Yeniçeri Ocağına Acemi Oğlan Toplarken |
Devşirme sistemi gereği, Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarında yaşayan Hristiyan ailelerin erkek çocukları ihtiyaca göre üç veya beş yılda bir devşirilirdi. Bu işlem öncelikle gönüllü aileler arasından, yeterli sayıda gönüllünün çıkmaması durumunda ise devletin görevlendirdiği kişiler tarafından yapılırdı. Bu kişiler Hristiyan tebaasının yaşadığı köyleri ve kasabaları dolaşarak 12-18 yaşları arasındaki güçlü kuvvetli, güler yüzlü, iyi huylu ve zeki görünüşlü çocukları padişah adına toplarlardı. Toplama işi belli kurallara göre yapılırdı. Bir aileden birden fazla, bir köy yada kasabadan ise kırkta birden fazla sayıda çocuk alınmazdı. Tek erkek çocuğu olan aileler devşirme sisteminin dışında tutulur, ailesinin geçimini sağlamakta olan çocuklara dokunulmazdı. Ayrıca Müslüman ve Yahudi ailelerin çocukları ile kimsesiz çocukların alınması da yasaktı.
Devşirilen çocuklar, devşirme memurları ve muhafızlar eşliğinde başkente getirilir ve burada törenle Müslümanlığı kabul ederlerdi. Bu çocukların en akıllı, seçkin ve yetenekli olanları sarayda yetiştirilerek padişahın hizmetinde görevlendirilmek üzere ayrılırdı. Kalanları ise geçici bir zaman için Anadolu’daki köylerde yaşayan ve çiftçilikle uğraşan Müslüman Türk ailelerine verilirdi. Çocuklar bu ailelerin yanında en az üç, en fazla sekiz sene kalır ve bu süre içinde Türkçeyi, İslamiyet’i, Türk gelenek ve göreneklerini öğrenirlerdi. Belli bir yaşa ulaştığında ise askerî eğitim almak üzere önce Acemi Ocağına gönderilirlerdi.
Osmanlı Devleti’nde devşirme işlemi yalnızca padişaha ait bir hak olarak kabul edilirdi. Paşaların ve beylerin kendi adına devşirme yapma gibi bir hakları yoktu. Böylece doğrudan doğruya padişahın şahsına bağlı, iyi yetişmiş askerlerden oluşan devamlı bir ordu kurarak merkezî otoritenin güçlendirilmesi amaçlanmıştı.
Devşirme yöntemiyle elde edilen ve “kul”adı verilen askerlerin atları, silahları, zırhları ve giyim kuşamları devlet tarafından karşılanırdı. Kapıkulları askerlikten başka bir işle uğraşamaz ve emekli olmadan evlenemezlerdi. Bu askerler üç ayda bir “ulufe” adı verilen maaş alırlar ve kışlalarda ikame ederek sürekli biçimde savaşa hazır bulunurlardı. Padişah sefere çıktığında kapıkulu askerlerinin tamamı onunla birlikte sefere katılırdı. Barış zamanlarında ise kapıkullarının görevi sarayın ve İstanbul’un güvenliğini sağlamaktı.
Kapıkulu askerleri “kapıkulu piyadeleri” ve “kapıkulu süvarileri” olmak üzere iki bölüme ayrılırdı.
Kapıkulu Piyadeleri: Kapıkulu piyadeleri kendi içinde Acemi Ocağı, Yeniçeri Ocağı, Cebeci Ocağı, Topçu Ocağı ve Top Arabacıları Ocağı adlarıyla çeşitli gruplara ayrılırlardı.
Acemi Ocağı: I. Murat Dönemi’nde Gelibolu’da kurulan Acemi Ocağının amacı, devşirilen ve Anadolu’daki Türk ailelerin yanında yetişen gençleri birer asker hâline getirmekti. Acemiler sekiz yıl boyunca bu ocakta askerlik eğitimi aldıktan sonra yeniçeri ağasının onayıyla Yeniçeri Ocağına kabul edilirlerdi. Acemilerin Yeniçeri Ocağına geçmesine “kapıya çıkma” denirdi.
Yeniçeri Ocağı: I. Murat tarafından Selçuklular ve Memluklular örnek alınarak kurulan Yeniçeri Ocağı doğrudan doğruya padişahın hizmetinde bulunan yaya birliklerinden oluşuyordu. Yeniçeriler, seferde ordunun merkezinde bulunur ve padişahı korurlardı. Barış zamanlarında ise başkentte asayişi sağlama, saray muhafızlığı veya sınır boylarındaki kaleleri bekleme gibi görevleri yerine getirirlerdi. Yeniçeriler üç ayda bir devletten maaş alır ve oda denilen kışlalarında barınırlardı.
Cebeci Ocağı: Yeniçerilerin kullandıkları ok, yay, kılıç, kalkan, zırh, gürz, tüfek, kazma, kürek, barut, kurşun gibi savaş araç gereçlerini tedarik etmekle görevli bir ocaktı. Cebeciler, silahları savaş öncesinde yeniçerilere dağıtır, savaş sonrasında ise tekrar toplayarak bozulanları onarır, eksilenleri tamamlar ve koruma altına alırlardı.
Topçu Ocağı: Bu ocaktaki askerler top dökmek, top mermisi yapmak ve savaşlarda top atmakla görevliydi.
Kapıkulu Süvarileri: Kapıkulu süvarileri, rütbe ve maaş bakımından piyadelere göre daha yüksekte oldukları için genellikle Yeniçeri Ocağından terfi edenler arasından seçilirlerdi. I. Murat tarafından “sipahi” ve “silahtar” adlarıyla iki bölük hâlinde kurulan bu ocağın askerleri savaşta padişahın otağını korumakla görevliydi.