davranışların­ dan razı olmadı. Cebrail Aleyhisselam'a, o belde üzerinde yürekleri parçalayıcı, korkunç ve keskin bir sesle haykırmasını emretti. Cebrail Aleyhisselam haykırınca, oradakilerin hepsi bir anda öldü. Böyle bir felakete düşmekten Allahu Tealaya sığınırız. Şimdi bizim de Sultanımızdan bir ricamız vardır. Dün öldü­ rülmesini emrettiğiniz Emir Sultan, Resul-i Ekreın'in neslinden hürmete değer bir insandır. Bu zat gibi temiz kalpli, peygamber neslinden bir kişi, zamanımıza kadar Anadolu'ya ayak basmamıştır. Buna benzer aslı temiz bir kimseyi elleri hediyeler dolu davetçiler göndererek Buhara'dan Anadolu'ya getirmeye çalışs�ydınız, sizin için ebedi bir şeref olurdu. Böyle yapmadığınız halde, manevi irade üzerine yurdumuza gelen bu zat dolayısıyla Peygamber Efendimize yakınlık kazandığınız takdirde, dünya ve ahiret saadetiniz artacaktır . . Şunu da bildireyim ki, bu damadınız, Peygamber Efendimiz'in; 'Ümmetimin alimleri, İsrail oğullarının peygamberleri gibidir' bu­ yurduğu kimselerdendir. Bizim böyle seyyidlerden gördüğümüz feyz eserlerini, Hazret-i Muhammed'den sonra kimse göstermemiştir. Eğer bir daha onun başını kestirmek için asker gönderirseniz, bütün yurdumuzun felaketi olacağından şüphemiz yoktur. Son ferman sultanımızındır:'109 Mektubun ulaştığı günlerde Yıldırım Bayezid Han Macarlarla savaşıyordu. Düşman kuvvetleri, Osmanlı ordusuna büyük zayiat verdiriyordu. Bu esnada bir genç, yaralıların yaralarını sarıyor, bazen

ellerini açıp dua ediyordu. Kolundan yaralanan Yıldırım Bayezid, bu genç askerin gayret ve maharetle yaraları sardığını görünçe, o gence karşı kalbinde bir yakınlık hasıl oldu. Yanına kadar giderek; "Benim de kolumda yara var, yaramı sar!" deyince, Emir Sultan cebinden bir mendil çıkarıp; "Buyurun Padişahım, sizin yaranızı da bu mendil ile sarayım" dedi. Sabah olunca sarılan bütün yara­ ların iyi olduğunu, askerlerin ayağa kalktıklarını Yıldırım Bayezid Han'a haber verdiler. Yıldırım Bayezid de merak edip kendi yarasını açarken, kolundaki mendilin, hanımının nişanlı iken kendisine he­ diye ettiği mendilin yarısı olduğunu fark etti. Akşam yaraları saran askerin, yanına getirilmesini emretti. Fakat o kimseyi bulamadılar. Aradan günler geçtikten sonra Bursa'ya dönen Osmanlı ordusu­ nu ve sultanı karşılayanlar arasında Emir Sultan da vardı. Yıldırım Bayezid, onunla selamlaşınca, harp meydanında askerlerle kendi yarasını saranın bu genç olduğunu anladı. Sultan, ona şifreli olarak; "O el çabukluğu ne idi?" diye sordu. Emir Sultan; 'l\llah'ın kuvvet ve yardımı, o biat edenlerin vefa ve sadakatlerinin üzerindedir" (Feth Suresi: 10) mealindeki ayet-i kerimeyi okudu. Yıldırım Bayezid; "Ya o mendilin yarısı ne oldu?" diye sorunca, Emir Sultan; "Babacığım, o mendilin yarısı cebimdedir. Bendeniz damadınız Muhammed Şemseddin" dedi. Yıldırım Bayezid Han atından inerek onunla kucaklaştı ve gözyaşlarını tutamayarak ikisi de ağladılar. Fetihteki yardımlarını göz önünde tutarak Yıldırım Bayezid, Emir Sultan'a da ganimetten pay ayırdı. Ancak Emir Sultan bütün ısrarlara rağmen bunu kabul etmedi. Sonunda padişahın üzüntüsünü gidermek için, "Bir cami bina ediniz, biz de hissedar olalım" dedi. 110 Böylece Bursa Ulu Cami'nin inşası başladı.

Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,

Lorem ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry.

Comments


EmoticonEmoticon