Manastır'daki Rus başkonsolosu Rostkovkiy her zaman âdeti olduğu üzere, elinde kamçısıyla cadde ve sokaklarda dolaşırdı. Rastladığı Türk askerlerine hakaret ederdi. Hatta döverdi.
Bir gün, bir resmî binanın kapısında nöbet bekleyen Türk askerine saldırdı. Askeri kamçıyla dövmeye başladı. Sebebi kendisine selam verilmemesiydi. Bizim asker dayanamadı, silahını çekip başkonsolosu öldürdü. Aslında asker vazifesini yapmıştı! Fakat ne oldu dersiniz?..
Sultan’ın(II. Abdülhamid) iradesiyle “Divan-ı harb” kurularak gecikmeden başladı.Harp Divanı kuruldu; hem başkonsolosu vuran Halim adındaki asker, hem de o sırada kapıda bulunan olay ile alakası olmayan Türk askeri idama mahkûm edildi.
Üzerinde Osmanlı üniforması bulunan ve hakarete uğradığı, dövüldüğü için kendisini savunan Türk askerini, bizim yüce Osmanlı Devletimiz, yabancılardan çekindiği için darağacına gönderdi. Harp Divanı'nda Enver Bey de görevliydi. Hiçbir şey yapamamanın ezikliğini, o da, o gün gördü.
Ve iki Türk askeri asıldı.
İşte Makedonya'da bulunan zabitlerin gönüllü, koşarak İttihat ve Terakki'ye girmemizi hızlandıran olay budur..
Teşkilatin İki Silahşörü Soner Yalçın
Buradan İndiriniz
Olayın Akademik İncelemesi
Doç.Dr.Hasip Saygılı
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/105762