DONALD Trump’ı ilk keşfedenlerden biri otuz yıl önce İngiliz gazeteci Polly Toynbee olsa gerek: “Devasa bir egoizm” diye teşhis koymuş, “Patlamayı bekleyen şeytani bir güç ve enerji” olarak nitelemişti.
Ünlü tarihçi ve gazeteci Arnold Toynbee’nin torunu olan Bayan Polly Toynbee 23 Mayıs 1988 günü Londra’da Trump’la yaptığı mülakatı The Guardian’da yayımlamıştı.
Trump 41 yaşındaydı, “İş Yapma Sanatı”adlı kitabının tanıtımı için Londra’daydı.
Polly Toynbee onu “kibir, güç açlığı, hırs, cazibe” gibi kelimelerle tanımlıyor; “Dünyaya hükmetmeden rahata eremeyecek biri” diye yazıyordu.
Trump’un Marble Collegiate kilisesine devam ettiğini de belirtiyordu.
Karşısında böyle bir adamı bulunca Amerika başkanı olmayı düşünüp düşünmediğini sormuştu. 41 Yaşındaki Trump’ın cevabı aynen şöyleydi:
“Başkan olmak istersem, başkan olurum!”
Otuz yıl sonra Trump 70 yaşında Başkan olduğunda, Bayan Toynbee, şöyle yazacaktı:
“Trump başkanlık hayalini bana otuz yıl önce açıklamıştı, şimdi kâbus başlıyor.”(The Guardian, 12.1 2017)
TRUMP’IN EGO SİYASETİ
Trump’ın ABD gibi bir süper güce başkan seçilmesinin gerçek bir “kâbus” olduğu, bugünlerde dünyada daha bir fark ediliyor.
Sadece Türkiye’ye davranışındaki deliliği değil...
Amerikalı Sasha Abramsky, “Trump köşeye sıkışmış bir megalomanyaktır, ülke için ciddi bir tehlikedir” diye yazmıştı. (The Nation, 19.5.2017)
Köşeye sıkışmış demesinin sebebi FBI ve Amerikan yargısının yürütmekte olduğu soruşturmalardır.
Abramsky yazısında şöyle diyordu:
“Artık bir Amerikan dış politikası yoktur. Sadece Trump’ın egosu vardır!”
Bu ego Avrupa’ya da hükmetmeye kalktı. Geçen ayki skandal Brüksel, Helsinki ve Londra gezisinde Avrupalıları aşağılamasını, Merkel’le kavgasını hatırlayın...
Her yerde büyük kalabalıklar onu protesto etmişti.
Belçika eski Başbakanı ve AP bünyesinde Liberal ve Demokratlar İttifakı Grubu başkanı Guy Verhofstadt’un şu sözleri bütün gezinin özetidir:
“Trump’ın Avrupa gezisi tam bir felaket oldu.” (17 Temmuz)
Trump Kanada’ya da hakaret ettiğinde Kanadalı yazar Jen Gerson “Trump, Kanada’yı güçsüz sanan bir twitter kabadayısıdır” diye yazmıştı.
Bu kibirli kabadayı, Amerikan aşırı sağını temsilen bu süper gücün başındadır!
AVRUPA’NIN EKONOMİK GÜCÜ
Trump bazı Avrupa ürünlerine yeni gümrük vergisi koymuştu; özellikle otomotiv ürünlerinde gümrükleri yükseltmekle de tehdit ediyordu.
Eeee, megalomaninin de maddi bir sınırı var. AB Komisyonu adına Cecilia Malmström Trump’a cevap verdi:
“ABD ile AB arasında ticaret hacmi 1 tirilyon dolar. Amerika’daki yabancı yatırımların yüzde 72’i Avrupalıdır ve 15 milyon Amerikalıya iş veriyorlar...”
Bu güç karşısında Trump uzlaşma önerdi.
26 Temmuz’da AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Trump görüştüler, uzlaştılar!
Bu işler yiğitlik değil, ekonomik güç, hesap, kitap işidir.
ABD’de medya ve kendi partisinden senatörler bile Trump’u eleştiriyor.
Tepkiler giderek artıyor.
Başka bir yazımda ele alacağım: Avrupa ve Amerika’da otoriter popülizme karşı demokrasi ve piyasa ekonomisi yanlılarının ittifak yapması akımı güçleniyor.
Bunlar Türkiye’nin doğal müttefikleridir.
TL’nin değer kaybındaki temel sebep cari açığımızın 57 milyar dolar, dış borç stokumuzun 470 milyar dolar olmasıdır. Türkiye için gerekli olan finansman kaynakları ve ihracatımız için en büyük pazar da yine Batı’dadır.
Diplomasi, demokrasi, hukuk devleti ve iktisadi rasyonalizm iç içe