ADLİ yıl açıldı, bu vesileyle çok değerli bir hukuk kitabını okurlarıma takdim etmek istiyorum:
Prof. Dr. Kemal Gözler’in “Türk Anayasa Hukuku” adlı başeserinin yeni baskısı ağustos içinde yayımlandı (Ekin Yayınları).
Kitap anayasa hukukunu, yani hukuk devletinin temel ilkelerini ve gelişim tarihini, bizim 1876’da başlayan anayasa serüvenimizi anlatmaktan ibaret değil. Kitap güncel sorunları, bu arada 2017 referandumunda kabul ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini de irdeliyor.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Kitap tarihte ve günümüzde anayasa sorunlarımızı somut olarak ele aldığı için soyut bir hukuk kitabı olmanın çok ötesine geçiyor. Hukukun bir hayat sorunu olduğu böylece daha kolay anlaşılıyor.
Mesela kitapta Yargıtay ve Danıştay’ın üye kadrosunun 2011 yılında, 2014 yılında, 2016 yılında ve 2017 yılında sayısının azaltılıp arttırılması yoluyla dört defa değişiklik yapıldığını anlatıyor. “Yüksek Mahkemelerin Üye Sayısıyla Oynanması” başlığı altında diyor ki:
“Altı yılda artma ve azalma miktarları üye toplam sayısının yüzde 50’sini geçen miktarlardadır...
HSYK’nın oluşumunda hangi sistem benimsenirse benimsensin, yüksek mahkemelerin üye sayılarıyla siyasî nedenlerle böylesine kolayca oynanabildiği bir ülkede yargı bağımsızlığı olamaz.” (s. 996)
Kitapta Türkiye’de hâkimlerin “coğrafi teminat”a sahip olmadığı, hoşa gitmeyen hâkimlerin dün de bugün de oraya buraya atanmak suretiyle baskıya maruz kaldıkları da anlatılıyor. (s. 985)
İKİ GÜNCEL SORUN
Enis Berberoğlu CHP milletvekilidir; buradan siyasi görüşü bellidir.
Berberoğlu 27. dönemde yeniden seçildi fakat Yargıtay Berberoğlu’nun yeniden dokunulmazlık kazanmadığına karar verdi, bu yüzden hâlâ hapiste...
Prof. Gözler kitabında bu konuyu da ele almış. “Yasama dokunulmazlığı”nın ne olduğunu anlatıyor ve Yargıtay kararını şöyle eleştiriyor:
“Bir milletvekilinin 27’nci dönemde de yasama dokunulmazlığının sağladığı korumadan mahrum bırakılması, anayasa hukukunda geçerli olan yasama dokunulmazlığı teorisinin bütün temellerinin altüst olması anlamına gelir...” (S. 562)
Diğer taraftan, Anayasa Mahkemesi üyelerinden Alparslan Altan ve Erdal Tezcan’ın AYM tarafından, üstelik FETÖ’cü olduklarına dair “delil yok” diye de belirtilerek üyelikten çıkarılmış olması...
Demek ki, “olağanüstü hâllerde Anayasa Mahkemesi üyelerinin görevinin Anayasa hükümlerine aykırı bir şekilde sonlandırılması mümkündür...”
Anayasaya aykırı OHAL uygulaması olabilir mi?
Prof. Gözler, ileride bir zamanda bir OHAL kararnamesiyle bütün AYM üyelerinin görevine son verilirse veya AYM kapatılırsa “Anayasa Mahkemesi’nin diyebileceği bir şey kalmamıştır” diyor! (s. 1027)
HUKUKÇU TAVRI
İşte hukuk, işte hukukçu tavrı budur: Kişiler ve taraflar söz konusu olduğunda gözlerini bağlamak... Ama hukuk kuralları, olgular ve deliller söz konusu olduğunda gözünü dört açmak...
Bağımsız ve tarafsız diyoruz ya, anlamı budur.
Bu hukuk bilincinin yerleşmesi için Prof. Kemal Gözler öteden beri tam bir hukuk alimi vakarıyla eserler vermektedir.
Prof. Gözler’in bir özelliği de uluslararası literatürde referans yapılan, bilimsel indekslerde yer alan bir hukuk bilgini olmasıdır.
Yeni baskısı bir ay önce yayımlanan “Türk Anayasa Hukuku” adlı başeserini hukuka değer veren herkese, öncelikle hukukçulara ve hukuk öğrencilerine tavsiye ediyorum.