Orta Asya´da ve Avrupa´da devlet kuran Türk boyudur. Osmanlı hanedanı dışında Türklerin başında hüküm süren en uzun ömürlü ve en önemli hanedan Hunlardır. Onları dört önemli topluluk olarak ele alabiliriz.
Orta Asya Hunları, ilk büyük Hun hakanlığıdır (M.Ö. 220-M.S. 216). ilk büyük hükümdarları Teoman Yabgu´dur. Oğlu Mete (Oğuz Han da denir), M.Ö. 209´da Teoman´ın yerine tahta geçti. 35 yıl hükümdarlık etti. Bütün Türk, Moğol, Tonguz, Altay Türklerini buyruğu altında topladı. Devletinin sınırları Büyük Okyanus´tan Hazar Denizi´ne, Tibet ve Keşmir´den Kuzey Sibirya´ya uzanıyordu.
Volga Hunları, M.S. 48´de devlet ikiye bölündü, sonra da göçler sonucu dağıldı. Çeşitli Türk boylarının birbiri üzerine yaptığı baskılarla zayıflayan önemli Hun boyları batıya göç etmeğe başladılar. Bunların bir bölüğü Volga ile Ural ırmakları arasında bir devlet kurdu (M.S. 374). Hakanları Balamir Han´dı. Avrupa Hun Devleti, M.S. 425´te kuruldu. 454´e kadar yaşayan bu devletin en büyük hükümdarı Attilâ idi. 9 yıl süren saltanatı sırasında 4 milyon km2´lik bir toprak üzerinde dünyanın en büyük imparatorluğunu meydana getirdi.
Hindistan Hunları (Akhunlar), ise Moğollarla karışarak güneye inen ve orada VII. imparatorluk hanedanını kuran Hunlardır. 3,5 milyon km2´lik bir bölgede 71 yıl Hindistan´a egemen olduktan sonra dağıldılar.
Attilâ ve Azizler
Attilâ iktidarından ve Hun gücünden korkan Hıristiyan inancına göre Attilâ´nın atının bastığı yerde ot bilmezmiş. Attilâ´nın Avrupa´ya saldığı korku yüzünden, kilise ona direnme cesaretini gösterenleri azizliğe yükseltti: Paris´i kurtaran Azize Genevieve; Romalıları yardıma çağıran Orieans piskoposu Aziz Aignan, Roma´ya ilişmemesi için Attilâ ile pazarlığa girişen papa Leo I bunlar arasındadır.
Hun uygarlığı
Ordu örgütlemeyi, savaşmayı, at yetiştirmeyi çok iyi bilen Hunlar, büyük bir uygarlığa sahipti. Tahta evlerde oturur, deriyi işler, dokuma yapar, şiir ve edebiyatla uğraşırlardı. Avrupa´ya Asya uygarlığının önemli öğelerini ve özelliklerini onlar götürdüler.
Hunların önünde dize gelen Avrupa, Attilâ´yı ve yiğit savaşçılarını vahşiler olarak görmek ve göstermek istemiştir. Ünlü ressam Raffaello´nun bu tablosunda, Roma kapılarında Attilâ ile papa Leo I´in karşılaşmaları da, eli sopalı melekler ilâvesiyle ve aynı anlayışla canlandırılıyor. Vatikan Müzesi, Roma.