Genç Osman’ın isyancı yeniçeriler tarafından öldürülmesi üzerine tahta amcası I. Mustafa geçti. I. Mustafa kısa süre sonra padişahlık yapmaya uygun olmadığı gerekçesiyle Osmanlı devlet adamları tarafından tahttan indirildi. Onun yerine 1623 senesinde henüz daha 11 yaşında olan IV. Murat geçirildi.
IV. Murat’ın devletin başına geçtiği günlerde ülke iç karışıklıklar içindeydi. Devam eden yeniçeri ayaklanmaları, doğuda Safevilerin Bağdat’ı ele geçirmeleri, batıda Avusturya tehlikesinin sürmesi, ekonomik sorunlar, Anadolu’da asayişin bozulması ve Celâli İsyanları karşısında çocuk yaştaki padişah zor durumda bulunuyordu. Bu nedenle IV. Murat’ın saltanatının ilk yıllarında devleti annesi Kösem Sultan yönetti. Kösem Sultan, devlet düzenini tekrardan kurmaya ve halkın huzurunu sağlamaya çalıştı. Ancak onun döneminde Osmanlı Devleti daha büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı. Irak toprakları bütünüyle Safevilerin eline geçerken Kırım, Yemen, Lübnan ve Mısır’da önemli ayaklanmalar çıktı. Bunları Anadolu’da ve İstanbul’da çıkan isyanlar izledi.
IV. Murat yeterince güçlenip tecrübekazandığını hissettikçe iktidarı ele almaya başladı. Kâtip Çelebi ve Koçi Beygibi düşünürlere Osmanlı Devleti’nin problemleri ve bu sorunların çözüm yollarıyla ilgili raporlar hazırlattı.
IV. Murat kendisine sunulan raporlardaki öneriler doğrultusunda devlet teşkilatında görevini suiistimal edenleri ve ihmali görülenleri cezalandırarak rüşvet ve iltiması azalttı. İsrafın önüne geçmek için kanunlar çıkarttı. Tımarlı sipahilerin doğru olan mevcudunu tespit etmek amacıyla yoklamalar yaptırdı. Hak etmeyenlerin elinden dirliklerini alarak tımarların eskiden olduğu gibi savaşlarda yararlılık gösterenlere verilmesini sağladı. Ardından ise sarsılan devlet otoritesini tekrar kurmak gayesiyle sert tedbirler alarak isyanları bastırdı. İsyancı ele başlarını ve onlara destek veren devlet adamlarını cezalandırarak zorbalıkların önüne geçti. Aynı amaçla isyancı yeniçerilerin ve isyancıların toplanma mekânı hâline gelmiş olan kahvehaneleri ve meyhaneleri kapatarak geceleri sokağa çıkma yasağı getirdi. Alkol, tütün ve kahve kullanımını yasakladı. Yasaklarına uymayanların şiddetle cezalandırılacağını ilan etti ve kıyafet değiştirerek bizzat denetlemelerde bulundu. Bu şekilde ülke genelinde asayişi ve huzuru sağlayıp orduyu disiplin ve itaat altına aldı.
IV. Murat yaptığı ıslahatlarla ülke içinde devlet otoritesini sağlamaya çalışırken bir yandan da Lehistan, İran ve Venedik ile mücadele etti. 1634 senesinde vergilerini zamanında ödemeyen Lehistantoprakları üzerine sefere çıkan padişah, Lehlerin barış istemesi üzerine bu ülke ile antlaşma yaparak geri döndü. Bundan sonra IV. Murat, Bağdat’a giren ve her fırsatta Osmanlı topraklarına saldıran Safevilerüzerine yürüdü. Padişah 1635 yılında İran üzerine çıktığı bu ilk seferde sınırdaki Revan Kalesi’ni ve Tebriz’i alarak İstanbul’a döndü.
Safeviler, Osmanlı ordusunun çekilmesindenyararlanarak kaybettikleri yerleri geri almak için harekete geçtiler. Bunun üzerine IV. Murat 1638 yılında Bağdat Seferi’ne çıkarak İranlıların eline geçmiş olan bu şehri yeniden topraklarına kattı. IV. Murat kazandığı bu zaferden sonra Bağdat Fatihi unvanıyla anıldı. Bağdat Seferi’nden sonra Safevilerin isteği üzerine Osmanlı Devleti ile İran arasında 1639 tarihli Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı.
Kasr-ı Şirin Antlaşması’yla Azerbaycan ve Revan İran’a, Bağdat ise Osmanlı Devleti’ne bırakıldı. Ayrıca iki devlet arasındaki Zağros Dağları sınır olarak kabul edildi.
IV. Murat’ın devletin başına geçtiği günlerde ülke iç karışıklıklar içindeydi. Devam eden yeniçeri ayaklanmaları, doğuda Safevilerin Bağdat’ı ele geçirmeleri, batıda Avusturya tehlikesinin sürmesi, ekonomik sorunlar, Anadolu’da asayişin bozulması ve Celâli İsyanları karşısında çocuk yaştaki padişah zor durumda bulunuyordu. Bu nedenle IV. Murat’ın saltanatının ilk yıllarında devleti annesi Kösem Sultan yönetti. Kösem Sultan, devlet düzenini tekrardan kurmaya ve halkın huzurunu sağlamaya çalıştı. Ancak onun döneminde Osmanlı Devleti daha büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı. Irak toprakları bütünüyle Safevilerin eline geçerken Kırım, Yemen, Lübnan ve Mısır’da önemli ayaklanmalar çıktı. Bunları Anadolu’da ve İstanbul’da çıkan isyanlar izledi.
IV. Murat yeterince güçlenip tecrübekazandığını hissettikçe iktidarı ele almaya başladı. Kâtip Çelebi ve Koçi Beygibi düşünürlere Osmanlı Devleti’nin problemleri ve bu sorunların çözüm yollarıyla ilgili raporlar hazırlattı.
IV. Murat kendisine sunulan raporlardaki öneriler doğrultusunda devlet teşkilatında görevini suiistimal edenleri ve ihmali görülenleri cezalandırarak rüşvet ve iltiması azalttı. İsrafın önüne geçmek için kanunlar çıkarttı. Tımarlı sipahilerin doğru olan mevcudunu tespit etmek amacıyla yoklamalar yaptırdı. Hak etmeyenlerin elinden dirliklerini alarak tımarların eskiden olduğu gibi savaşlarda yararlılık gösterenlere verilmesini sağladı. Ardından ise sarsılan devlet otoritesini tekrar kurmak gayesiyle sert tedbirler alarak isyanları bastırdı. İsyancı ele başlarını ve onlara destek veren devlet adamlarını cezalandırarak zorbalıkların önüne geçti. Aynı amaçla isyancı yeniçerilerin ve isyancıların toplanma mekânı hâline gelmiş olan kahvehaneleri ve meyhaneleri kapatarak geceleri sokağa çıkma yasağı getirdi. Alkol, tütün ve kahve kullanımını yasakladı. Yasaklarına uymayanların şiddetle cezalandırılacağını ilan etti ve kıyafet değiştirerek bizzat denetlemelerde bulundu. Bu şekilde ülke genelinde asayişi ve huzuru sağlayıp orduyu disiplin ve itaat altına aldı.
IV. Murat yaptığı ıslahatlarla ülke içinde devlet otoritesini sağlamaya çalışırken bir yandan da Lehistan, İran ve Venedik ile mücadele etti. 1634 senesinde vergilerini zamanında ödemeyen Lehistantoprakları üzerine sefere çıkan padişah, Lehlerin barış istemesi üzerine bu ülke ile antlaşma yaparak geri döndü. Bundan sonra IV. Murat, Bağdat’a giren ve her fırsatta Osmanlı topraklarına saldıran Safevilerüzerine yürüdü. Padişah 1635 yılında İran üzerine çıktığı bu ilk seferde sınırdaki Revan Kalesi’ni ve Tebriz’i alarak İstanbul’a döndü.
Safeviler, Osmanlı ordusunun çekilmesindenyararlanarak kaybettikleri yerleri geri almak için harekete geçtiler. Bunun üzerine IV. Murat 1638 yılında Bağdat Seferi’ne çıkarak İranlıların eline geçmiş olan bu şehri yeniden topraklarına kattı. IV. Murat kazandığı bu zaferden sonra Bağdat Fatihi unvanıyla anıldı. Bağdat Seferi’nden sonra Safevilerin isteği üzerine Osmanlı Devleti ile İran arasında 1639 tarihli Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı.
Kasr-ı Şirin Antlaşması’yla Azerbaycan ve Revan İran’a, Bağdat ise Osmanlı Devleti’ne bırakıldı. Ayrıca iki devlet arasındaki Zağros Dağları sınır olarak kabul edildi.
Kasr-ı Şirin Anlaşmasına Göre Osmanlı - Safevi Sınırı |