12 Eylül 2022 Pazartesi
Büyük Londra Yangını Hakkında Herşey, Neden Çıktı Neler Oldu? Bilanço Ne Oldu?
Büyük Londra Yangını, 2 Eylül 1666 Pazar günü Londra'nın orta kesimlerinde başlayarak 5 Eylül Çarşamba gününe kadar kenti etkisi altına alan, kentin tarihindeki en büyük yangın felaketidir.
bayramcigerli.blogspot.com, Bayram Cigerli,
1 Ağustos 2022 Pazartesi
12 Kasım 2021 Cuma
Mondros ateşkes antlaşması hangi devletler arasında imzalandi
Devletler: Osmanlı Devleti X İngiltere
Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,Bilmeniz Gerekenler, Bayram Cigerli, İnkılâp Tarihi,Mondros Ateşkes Antlaşması,
21 Nisan 2021 Çarşamba
Domesday Book: "Kıyamet Kitabı"
Bayeux işlemesi üzerinde Hastings Muharebesi sırasında Harold'ın ölümünün resmedilmesi |
İngiltere’de 11. Yüzyılın ortalarına kadar hükümranlık süren Kral Edward'in hiç çocuğu olmamıştı. Bu yüzden ülkenin çeşitli yörelerinde yaşayan pek çok soylu taht üzerinde hak iddia etmeye başlamıştı. Normandiya Dükü William bunlardan sadece biriydi.
Dar bir geçit olan Manş geçidi ile İngiltere'den ayrılmış olan Normandiya bir zamanlar Şarlaman tarafından yönetiliyordu. Ölümünden hemen sonra Avrupalıların İskandinav dediği kuzeyden gelen denizciler Normandiya'yı işgal edip, burada bir dukalık kurmuşlardı.
Aslına bakılırsa İskandinav kökenli William'ın taç için hiç umudu yoktu. Bu yüzden bereketli toprakları ve otlakları olan İngiltere'ye bir sefer düzenlemeye karar verdi. Gemiler yaptırdı, silah ve yiyecek toplattı, iyi şövalye ve okçulardan oluşan donanımlı bir ordu kurdu. Hazırlıklarını tamamlayan William, Manş'ı geçip, 1066 Eylülünde İngiltere'ye ulaştı. İki hafta sonra Hastings Limanı'nda İngilizlere karşı bir zafer kazandı. Böylelikle İngiltere'yi fetheden William, Fatih William şanıyla anılmaya başlandı.[1] Artık Fatih William adıyla İngiltere kralıydı. William başa geçer geçmez yerli halka toprak dağıttı. Kendisini kabul etmeyen tüm köylüleri de öldürttü. Ülkenin en verimli arazilerine el koydu. Ülkenin soylularını etrafına topladı. Böylece iktidarını sağlamlaştırmış oldu.
Krallıkta yaşayan herkes düzenli olarak vergi ödemekle yükümlü olacaktı. İnsanlar, ne kadar çok araziye sahipseler o kadar çok vergi ödemekle mükelleftiler. Ödenecek vergileri düzenleyebilmek için derhal işe başladılar. Öncelikle el koyduğu hazinenin ne kadar olduğunu ve kimlerden ne kadar vergi alacağını bilmek istiyordu.
Tarihçilerin yazdığına göre William bu isteğini gerçekleştirebilmek için 1085 yılında soylular meclisini toplayıp, danışmanlarıyla birlikte meclisteki insanlarla bir görüşme yaptı. Bu görüşme sonucunda Kral; baronlarını ve yardımcılarını görevlendirerek, ülkede yaşayan herkesin mal varlığını saydırttı. Bu yapılana benzer mal mülk sayımlarına daha ö n c e Avrupa’da da rastlıyoruz. Bu sayımın asıl amacı Kral William'in ne kadar vergi toplayacağını bulmaktı.
Tam bir hesap çıkartılabilmesi için, baronlar var güçleriyle çalışmaya başladılar. Tarlaları, otlakları ve ormanları tek tek ölçüp kaydettiler. Sonra kimlerden ve hangi ürünlerden ne kadar vergi toplatılacağına karar verdiler. Bu iş için krallıktaki her kasabada, her köy ve malikanede tek tek incelemeler yaptılar.
Arazinin ne kadar olduğuna, arazi sahiplerinin kimler olduğuna ve bu insanların emirlerinde kaç köylü çalıştırdıklarına baktılar.
