Türkler Osman Gazi'ye gelinceye kadar nice muazzam devletler kurmuşlar, nice şanlı hükümdarlar yetiştirmişlerdir. Ancak bir husus vardı ki muazzam Türk devletlerinin gücüne en şiddetli düşmandan daha şiddetli darbe indiriyordu. Bu da hükümdarın, devleti, oğulları ve kardeşleri arasında pay ettirmesiydi. Üç, beş ve hatta bazen on bir parçaya bölünen mu azzam devlet kısa bir süre sonra kardeş kavgalarına sahne oluyor, zayıflıyor ve sonunda başka bir devletin küçük bir darbesiyle or tadan kalkıyordu. Bakalım Osman Gazi'nin bıraktığı ülke nasıl pay edilecek, bu konuda nasıl bir yol izlenecekti? İşte Aşıkpaşazade bunu şöyle anlatıyor: Babası ölünce Orhan Gazi kardeşi Alaaddin ile bir araya geldi. İşin gereği ne ise gördüler. O zamanda tekkesi olan Ahi Hasan is minde mübarek bir zat vardı. Bursa Hisarı'nda bey sarayına yakın olan tekkesinde zamanın büyükleri toplandılar. Osman'ın malı olup olmadığını sordular. İki kardeş arasında taksim edilmesi için araştırdılar. Baktılar ki, yalnız fetholunmuş ülkeler var. Akçe ve altın mevcut değil. Osman Gazi'nin yenice bir elbisesi, atın yanına asılan bir torbası, tuzluğu, kaşıklığı, bir sokman (Türkmen) çizmesi, iyice birkaç atı, birkaç sürü koyunu vardı. Birkaç çift de öküzü bulundu. Başka bir şeyi yoktu. Orhan Gazi dedi ki: "Gel Ağam, neyimiz varsa bölüşelim:' Alaaddin Paşa da: "Neyimiz var ki bölüşelim . . . Bu ülke senin hakkındır. Bu ülkeye bir çoban gerek ki, işlerini görüp başara. Padişaha lüzumlu şeyler" (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)
bu atlardır. Koyunlar da padişah şölenlerinde gerektir" deyince Orhan Gazi: "Gel bu çoban sen ol" teklifinde bulundu. Alaaddin Paşa: "Kardeş! Merhum babamızın duası ve himmeti seninledir. Çünkü sağlığında, kendi askerlerini senin yanına verdi. Şimdi çobanlık hakkı ve görevi de sana düşer." Meşveret meclisinde bulunanlar dahi, bu fikri güzel buldular. Orhan Gazi buyurdu ki: "Merhum babamız cennetmekan Osman Gazi, son ayrılışımızda şöyle vasiyet eyledi: Bir kimse sana Allah'ın emrettiği şeyi söylerse kabul et. Emretmediği şeyi söylerse kabul etme. Eğer bilmezsen bilenlere sor. Madem siz, babamın sevgili arkadaşları, ittifak ettiniz. Öyleyse biz de bu yükü yüklenelim." İşte devlet ve saltanatın taksim kabul etmeyeceği, bir ülkeye bir padişahın gerektiği bu güzel hadise ile pekişti.40 Geliştirilerek ve sistemleştirilerek de devam ettirildi. Orhan Gazi daha sonra ağabeyi Alaaddin Paşa'ya vezirlik teklif etti. Ancak Alaaddin Paşa onu dahi kabul etmeyip sadece Foture köyünün geliriyle yetineceğini bildirerek hayır ve hasenat yolunu seçti. Orhan Gazi ağabeyinden ve orada bulunanlardan dualar isteyerek devletin başına geçti. Cihana hod gelmek, gitmek içindir. Ne yapsan akıbet yıkmak içindir. Karar etmez gelip suret olanlar Doğan gün hem gece batmak içindir. Amel kim sen idersin ey karındaş Ya cehennem ya cennet içindir. İkisinden fariğ ol Hakk'a dön. Yaratılmış Hakk'a dönmek içindir.
Nasihat aldı Orhan kardaşından Dualar aldı eş ve yoldaşından Dahi aldı dua cümle veliden Dualar ister Orhan cümlesinden Mirastır dua almak Al-i Osman'a Fariğlerdir bu halkın dünyasından41
Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar