14 Şubat 2022 Pazartesi

Osmanlı Tarihi, Kayı Yiğitleri Söğüt Yolunda



KAYI YiGiTLERİ SöGüT YOLUN DA Rahmetli Prof. Erol Güngör'ün deyimiyle "Bizim medeniyet eserlerimizin ve kültür kıymetlerimizin adeta imbikten geçmiş, numunelerini vermiş ve yapıcı gücümüzün en yüksek sembolü haline gelmiş Osmanlı Devleti'nin başarılarındaki sır': bugün dahi tam olarak çözülememektedir. Zira yetmiş iki millete kendini sev­ dirmek ve onları yüzyıllarca huzur ve refah içerisinde idare etmek öyle kılıçla, topla, tüfekle, akçe ile olacak işler değildi. Peki nasıl olmuştu? Nasıl gerçekleşmişti? Gelin, Kayı yiğitlerinin Söğüt'e ge­ lişlerine doğru bir uzanalım. Osmanlıların atası Gündüz Alp'in oğulları Sungur Tekin, Gün­ doğdu, Ertuğrul ve Dündar babalarının vefatından sonra bir müddet Pasin Ovası'nda oturmuşlardı. Bunlardan Sungur Tekin ve Gün­ doğdu buradan tekrar geriye ata yurduna dönerken, Ertuğrul ile Dündar İç Anadolu'ya doğru harekete geçtiler. Ertuğrul Gazi'nin yanında seçme dört yüz kadar cengaveri bulunuyordu. Sohbet ede­ rek yol alan gaziler bir tepeyi aşmışlardı ki ovada kızılca kıyametin kopmuş olduğunu gördüler. Tam bir ölüm kalım savaşı veriliyordu. Biraz daha yaklaştık­ larında büyük bir Moğol birliğinin Selçuklu kuvvetlerini kıskaca almış, mahvetmekte olduğunu anladılar. Selçuklu askerlerinin hfili gerçekten perişandı. Acı bir akıbetin onları beklediği belli oluyordu. Ertuğrul Gazi yoldaşlarına seslendi: "Hey gaziler! Cenge rast geldik. Yanımızda kılıç taşırız. Korkak gibi geçip gitmek erlik değildir. Ne yapalım?" diye sordu. Bazıları: "Mağlup durumdakine yardım etmek çok zordur. Kendimizi tehlikeye atmayalım" dediler. Ertuğrul Bey ise: "Bu söz merdaneler kelamı değildir. Erlik zor durumda olan kardeşlerimize yardım etmektir. İşleri kolay olsa yardıma ne gerek vardı. Haydi bu dar günde Hızır gibi biçarelerin imdadına yetişelim."" (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)

Beylerinin bu sözleri üzerine Kayı yiğitleri kılıçlarına el attılar. Şahin kargaya girer gibi Moğolların içine daldılar. Kılıçları şimşek gibi çakıyor, her alevinde bir Moğol'un yıldızı sönüyordu. Şimdi galipler mağlup, mağluplar galip duruma geçmişti. Az sonra da Moğollar selameti kaçmakta buldular. Meğer Kayılar'ın yardım ettikleri Selçuklu birliğinin başında bizzat Sultan Alaaddin Keykubat bulunuyormuş. Ertuğrul Gazi gelerek hürmetle elini öptü. Az evvel Moğollar arasında olanca heybetiyle yiğitlik ve merdanelik gösteren ve bir volkan gibi kaynayan genç, şimdi Sultan'ın huzurunda el pençe divan duruyordu. Sultan asil soylu, pehlivan yapılı, alnında saadet nurları parlayan bu genç muharibi hayranlıkla süzdü. Alnından öptü, sonra batı cihetine işaretle: "Domaniç ve Ermeni dağlarını yaylak, Söğüt'ü ise kışlak olarak size verdim. Cenab-ı Hak muininiz (yardımcınız) olsun'' diyerek uğurladı. 1 Kayı yiğitleri Söğüt'e doğru atlarını şaha kaldırıp uçarca­ sına yol alırken, Sultan Alaaddin'in gözleri çok uzaklara dalmıştı. Bu gidişin Viyana kapılarına kadar uzayacağını mı görmüştü acaba? Kim bilir? .Darda olan kardeşlerine yardım elini uzatanlara

Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,

Lorem ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry.

Comments


EmoticonEmoticon