TÜRKİYE artık Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi ile yönetilecek. Parlamenter sistemde kurullar, kurumlar, prosedürler öncelikli olduğu halde, yeni sistemde Cumhurbaşkanı’nın inisiyatifi öncelikli olacak.
Sistemin parlamento kanadında koalisyon manzarası gözüküyor. 600 üyeli yeni Meclis’te salt çoğunluk 301 milletvekilidir. AK Parti çıkardığı 294 milletvekili ile rahatça kanun çıkarabilir fakat 50 milletvekiline sahip MHP’nin desteği kritik konularda zorunludur.
Hatta MHP engellerse Meclis’ten kanun çıkarmak fevkalade zor olur.
Onun için ‘koalisyon’ diyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu terimi kullanmıştı.
MECLİS’TE MUHALEFET
Yeni Meclis’te muhalefet eskisine göre bir ölçüde güçlendi. Önceki Meclis’te AK Parti ve MHP’nin milletvekili sayısı, anayasa değişikliği için gereken 330 sayısını aşıyordu. Bu sayede sistem değişikliğini Meclis’ten geçirip referanduma götürmüşlerdi.
Yeni sistemde Anayasa değişikliği için gereken asgari sayı 360’tır. ‘Cumhur ittifakı’nın sandalye sayısı 343’tür.
Önemli ikinci bir husus, üç yıl sonra yapılacak HSK seçimleridir. Meclis’te HSK üyelerinin seçimi için ikinci turda üçte iki oy lazımdır. Geçen dönemde AK Parti ve MHP’nin sayısı buna yetiyordu; anlaşarak HSK’ya üye seçmişlerdi.
Yeni Meclis’te iki partinin üye sayısı buna yetmiyor. İkinci turun sonunda en çok oy alanlar arasında kura çekmek gerekecek.
Tabii yeni sistemin işleyişinde en önemli husus, MHP Lideri Bahçeli’nin tutumu olacak.
MHP KİLİT PARTİ
Bahçeli’nin son açıklamalarında yaptığı vurgular bu bakımdan çok dikkat çekicidir:
“Türk milleti, Milliyetçi Hareket’i TBMM’nin hem kilit partisi yapmış, hem de denge ve denetleme görevini vererek önemli bir sorumluluk yüklemiştir... Elimizi taşın altına koymaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”
Bahçeli bu sözleriyle MHP’nin Meclis’teki gücünü hatırlatıyor. Anlaşılıyor ki, bakanlar arasında MHP’li kişiler de bulunacak....
Daha önemlisi Bahçeli’nin “denetim ve denge” vurgusudur. Bahçeli destek vermekle kalmayıp “denetleme ve dengeleme” yapacağını da söylüyor.
Bu iki kavram anayasa ve siyaset bilimi literatüründe parlamentolarda daha çok muhalefetin işlevi olarak kullanılır.
Bahçeli hangi konularda “denetleme ve dengeleme” yapmak isteyecektir, bilmiyoruz.
Güvenlik ve dış politikada iki parti arasında çok önemli görüş farkları çıkmayacaktır; mesela OHAL kararnameleri konusunda da Bahçeli’nin eleştirileri olmadı.
Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi daima MHP’ye özen gösterme ihtiyacını hissedecektir.
SIKINTILI DÖNEM
Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasındaki “Milletimizin partimize sandıkta verdiği mesajı da aldık, eksiklerimizi tamamlayacağız” sözünün altını çizmek gerekir.
AK Parti’nin oyları neredeyse 7 Haziran 2015 seçimleri düzeyine düştü. O zaman çözüm sürecinin oy kaybettirdiği söylenmişti. Şimdi niye oy kaybetti?
Üstelik kamu gücü de devreye sokularak, muazzam bir propaganda gücüyle seçimlere girildiği halde, bu oy eksilmesi oldu.
Bunun sebebinin hem ekonomideki sıkıntılar hem kuvvetler ayrılığının zayıflamasıyla pratikte ortaya çıkan hukuki sorunlar olduğunu düşünüyorum.
Önümüzde ciddi bir kemer sıkma dönemi de var, dış kaynak bulmak şart...
Sayın Erdoğan siyasi hayatında bir seçim zaferi daha kazandı ama önünde özellikle ekonomide hayli sıkıntılı bir dönem bulunuyor.
Yeni sistem de en zorlu sınavını verecek