Değirmenler, otlaklar, nehirler, ormanlar tek tek tespit edildi.
Tüm bunlardan mevcut kanunlara g öre ne kadar kira alındığını öğrendiler. Kralın adamları işlerini bitirdiğinde koca İngiltre'de sayılmayan hiçbir şey kalmamıştı. Tüm kayıtlar her yörede toparlanarak, krala gönderildi. Sıra kâtiplerin işlerine gelmişti. Ülkenin dört bir yanından gelen kayıtlar, uzman kâtipler tarafından incelenerek bir kitap haline getirildi. Böylece tarihte o zamana kadar görülmemiş büyüklükte, son derece detaylı bir sayım yapılmış oldu. 19. yüzyıl tarihçileri tarafından incelemeye alınan bu kitaplar sayesinde, 11. Yüzyılın insanlık için, gelişen yaşam stilleri için ne kadar değerli bir süreç olduğu anlaşıldı. Kitaplar dönemlerine ait pek çok bilgiyi inanılmaz bir açıklıkla anlatıyordu. Köylülerin hangi ürünleri nerelerde, nasıl yetiştirdiklerini, demir veya tuz yataklarında kimlerin çalıştığını ve bu işi hangi yöntemlerle yaptıklarını, kimlerin balıkçılıkla geçim sağladığını tüm çıplaklığıyla öğrenmiş oldular.
Tüm Ortaçağ boyunca köylü halkın pek çoğu köleydi Bu sayımdan anlaşıldığına göre krallıkta yaşayan herkesin bir statüsü vardı. Eğer bir derebeyine ait olan toprakları eken köylülerdenseniz, siz de toprakla birlikte kiralanabiliyor hatta satılabiliyordunuz.
Bu mükemmel sayıma rağmen, belgelerin çözümlenmesine birtakım sorunlar yaşandı. Geçen sekiz yüzyıl içinde şehirlerin, kasabaların, köylerin isimleri çok fazla değişmişti. Ayrıca William'ın adamları belgeleri kaleme alırken, her şeyi farklı bir üslupla yazdıkları için, bu günkü araştırmacılar belgeleri gereğince açıklamakta zorlanıyorlar. 1 0 8 6 yılında gerçekleştirilen bu büyük sayımla, D o m e s d a y yasaları da oluşturulmuş oldu. Kral, yapacağı sayımdan insanların kaçmasını engelleyebilmek için kanunlar koydu. Bu kanunları içine alan yasa kitabının adı, her sorunun doğru olarak cevaplandırılacağı "hüküm gününden" alınmıştır.[2]
Yapılan sayım krallıktaki herkesi çok korkutmuştu. Buna rağmen hiç kimse sayıma karşı çıkma cesaretini gösterememişti.
Tüm bunların sonunda İngiliz halkı ağır vergilerle boğuşmak zorunda kalmıştı. Sayımdan sonra çıkartılan kitaplarda feodal lordların, vasalların (tebaa) ve köylülerin nasıl yaşayacakları da birtakım kurallarla açıklandı. Bu kurallara karşı çıkan bir tek insan bile olmadı.
