şanlı sultanlardan Yıldırım Han, hiddet ve şiddetinin fazlalığı, yücelik ve yırtıcılıktaki üstünlüğü ile temayüz etmişti. Kimseye baş eğmesi düşünülemez, hangi yöne yönelirse devlet ve zafer de onun eline geçmekten uzak kalamazdı. Zira babası Murad-ı Hüdavendigar onu din-i İslamiyet'i dünya ya yayacak ve Osmanlı sancaklarını yüceltecek bir bahadır olarak yetiştirmişti. Gençliği cesur ve alim Türk komutanlarının yanında geçti. 21 yaşında iken Kütahya'ya vali tayin edildi. Karaman Harbi'nin en tehlikeli anında şanlı babası Murad-ı Hüdavendigar'ın önünde yer öpüp: "Sultanım bana destur ver, sabrım kalmadL Karamanilerin kanını Allah buyurursa yere karam" demişti. Karaman Harbi'nde o denli şecaat ve yiğitlik gösterdi ki Yıldırım. unvanına hak kazandı. Son derece cesurdu, Kosova sahrasında develeri öne geçirmek fikri ortaya atılınca babasının kendisine söz vermesi üzerine: "Cenab-ı Hakk, cihat uğrunda çarpışan silahlarını şimdiye kadar açık bir surette korumuştur. Bu türlü bayağı tedbirlere başvurmak Allahu Tealaya karşı kalp çürüklüğü olur. Düşman ne kadar çok olursa olsun onunla karşı karşıya savaşmak milletimize şeref verir:'" (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)
Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,