Türk Askerinin Dünyaya Etkileri
▬ Roma ordusunda askeri onlu sistem uygulandı. IV. Yüzyıl sonlarında bu orduda yay o zamana kadar kullanılan en önemli savaş silahı oldu.
▬ Batı’da pantolon ve ceket giyilmeye başlandı.
▬ Avrupa’da üzenginin kullanımı Avarlarla yaygınlaştı.
▬ V. yüzyıl başlarında Türklere özgü ‘’Turan’’ taktiğinin uygulanmaya başlandığı Bizans ordusun da Türk giyim tarzı ve Türk saç biçimi de tercih edildi.
▬ IX. yüzyılın ortalarında Ruslar, Azar, Peçenek ve Kumanlılar; Balkan Slavları ise Tuna Bulgarları aracılığı ile hem eğitim hem de teçhizat (silah, tuğ) yönlerinden de Türkleri örnek alan özenen askeri güçler oluştururdu.
▬ Cengiz Han ordusunda da onlu sistem uygulandı.
▬ Süvarilik tekniğini Türklerden öğrenmiş olan Çinliler Türk süvari kıyafetleri olan ceket, pantolon ve çizme kullanmaya başladı.
▬ Çinliler ve Avrupalı kabileler et konservesi (pastırma) yapmayı Türklerden öğrendi.
Türklerde Askeriyenin Önemi
Türklerin büyük devletler kurmalarındaki en önemli nedenlerden biri de güçlü ordulara sahip olmalarıdır. Bu yüzden ordu Türk devlerinin hem temelini hem başlıca güç kaynaklarını oluşturmuştur. Bozkır hayatlarının zor şartları Türkleri mücadeleci ve disiplinli bir yapıya sahip olmaya sürüklemiştir. Günlük yaşantıları içinde var olan bu disiplin anlayışı, savaş anında da bütün milletin iç teşkilatını bozmadan güçlü bir ordu gibi harekete geçmesini kolaylaştırmıştır. Askerliğin farklı özel bir meslek sayılmadığı Türklerde ailesini, malını ve namusunu korumak isteyen herkes asker olarak yetişmek mecburiyetindedir. Bu yüzden Hazar Hakanlığındaki yabancı askerler haricinde Türklerde ücretli askeri bir sınıf yoktur. Halkın içinde kadın erkek ayrımı yapılmaksızın hemen hemen her Türk, iyi bir askerdir ve her an savaşa ve zor duruma hazır durumdadır. Bu sebeple Türk milleti için ‘’ordu-millet’’ değimi kullanılmıştır.
Devamlı bir ordunun bulunduğu Türk devletlerinde ordunun temelini süvarilere dayanmıştır. Bunula beraber Türk ordusunda az da olsa ‘’yaya birlikler’’ yer almıştır. Örneğin İlteriş Kağan, 680 senesinde istiklal mücadelesine başladığı zaman komuta ettiği ordunun üçte ikisi atlı, üçte biri ise yayadır.
Türklerde ilk düzenli ordu Büyük Hun Hükümdarı Mete Han (Oğuz Kağan) tarafından kurulmuştur (M.Ö 209). Türk ordusunun günümüze kadar gelen ve başka devlerinde ordularında örnek olan onlu sisteme göre teşkilatlandırılmıştır. Onlu sistemin esasına göre; en büyük birlik 10.000 kişiden oluşup bu birliğe de ‘’tümen’’ adı verilmiştir. Tümenlerde binli, yüzlü ve onlu olmak üzere kademeli olarak küçülen birliklerle ayrıştırılmıştır. Bu birliklerin başlarında derecelerine göre ‘’tümenbaşı’’, ‘’binbaşı’’, ‘’yüzbaşı’’ ve ‘’onbaşı’’ gibi unvanlar taşıyan birer kumandan bulunurken en küçükten en üst rütbesine kadar ordu belli bir kumanda zincirine bağlanmıştır.
