OHAL nihayet kaldırıldı, buna elbette sevinmek lazım fakat OHAL’in geniş mağduriyetlere yol açmış bazı uygulamaları şimdi olağan kanunla devam ettirilecek.
Bu satırlar yazılırken Adalet Komisyonu’nda görüşülüyordu. Bizde alışkanlık “yukarıdan” gelen metnin komisyonlarda ve Meclis’te çoğunluk tarafından aynen yahut birkaç kozmetik değişiklikle kabul edilmesidir.
Bu sebeple komisyondaki metni irdeleyeceğim.
‘3 YIL SÜREYLE’
Teklif edilen metinde özellikle ordu ve Emniyet tesislerinin ve personelinin güvenliğinin ve özel bilgilerinin korunması için getirilen tedbirleri prensipte doğru buluyorum.
Anayasa’ya aykırı bulduğum en önemli husus, “3 yıl süreyle” denilerek kamu kurumlarında, yargıda ve üniversitede personelin işine son vermenin aynen devam edecek olmasıdır.
Aynen yani yargı kararı olmadan, hatta “delil” bile aranmadan, tıpkı OHAL’de olduğu gibi işten atmalar yapılabilecek.
Halbuki Anayasa’ya göre, temel hak ve hürriyetlerin güvenceleri sadece “savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde” askıya alınabilir. (Md. 15)
Hem OHAL’i hukuken kaldırmak, hem bu OHAL yetkilerini “3 yıl” sürdürmek, Anayasa’ya aykırıdır.
OHAL olmadan gözaltı sürelerini uzatmak, bürokratları, yargıçları, akademisyenleri işten atmak Anayasa’ya aykırıdır.
Yine hâkim kararı olmadan “üç yıl süreyle” eşlerin ve çocukların pasaportlarına el konulması, iletişimlerinin izlenmesi “suçların şahsiliği” ilkesine aykırıdır.
TAZMİNAT YASAĞI
Yeni düzenlemede işten atılmış olup da göreve iade edilenlerin durumu da düzenleniyor: Eski kadro ve pozisyona atanmaları esas alınacak, mali hakları aynen ödenecek. Bunlar çok iyi fakat “Tazminat isteyemezler” diye hüküm konulmuş.
Aylarca ıstırap çek, kamuoyunda terörist diye damgalan, sonra al maaşını sus!
Halbuki Anayasa Mahkemesi’ne göre, devletin bir tasarrufundan mağdur olanlar, devlete karşı tazminat davası açma hakkından mahrum edilemezler. Tazminat hakkı “hak arama hürriyeti”nin ayrılmaz bir unsurudur. (K: 2014/121)
Bundan başka, öğretim üyeleri için özel bir kısıtlama var; eski üniversitelerine değil, başka bir üniversiteye dönebilecekler. Niye bu kısıtlama?..
HUKUK TEKNİĞİ
Bizim usul kanunlarımızda “soruşturma” savcıyla, “kovuşturma” ise mahkemeyle ilgili kavramlardır. Metinde ise “komutanın soruşturma yapabilmesi” için izin alacağı yüksek merciler sayılmış. (Madde 10)
Komutan “kovuşturma” yapamaz, hiç olmazsa “idari tahkikat” bari denilseydi.
Anayasa Komisyonu üyesi İYİ Partili hukukçu Feridun Bahşi, TV’deki konuşmasında bir Anayasa Mahkemesi kararından bahsetti. Tutukluluk süreleri 30 günde bir, yargıç tarafından incelenir; AYM bu incelemede mutlaka tutuklu kişinin dinlenilmesi gerektiğine karar vermiştir, yeni düzenlemede buna da uyulmuyor.
HUKUK VE NORMALLEŞME
AK Parti iki ay önce seçim bildirisinde OHAL’in uzatılacağını açıklamıştı. Ekonomi OHAL’i kaldırmayı, normalleşmenin başladığını göstermeyi gerektiriyor.
Doğru fakat hukuken sorunlu bir düzenleme bu amaca hizmet etmez.
Türkiye OHAL yokken, yani normal hukuk düzeninde haftalarca sokağa çıkma yasağı uygulayarak PKK’nın hendeklerini söktü; devlet yetkilileri hiç yetkisizlikten bahsetmedi.
Terörle mücadelede her şeyden önemlisi iradedir ve bu elbette mevcuttur.
Yeni düzenleme hukuka uygun hale getirilirse devlet zaafa uğramaz, aksine hukukun güçlenmesi normalleşmeyi güçlendirir