Karacahisar 1288<le alınınca bir kısım halkın şehri terk etmesi üzerine evler uzun süre boş ve ıssız kalmıştı. Ancak zamanla çevre illerden ve Germiyan ülkesinden gelenlerle şehir şenlenmeye başladı. 699/1299 yılına gelindiğinde mescitleri, mektepleri, çarşıları ve pazarı ile mamur bir belde hal.ini almıştı. Halk Dursun Fakih'e gelerek şehirde Cuma namazı kılınması için izin istediler. Ayrıca problemlerinin çözümü için kadı tayin edilmesini arzu ettiler. Dursun Fakih konuyu Şeyh Edebali'ye açtı. Sonra beraberce Osman Gazi'ye arz ettiler. Osman Gazi, "Ne yapılmak gerekiyorsa yapılsın'' deyince, Dur sun Fakih: "Hanım! Sultandan izin almak gerektir" dedi. Bunun üzerine Osman Gazi: "Bu şehri ben kendi kılıcımla aldım. Bunda sultanın ne dahli var ki ondan izin alayım? Ona sultanlık veren Allah bana da gaza ile hanlık verdi. Eğer minneti şu sancak ise ben kendim dahi sancak kaldırıp düşmanlarla uğraştım. Eğer o, ben Selçuk hanedanında nım derse ben de Gök Alp oğluyum derim. Eğer bu ülkeye ben onlardan önce geldim derse Süleyman Şah Dedem de ondan e\rvel geldi" cevabını verdi. 2ı Bu sözlerden sonra Osman Gazi Karacahisar'a Dursun Fakih'i hem kadı hem de hatip tayin etti. Şeyh Edebali'nin akrabası ve talebesi olan Dursun Fakih büyük al.imlerdendi. Osman Gazi ile bütün savaşlara katılır ve mücahitlere namaz kıldırırdı. Dursun Fakih ilk cuma günü minberde hutbeye çıktı. Allahu zü'l-Celale hamd, Resulüne salavat, al.ine ve ashabına duadan sonra; Osman Gazi'nin adını hutbede zikretti. Aşiret beyliğe dönüşmüştü.
Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,