[1] Edward Ocak 1066'da öldükten sonra İngiltere'nin en güçlü ailesinden olan Harold Godwinson tahtta hakkı olduğunu iddia etti. Davası için yanına bir takım müttefikler aldı. Bazı kaynaklar der ki: Edward aslında tahtı kuzeni I. William'a verecekti fakat ölüm döşeğindeyken Harold'a verdi. William İngiltere üzerinde 15 senedir siyaset tayin ediyordu. Harold'ın kral olmasıyla İngiltere'ye savaş açtı. İngiltere tahtına geçmeyi planlıyordu. https://tr.wikipedia.org/wiki/Hastings_Muharebesi
[2] İngilizce Domesday Book (Kıyamet Günü Kitabı) İngiltere'de Kral I. William'ın emriyle arazi sahipleri ile bu kişilerin elindeki mülkler konusunda yapılan sayıma ilişkin özgün kayıtlara ve sayım sonuçları özetine verilen ad. Zamanında "İngiltere'nin özelliklerini belirleme" adı altında yürütülen araştırmaya, halk arasında kurtuluşu olmayan hükümle karşı karşıya gelme anlamında Domesday [dumsdey] (kıyamet günü) adı takıldı. Zamanla yaygınlaşan bu ad 12. yüzyıl ortalarında genel bir geçerlik kazandı. Araştırma, geniş ayrıntılar içermesi ve Ortaçağda gerçekleştirilmiş en çarpıcı idari uygulama olarak kabul edilir
5 Aralık 2019 Perşembe
26 Mayıs 2017 Cuma
Köle Ticaretiyle İlgili Mağrip Hükumetiyle Mektuplaşmalar
Yayımlayan Bernard Lewis
Başkonsolos Drummond Hay ve Fas Sultanı Arasında Kölelikle İlgili Mektuplaşmalar (1842)
Başkonsolos Drummond Hay
Köle Ticareti No. 2
Dört Ek Yazı
30 Mart’ta alındı
Cebelitarık Deniz Yoluyla
Köle ticaretiyle ilgili Mağrip Hükumetiyle mektuplaşmalar
Sayın Lordum 27 Aralık, Köle Ticareti No. 4 yazısıyla ve bizim 29 Ocak tarihli ve Köle Ticareti No. 1 yazımızla ilgili olarak Fas Sultanı'na yazdığımız mektuba cevap aldık ve bunun İngilizce versiyonunu size takdim etmekten şeref duyuyorum. [Ek 1 ].
Sultan’ın cevabı bizi tatmin etmedi, Majesteleri benim muhaberatımla ilgili bilgi istediğinden -kendi ülkesi dışındaki olaylardan bilgisi yok- şu anda Meknas’ta bulunan Sultan’a dün (Hasta olan Arapça tercümanımız iyileşir iyileşmez) ikinci bir mektup gönderdik ve onun İngilizce orijinalini de ekliyoruz. [Ek 2].
Sayın Lordum bilgi talebinin üzerinden çok zaman geçmemiş olsaydı Sultan’ın ikinci mektubuma vereceği cevabı beklerdim ama bunun uzunca bir süre alacağını bildiğim için size bu ülkedeki köle ticaretiyle ilgili bazı bilgileri hemen göndermeyi yerinde buldum. Majestelerinin Fas’ta konsolosluklarıyla bu konuda yaptığım yazışmalardan da yeterince yararlı bilgiler sağlayamadım, başka bir kanaldan sağladığım bilgiler bu ülkede kölelikle ilgili yasalar ve kurallar ve köle ticareti hakkında oldukça aydınlatıcı ve bunların Arapça orijinaliyle birlikte çevirilerini de bu mektuba ekliyoruz, (Ekler 3 ve 4).
Ek 3’teki bilgi ve belgeleri bana veren Thaleb, ondan aldığım bu bilgileri bu ülkede birine söylersem başının tehlikeye gireceğini söyledi (korkusu biraz abartılı olabilir) ve bu da Fas’ta her konuda gerçek bilgi almanın ne kadar güç olduğunu açıkça gösteriyor, bilgi toplamak isteyen bir kişi bu ülkenin bağnaz halkının dinsel önyargılarını kurcalamayla suçlanabilir.
Sayın Lordum bilmeli ki bu ülkede köle sayısı pek fazla değil ve aldığım haberlere göre efendileri onlara iyi davranıyor ve efendinin ölümü halinde köleler genelde azat ediliyorlar. Fas’ta yaşadığım on üç yıl içinde bu ülkeden kölelerin başka yerlere gönderildiğini görmedim, böyle bir olay son kez yirmi dört yıl önce yaşanmış, bu olayda Cezayir Konsolosu Hacı Abdülkerim Ben Thaleb, Cezayir Beyi için beş yüz erkek köle satın almış ve muhafız olarak Bey’e göndermiş.
Fas Sultanı’na yazılan ve ondan gelen mektuplar.
[Başkonsolos Drummond Hay’in Aberdeen Kontuna yazdığı 12 Mart 1842 tarih ve Köle Ticareti No. 2 mektup eki No. 1]
Fas Sultanı Majesteleri Mulai Abd Errachman Ben Heesham’a(1). Britanya Majestelerinin Temsilcisi ve Başkonsolosu’ndan saygılarla.
