Anadolu'da işleri yoluna koyan Yıldırım Bayezid Han bütün Müslümanların ideali durumundaki İstanbul üzerine yürüdü. Yeni Bizans İmparatoru Manuele rahat yaşamak istediği takdirde, şehrin kapılarını kapayıp içeride istediği gibi saltanat sürebileceğini, ancak şehir haricinde ne varsa kendisine ait olduğunun kabulünü, İstanbul'da yaşayan Türkler için bir cami inşasını ve bir mahkemenin kurulmasını istedi. İşte bu taleplerin geri çevrilmesi üzerine Osmanlı sancakları ilk kez ciddi bir biçimde İstanbul yönüne çevrildi. Rumeli'ye geçen Türk ordusu İstanbul surlarına kadar bütün Bizans topraklarını zapt etti (1391). Yedi ay süren bu kuşatma sı rasında surlar karadan sıkı bir kontrol altına alındı ve şehrin dış dünya ile irtibatı kesildi. Bu sırada Macarların Tuna Nehri'ni geçerek Sofya'ya doğru yürümeleri üzerine Yıldırım Bayezid Han kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı. Ancak surların dışında bir Türk garnizonu yerleş tirerek şehri kontrol altında tutturdu. Doğuda ve batıda birçok savaş yapan Bayezid Han, İstanbul'u fethetmek fıkrinden asla vazgeçmedi. İmparator Manuel'in surları tamir ederek kuvvetlendirmeye çalışması üzerine 1395'te Osmanlı kuvvetleri ikinci kez İstanbul önlerine geldi. Çandarlızide Ali Paşanın idare ettiği bu muhasara yaz ayları boyunca sürdü. Surları yıpratacak topların olmaması neticeye uzanacak yolu tıkıyordu. 1396 yılının ilkbaharında şehri düşürmek üzere taarruzlar daha da sıklaştırıldı ise de Türkler bu kez de büyük bir Haçlı tehdidi ile karşı karşıya kaldılar. Bayezid Han, Niğbolu Savaşı'na yol açan bu tehlikenin hep Bizans'ın tahriki ile olduğunu biliyor ve bu devleti mutlaka sona erdirmek istiyordu. Bu itibarla zaferin hemen akabinde Yahşi Bey'e Şile'yi zapt et tirip ardından Boğaz içinde Güzelcehisar'ı inşa ettirdi. Bundan" (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)
Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,