Kutsal kitaplarda hikâyesi anlatılan Sami asıllı Ortadoğu halkı. İbranilerin kökeni Mezopotamya´dır; göçebe olarak yaşayan bu kavim, aralarındaki en bilgin ve en saygın kişilerce (eski peygamberler) yönetiliyordu. Eski Ahit´e bakılacak olursa, Milattan iki bin yıl kadar önce, onlardan biri, yani İbrahim Peygamber gidip Ken´an Ülkesi´ne (şimdiki Filistin) yerleşti; bunlara «nehri aşan» anlamına İbranî dendi.
Sonra, Ken´an´da kıtlık başladı. Açlık yüzünden halkın bir kısmı Mısır´a göç etti, orada köle olarak yaşadı, İbrahim´den sonra İbranilerin başına yine onun oğulları geçti: Yakup ve İshak bunların en ünlüleridir. Yakup bir gece rüyasında tanrı Yahova ile güreşmiş ve onu yenmişti. Bunun üstüne kendisine «güreşte yenen» anlamına İsrail adı verildi. Kavmine de İsrailoğulları dendi.
Sonra Yakup´un oğlu Yusuf Mısır´a gitti ve bir süre sonra kavmini de yanına aldırdı. Ama M.Ö. XIII. yy.da İbranîler, Musa´nın firavunla olan mücadelesi yüzünden, onun yönetiminde Mısır´dan ayrıldılar. Uzun süre çölde yaşadılar, sonra «Adanmış Ülke» diye adlandırdıkları Filistin´in fethine giriştiler.
Îbranîler Davut ve Süleyman zamanında (M.Ö. X. yy.) zenginliğin ve kudretin doruğuna ulaşmışlardı. Ama, Süleyman ölünce, gerileme dönemi başladı ve krallık iki rakip devlete bölündü: İsrail ve Yahudi Devleti (Yuda). Bu devletler, sırayla Asurluların, Babillilerin, Perslerin ve Romalıların egemenliğine girdi.
Diaspora
M.S. ilk iki yüzyıl içinde, İbraniler Roma egemenliğine karşı birçok defa ayaklandılar, ama hepsi boşa gitti: çoğu öldürüldü, geri kalanı da ya köleleştirildi ya da yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. O zaman yüzyıllar süren geniş bir göç hareketi başladı: Diaspora (İbranice «dağılma»). Dünyanın her yanında birçok Yahudi topluluğu bulunmasının nedeni işte budur.