Haşmetmeab Kraliçe Hazretlerinin Dışişleri Bakanı’ndan aldığımız talimat gereği, Majesteleriniz, Majestelerinizin Hanedan Selefleri, Bölge Valileri ya da Devlet Yöneticileri tarafından kölelerle ilgili
yönlendirici, önleyici veya benzeri herhangi bir yasa çıkarılmadığını öğrenmek isterdik; eğer böyle bir yasa varsa, geçici ya da daimi, nasıl olursa olsun, buna dair bilgi ve belgelerin tarafımıza gönderilmesi
için saygıdeğer Majestelerinin emir vermelerini diliyoruz.
Burada Saygıdeğer Majestelerine ayrıca belirtmek isterim ki, Majestelerinin ülkesinde böyle yasalar çıkarıldıysa ve uygulanıyorsa, köle ticareti tamamen kesilmiş olmasa bile bunu duymak bizi son derece mutlu edecektir efendimiz. Örneğin köle tacirlerinin, rengi ne olursa olsun köle alıp satmaları konusunda kısıtlamalar getirildi mi ve bunlar Saygıdeğer Majestelerinin topraklarından kara ya da
deniz yoluyla çıkartabiliyorlar mı?
Hz. İsa Mesih yılı 1842’de 22 Ocak’ta Tanca’da yazıldı ve E. W. A. Drummond Hay tarafından imzalandı.
.....
Giden mektuba Sultan’nın cevabının tercümesi.
Not. Aceleyle yazıldığı belli olan bu mektup Fransa Konsolosuna hitap etmektedir ama zarfın üzerinde İngiltere Konsoslosu adresi vardır.
Yüce ve Merhametli Allah adına!
Yüce Allah’tan başka Tanrı ve güç yoktur.
Fransız Ulusunun Tanca’daki temsilcisi olan Saygıdeğer Konsolosu Drummond Hay’e yazıldı.
Belirtelim ki:
Allah’ın izniyle tarafımıza gönderdiğiniz mektubu aldık ve kabul ettik ve orada bize ulusunuzun Kraliçesi’ne bağlı Dışişleri Bakanı’nınızın köle ticaretiyle ilgili bilgi istediğini belirtiyorsunuz, yasalarımıza göre bunun caiz olup olmadığını soruyorsunuz.
Bilmenizi isteriz ki köle ticareti, Adem’in oğullarından beri tüm mezhep ve ulusların fikir birliği içinde olduğu bir konudur, Tanrı’nın izni vardır bu konuda; bunun herhangi bir din tarafından yasaklandığına
dair bilgimiz yoktur, hiç kimse de bunu sormamıştır, kimse tartışmaz bunu ve bu konu gün gibi açıktır. Ama yaşanmış ve bildiğiniz olağandışı bir mesele varsa bize bildirin ki cevabımız da soruya uygun olabilsin.
Henry John Murray
Viskonsül
Müslüman geleneğine göre kölelerin cezalandırılması, gravür, Olfert Dapper (ca 1635-1689), 1686. Afrika, 17. yüzyıl. De Agostini Resim Kitaplığı. https://www.thoughtco.com/the-role-of-islam-in-african-slavery-44532 |
[Ek No. 2]
Soylu Prens Yüce Lort Fas Sultanı Mulai Abd Errachman Ben Heesham’a vb. Britanya Kraliçesi’nin Temsilcisi ve Başkonsolos E. W. A. Drummond Hay,
saygılarımızla.
Majestelerine köle ticaretiyle ilgili olarak yazdığım mektuba Majestelerinin verdiği 23 Doolhedja tarihli cevabi mektubunuzu aldım ve şeref duydum efendimiz; fakat Majestelerinin mektubundaki
bazı satırlardan anladığım kadarıyla, Majeste Kraliçemizin orada belirtilen endişeleri çok net olarak anlaşılmamış gibi görünüyor.
Bu konuda bilgisi olan hükümetimiz köle ticaretinin İslam yasası tarafından yasaklanmamış olduğunu müdriktir, bunu eski İsrail kabile yasaları kadar iyi bilir, bunun yakın zamanlara kadar herhangi bir Hıristiyan devleti tarafından da yasaklanmadığını iyi biliyoruz.
Majesteleri bana olağandışı bir olay yaşandığı takdirde bildirmemi ve cevabı ona göre vereceklerini söylemişlerdi. Şimdi ben de Majestelerine bu konudaki gelişmeleri mümkün olduğu kadar kısa ve özlü olarak nakletmeye çalışacağım, son otuz dört yıldan beri kölelik ve köle ticareti insanlığın acı çektiği bir ayıbıdır, artık pek çok din, mezhep ve ulus bunu reddetmektedir ve bazı devletler köle ticaretini kesin olarak yasaklamıştır.