▬ Roma ordusunda askeri onlu sistem uygulandı. IV. Yüzyıl sonlarında bu orduda yay o zamana kadar kullanılan en önemli savaş silahı oldu.
▬ Batı’da pantolon ve ceket giyilmeye başlandı.
▬ Avrupa’da üzenginin kullanımı Avarlarla yaygınlaştı.
▬ V. yüzyıl başlarında Türklere özgü ‘’Turan’’ taktiğinin uygulanmaya başlandığı Bizans ordusun da Türk giyim tarzı ve Türk saç biçimi de tercih edildi.
▬ IX. yüzyılın ortalarında Ruslar, Azar, Peçenek ve Kumanlılar; Balkan Slavları ise Tuna Bulgarları aracılığı ile hem eğitim hem de teçhizat (silah, tuğ) yönlerinden de Türkleri örnek alan özenen askeri güçler oluştururdu.
▬ Cengiz Han ordusunda da onlu sistem uygulandı.
▬ Süvarilik tekniğini Türklerden öğrenmiş olan Çinliler Türk süvari kıyafetleri olan ceket, pantolon ve çizme kullanmaya başladı.
▬ Çinliler ve Avrupalı kabileler et konservesi (pastırma) yapmayı Türklerden öğrendi.
Türklerde Askeriyenin Önemi
Türklerin büyük devletler kurmalarındaki en önemli nedenlerden biri de güçlü ordulara sahip olmalarıdır. Bu yüzden ordu Türk devlerinin hem temelini hem başlıca güç kaynaklarını oluşturmuştur. Bozkır hayatlarının zor şartları Türkleri mücadeleci ve disiplinli bir yapıya sahip olmaya sürüklemiştir. Günlük yaşantıları içinde var olan bu disiplin anlayışı, savaş anında da bütün milletin iç teşkilatını bozmadan güçlü bir ordu gibi harekete geçmesini kolaylaştırmıştır. Askerliğin farklı özel bir meslek sayılmadığı Türklerde ailesini, malını ve namusunu korumak isteyen herkes asker olarak yetişmek mecburiyetindedir. Bu yüzden Hazar Hakanlığındaki yabancı askerler haricinde Türklerde ücretli askeri bir sınıf yoktur. Halkın içinde kadın erkek ayrımı yapılmaksızın hemen hemen her Türk, iyi bir askerdir ve her an savaşa ve zor duruma hazır durumdadır. Bu sebeple Türk milleti için ‘’ordu-millet’’ değimi kullanılmıştır.
Devamlı bir ordunun bulunduğu Türk devletlerinde ordunun temelini süvarilere dayanmıştır. Bunula beraber Türk ordusunda az da olsa ‘’yaya birlikler’’ yer almıştır. Örneğin İlteriş Kağan, 680 senesinde istiklal mücadelesine başladığı zaman komuta ettiği ordunun üçte ikisi atlı, üçte biri ise yayadır.
Türklerde ilk düzenli ordu Büyük Hun Hükümdarı Mete Han (Oğuz Kağan) tarafından kurulmuştur (M.Ö 209). Türk ordusunun günümüze kadar gelen ve başka devlerinde ordularında örnek olan onlu sisteme göre teşkilatlandırılmıştır. Onlu sistemin esasına göre; en büyük birlik 10.000 kişiden oluşup bu birliğe de ‘’tümen’’ adı verilmiştir. Tümenlerde binli, yüzlü ve onlu olmak üzere kademeli olarak küçülen birliklerle ayrıştırılmıştır. Bu birliklerin başlarında derecelerine göre ‘’tümenbaşı’’, ‘’binbaşı’’, ‘’yüzbaşı’’ ve ‘’onbaşı’’ gibi unvanlar taşıyan birer kumandan bulunurken en küçükten en üst rütbesine kadar ordu belli bir kumanda zincirine bağlanmıştır.