15 Şubat 2022 Salı

Osmanlı Tarihi, Aşkınla Ağlayan Gözler Hürmetine 😭



"AŞ KI N LA AGLAYAN GÖZLE R HÜRMETİNE ... O gece düşman tarafından esmekte olan şiddetli rüzgar, Osmanlı askerinin üzerine yoğun bir şekilde toz serpiyordu. Murad Han, bu halin muharebe esnasında, kendileri için felakete sebep olmasın­ dan derin bir endişe duydu. Bütün gece Cenab-ı Hakk'tan niyaz ve istimdat ederek, ebedi saadete nail olmak üzere, kendisi için din yolunda şehadet istirhamında bulundu. Şöyle yalvardı: "Ya İlahi! Seyyidi! Mevlayi!" (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)

İki cihan peygamberi Habib-i Ekreın'in yüzü suyu hürmetine; Kerbela'da akıtılan o yüce peygamberin torununun kanı hür­ metine; Ayrılık gecesinde ağlayan gözler ve senin aşkınla sürünen yüzler hürmetine; Dert ehlinin hazin gönüleri ve onların cana tesir eden inlemeleri hürmetine; Ya İlahi! Bunca kere hazretinde duamı kabul ettin. Beni mahrum etmedin. Gene benim duamı kabul eyle. Bir yağmur verip şu üzerimize gelen zulümatı ve gubarı (tozu) defedip filemi nurani kıl, ta ki kafir askerini açıkça görüp yüz yüze cenk edelim. Ya İlahi! Mülk ve kul senindir. Sen kime istersen verirsin. Ben dahi bir aciz kulunum. Benim fikrimi ve esrarımı sen bilirsin. Mülk ve mal benim maksadım değildir. Ben buraya kul karavaş için gelmedim. Hemen halis ve muhlis senin rızanı isterim. Ya Rab! Beni bu Müslümanlara kurban eyle. Tek bu müminleri küfar elinde mağlup edip helak eyleme! ya İlahi! Bunca nüfusun katline beni sebep eyleme! Bunları mansur ve muzaffer eyle! Bunlar için ben canımı kurban ederim. Tek sen kabul eyle! Asakir-i İslam için teslim-i ruha razıyım. Tek bu müminlerin ölümünü bana gösterme. Ya Rab! Günahlarımız sebebiyle bizi düşman okuna hedef kılma!

Kahrınla beni fena ve yüzümü halle içinde kara eyleme. İslam toprağını din düşmanlarına çiğnetme ve dalalet ehline yurt eyleme. Ya İlahi! Beni katında mihman edip, müminler ruhuna benim ruhumu feda kıl! Evvel beni gazi kıldın, ahir şehadet ruzi (nasip) kıl!"94 Şafak vakti ile beraber sanki temiz nefeslerinden dışarı taşan buğu, rahmet bulutu inmişçesine, İslam askeri üzerine zafer yağmu­ ru gibi dökülüp siper oldu. Yağmur toz deryası olan ovayı akarsulara bezedi ve padişahın bu yoldaki endişeleri kayboldu. Yağmur kesilince iki ordu harp nizamı almaya başladılar. Sultan Murad'ın emriyle mehteran bölüğü vazifeye başlayıp her taraftan zurna, nefır ve nakkare sesleri ile gazileri coşturmaya başladı. Ça­ vuşlar ise asker arasında gezinip: "Hey merdaneler! Hey gaziler! Bugün ol gundür ki, kafirin bağrı­ nı hun (kan), kanını Ceyhôn idüp, bağırsakların perran ve başlarını top gibi galtan iderüz. Ey gaziler! Bugün ol gündür ki, gayret demidir ve hamiyyet eyyamıdır. Bunca yıldır, Han'ın nan ü nemekin (ekmek ve tuzun) yeriz. Her gün ata binip kılıç kuşanırız. Ve bunca zamanı huzur, saadet ve sohbet ile geçirmemiz hemen bu devir içindir" diyerek seslenmekte ve kalpleri kılıç gibi bilemekteydiler. Osmanlı ordusunun merkezinde Sultan Murad; sağ kolunda Yıldırım Bayezid kumandasında Rumeli Beylerbeyi Kara Timurtaş Paşa, Evrenos Bey ve diğer tecrübeli beyler; sol kolunda ise Karesi Sancakbeyi Yakub Çelebi kumandasında Anadolu Beylerbeyi Saruca Paşa ile Germiyan, Hamid, Teke, Menteşe, Aydın ve Candaroğulları kuvvetleri konulmuştu. Merkez kuvvetlerinin önünde yeniçeriler ve onların önünde de toplar vardı. Evrenos Bey' in tavsiyesiyle ordunun sağ ve sol kanatlarının önüne biner okçu konulmuştu. Veziriazam Ali Paşa, padişahın yanında yer almıştı. Düşman ordusunun merkez kuvvetlerine Sırp despotu Lazar, sağ kola yeğeni ve damadı Brankoviç, sol kola ise Bosna Kralı Tvartko

kumanda ediyordu. Macar, Eflak, Bulgar, Arnavut, Çek ve Leh askerleri ise her iki kanada da yerleştirilmişlerdi. Muharebeye düşmanın top atışıyla başlandı. Murad Han da; "Gerçek yardım ancak Allah katından olur" diyerek topçularına ve okçularına işaretini verdi. Türk topçularının atışlarının ardından okçular düşman birlikleri üzerine ok ve demir yağdırmaya başladılar. Buna mukabil düşman birlikleri de devamlı olarak Osmanlıların sol koluna yüklenmeye başladı. Osmanlıların sol cenahı git gide zayıflamaya başlamıştı. Bu hali gören Bayezid, namına yaraşır bir biçimde korkunç gürzüyle geniş bir yol açarak yıldırım gibi imdada yetişti. Kurt koyuna, şahin kargaya girer gibi tekbir getirip hücuma geçti ve düşman süvarilerini dağıtmaya başladı. Şanlı şehzadenin hamleleri neticesinde onlarca atlı yerlere serildi. Bayezid'in amansız çarpışmasını gören öteki beyler de savaş atının dizginlerini o yöne çevirdiler. Lala Şahin, Evrenos Bey, Yahşi Bey, İsa Bey, Saruca Bey, Subaşı İne Bey, Kara Mukbil, Balaban Bey; Şir Merd Bey, Müstecab Subaşı ve diğer komutanlar her taraftan düşman üzerine hücum ettiler. Aslanların saldırısı, yiğitlerin hamle­ siyle düşman bayrakları devrilmeye başladı. Sekiz saat süren bu kanlı muharebenin sonunda Türk ordusunun gösterdiği kahramanlık ve savaş planının mükemmelliği sayesinde düşman kuvvetleri bozuldu. İlk olarak Bosna kuvvetleri geri çekilmeye başladılar. Şehzade Ycikub Bey, kuvvetleri kaçanları şiddetle takip ederek pek çoğunu kılıçtan geçirdiler. Akşam olduğunda Haçlı ordularının tamamı dağılmış, büyük bölümü ölü veya yaralı olarak savaş meydanında kalmıştı.95

Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,

Lorem ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry.

Comments


EmoticonEmoticon