LK AŞ K Osman büyüyüp gelişmiş karayağız bir delikanlı olmuştur. Saç ları ve kaşları simsiyah olduğu için "Kara Osman'' demektedirler. Ertuğrul Gazi seferlerde onu da yanında götürmektedir artık. Fırsat buldukça da şeyhi Edebali'nin sohbetlerine ve derslerine devam etmektedir." (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)
son zamanlarda Osman'ı ince bir düşünce sarmıştır. Dal gındır ve bazen saatlerce atıyla gezmektedir. Şeyhin kızı Malhun Hatundur bu düşüncenin sebebi. Malhun Hatun ahlak ve cemal yöniinden bütün güzellikleri taşımaktadır. Kara Osman bu sev daya fazla dayanamaz. Malhun Hatun'u babası Edebaliöen istetir. Dizi dibinde yetiştiği şeyhinin kendisini kırmayacağından o kadar emindir ki ... Oysa gelen cevap beklediği gibi değildir. Şeyh: "Şimdi zamanı değil" diyerek bu isteğini geri çevirivermiştir. Kara Osman mah zun olur. Ancak şeyhine karşı söyleyebilecek ne sözü olabilir ki ... Bey çocuğuydu, ne dese olur sanırdı. Acaba hocasının yıllardır nefsine muhalefet etmesi yönünde yaptığı telkinlerin imtihanını mı veriyordu? Bir gün Sultanönü (Eskişehir) beyi ile sohbetlerinde bu konu gündeme geldi. Eskişehir beyi konu ile ilgileneceğini ve bu hususta aracı olacağını bildirdi. Şeyh Edebali o sırada Sultanönü'ne bağlı İtburnu köyünde kalıyordu. Oysa Eskişehir beyinin asıl maksadı çok farklıydı. O meziyetle rini dinlediği bu kızı Osman yerine kendisine isteyecekti. Böylece bu nüfuzlu şeyhin kudretinden de istifade edebilecekti. Şeyhin, kendisini reddedeceği hatırına dahi gelmiyordu. Oysa Edebali'nin cevabı bu ikiyüzlü beyin yüzüne tokat gibi çarpıldı. "Hayır kesinlikle olmaz" Düşüneyim bile dememişti Edebali. Eskişehir beyi huzurdan kızgınlıkla ayrıldı. Kafasında alçakça planlar vardı. Güzellikle olmazsa zorla almaya da muktedirdi. Ancak Şeyh Edebali o sabah erkenden; "Geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni" diyerek Eskişehir beyinin topraklarını terk etti ve dostu Ertuğrul Bey'in arazisine kondu. Şeyhin Ertuğrul Bey'in topraklarına göçmesi Eskişehir beyini müthiş öfkelendirdi. Kıskançlık ve intikam ateşiyle yanmaya başladı. Osman'ı ilk fırsatta ortadan kaldıracaktı. Nitekim Osman'ın, ağabeyi Gündüz ve birkaç arkadaşıyla İnönü tekfurunun hisarında olduğunu duyar duymaz adamlarıyla gelerek
kaleyi kuşattı. Tekfura adam gönderip Osman'ın teslimini istedi. Tekfurun adamları Osman'ı teslim edip etmemek hususunda tar tışadursunlar; Osman Bey, ağabeyi Gündüz Alp ve yoldaşlarıyla kaleden süratle çıktı. Ne olduğunu anlayamayan Eskişehir beyinin adamlarına ilk darbeyi indirdikten sonra şaşkınlıklarından istifade ile Söğüt'e doğru kaçmaya başladı.· Müthiş bir kovalamaca başlamıştı şimdi. Osman ve yoldaşları bir taraftan arayı açmaya çalışırken, diğer taraftan çevredeki tanıdık larını yardıma çağırıyorlardı. Kovalayan güçlerin birbirinden iyice koptuğunu gören Osman, arkadaşlarıyla bir kez daha dönüş yaptı. Şiddetli çarpışma sonucunda Eskişehir beyinin adamları bozguna uğrayıp kaçmaya başladılar. Ancak Harmankaya tekfuru Köse Mihal kaçamayıp yakalandı. Osman Gazi huzuruna getirilen Köse Mihal'e baktı. Bahadır bir yiğide benziyordu. Edebali'nin "Zaferin zekatı affetmektir " sözünü hatırladı. Ona serbest olduğunu, istediği yere gidebileceğini bildirdi. Köse Mihal canına kastettiği Türk'ün kendisini af ve azad et tiğini görünce sevinçten ellerine sarıldı: "Bundan böyle en yakın yardımcın ve dostun ben olacağım, ne olur bana güvenin'' dedi. İleride Avrupayı titretecek akıncı kollarından birine adını verecek olan Köse Mihal, Osman ve yoldaşlarını selamlayıp uzaklaştı. 8
Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,