DONALD Trump popülizmin ve siyasi yozlaşmanın simgesidir.
Trump’ın partisinde Senatör McCain saygın bir politikacıydı; yüksek sesle ve ağır ifadelerle Trump’ı eleştiriyordu.
Arkadaşımız Cansu Çamlıbel yazdı: McCain cenazesine Trump’ın katılmamasını vasiyet etmiş.
Türkiye’nin değerini bilen McCain seçilmiş olsaydı muhtemelen Türk-Amerikan ilişkileri bugünkü krizli duruma sürüklenmez; Ankara da “Rusya stratejik ortağımızdır” gibi pek aceleci ve Rusya tarafından teyit edilmeyen açıklamalar yapmazdı sanıyorum.
YOZLAŞMANIN RESMİ
Yozlaşmanın resmini görmek bakımından Trump’ın eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın askeri öğrencilere söylediği şu sözler önemlidir:
“Liderlerimiz gerçeği saklamaya çalışırsa ya da biz halk olarak artık gerçeklere dayanmayan alternatif gerçekleri kabul edersek, o zaman ABD vatandaşları olarak özgürlüğümüzden vazgeçme yoluna gireriz... En kıymetli varlığınız olan dürüstlüğünüzü asla kaybetmeyin” (17 Ağustos)
Popülizmin yükselişinde uzmanlık bilgileri ve gerçeği araştırmak yerine “post truth”denilen kurgular, komplo teorileri önemli rol oynuyor.
Michael Wolf “Ateş ve Öfke” adlı kitabında “Trump Beyaz Sarayı’nın İç Yüzü”nü yazdı. (Doğan Kitap)
Trump’ın rapor okumaktan sıkıldığını, farklı görüşleri dinlemediğini, fakat o müthiş megalomanisiyle “Herkes benim yanımda olmalı” deyip durduğunu, mutlak sadakat istediğini anlatıyor.
FBI Direktörü James Comey’den “yüksek sadakat” istediğinde Comey şu cevabı vermişti:
“Sayın Başkan, size sadece dürüstlük sunabilirim.”
Comey görevden uzaklaştırıldı; Trump’ın kamu yönetiminde artık “uzmanlık” ve “dürüstlük” çok da önem taşımıyor.
AMERİKAN SİSTEMİNDE AZİL
Üst üste skandalları da ortaya çıktığına göre Amerikan yasama organı onu azleder mi?
Kısa sürede muhtemel gözükmüyor.
Amerika’da “impeachment” (meclis soruşturması) işlemini Temsilciler Meclisi’nde bir tek üye bile başlatabilir. Çoğunluk başkanın soruşturulmasına karar verirse soruşturmayı Yüksek Mahkeme Başkanı’nın başkanlığında toplanan Senato yapıyor.
Ceza yargılaması değil, azil yargılaması.
Amerikan tarihinde üç başkan, Andrew Johnson, Richard Nixon ve Bill Clinton hakkında “impeacment” yapıldı. Nixon dışındakiler suçlu bulunmadı. Nixon ise istifa ederek azilden kurtuldu.
Başkanı azletmek için 100 üyeli senatoda üçte iki çoğunluğun (67 oy) kabul etmesi lazımdır. Bugün Senato’da Trump’ın Cumhuriyetçi Partisi 52 sandalyeye sahip. Amerika’da parti lideri yoktur, partiler disiplinli değildir fakat bir parti dayanışması vardır.
‘EVANJELİK KATOLİK’
Trump’ın aleyhine oy kullanabilecek Cumhuriyetçi senatörler de vardır.
Fakat iki sebepten muhalefetteki Demokratlar “azil” işlemine mesafeli duruyor:
1- Kasımda üçte bir yenileme seçimleri var...
2- Daha önemlisi, Trump giderse yerine gelecek olan Mike Pence onu aratabilir; zira Pence sıkı bir “evanjelik”tir.
Hem ağırbaşlı ve kurallı Katolik, hem köktendinci “evanjelik” olmak teoride zor ama o siyaseten kendisini “Evanjelik Katolik” diye tanımlıyor.
Onun Katoliklikten Evanjelizme giden mistik hayatını anlatan Jane Mayer, New Yorker’daki makalesine “Başkan Pence Tehlikesi” başlığını koymuştu. (23 Ekim 2017)
Böyle bir ihtimal çok kimseyi korkutuyor.
Belli ki ABD bir süre böyle devam edecek.
Türkiye “stratejik ittifak”ı Amerika ve Avrupa’daki demokratlarla yaparak ve AB tam üyelik sürecine yeniden yönelerek ekonomi için de diplomasi için de geniş bir zemin kazanabilir.