İngiltere Hükümeti bu konuda ilk adımlarını atan ve İngiliz vatandaşlarının köle ticareti yapmasını yasaklayan ülke olmaktan gurur duymaktadır; tahminlere göre yılda yaklaşık 300.000 köle Afrika kıyılarında satılmaktadır, bunlar korkunç koşullarda denizden getirilmekte ve çeşitli ülkelerdeki köle pazarlarına gönderilmektedir.
Hükümetimiz altı, yedi yıl önce imparatorluğun en uzak köşelerinde bile köle sahiplerine tazminat olarak yaklaşık yirmi milyon 'Sterlin ya da yaklaşık 100.000 dolar ödemiş, köle alışverişini yasaklamış,
yedi yüz elli binden fazla İngiliz vatandaşını kölelikten kurtarmıştır. Sanırım Majesteleri İngiltere hükumetinin bu konudaki çabalarını ve insanlık uğruna harcanan bu büyük paraları takdir edecektir, bundan eminim. Kölelerin ve onların sahip olduğu toprakların korunması için gösterilen çabalar çok büyüktür.
İngiltere hükumetinin çıkarıp uygulamaya başladığı bu yasadan sonra, İngiltere Tacı’na bağlı tüm topraklarda yaşayan vatandaşlar yasaklandığı halde köle ticaretine karıştıkları takdirde korsanlık suçuyla yargılanacak, idam cezası bile alabileceklerdir. Köle ticaretine kendisi karışmadığı halde para yatıran ya da başka yollardan yardım edenler de suç ortağı olarak kabul edilecek ve ağır cezalar alacaklardır.
İngiltere'nin yirmi altı yıldan fazla bir zaman önce başlattığı bu çalışmalar, müttefiklerinin de desteğiyle Avrupa’nın en büyük sekiz devletinin temsilcilerini Viyana Kongresi’nde bir araya getirmiş, köle ticaretinin insanlık dışı bir iş olduğuna karar verilmiş ve insanlığa uzun süreden beri büyük zararlar veren bu uygulamanın kesin olarak yasaklanması kabul edilmiştir.
Daha sonra Avrupa’nın hemen tüm ülkeleri bu insani gayretlere destek vermiş anlaşmaya imza koymuş ve bu konuda yasalar çıkarmışlardır. Ayrıca Kuzey ve Güney Amerika devletlerinin çoğu da
katılmıştır buna.
Resmi olmamasına karşın gerçek olduğu bildirilen ve Majestelerine bildirmekten gurur duyacağım bir başka habere göre de, Muskat, Mısır ve Tunus’un da içlerinde bulunduğu birçok Müslüman ülke hükümetleri aynı konuda Hıristiyan yönetimlerin izinden gideceklerini açıklamışlardır. Bugün için Mehmet Ali Paşa bu konudaki taahhüdünü biraz geciktirebilecektir, bir süre önce İngiliz hükümeti
temsilcilerine bildirildiği ve Majestelerinin de hiç kuşkusuz haberdar olduğu gibi, Muskat hükümdarı Afrika’nın doğu kıyılarında ve güney Arabistan’da çok geniş topraklara sahiptir ve bu bölgelerde köle ticaretini yasaklamıştır; Tunus Bey’i de ülkesinde aynı şeyi birkaç ay içinde yapmak için çalışma başlatmıştır. Köle olarak acı çeken insanların özgür olmaları konusunda başka Müslüman ülke yöneticileri da çalışmalar yapmaktadırlar. Majestelerinin Dünya olaylarından haberdar olduğuna eminiz, örneğin Sudan’ın güneyindeki bölgelerden biri olan Bonny Kralı’nın İngiliz hükümetiyle yaklaşık altı ay önce imzaladığı bir anlaşmaya göre, Kral sadece ülkesinde köle ticaretini yasaklamakla kalmamış, denizden getirilen kölelerin topraklarından geçirilmemesi için gerekli tüm önlemleri de almıştır. Son zamanlara kadar sadece bu topraklardan yılda yaklaşık 20.000 köle geçirildiği dikkate alınırsa, bunun ne kadar büyük bir başarı olduğu anlaşılır.
Aynı konuda aynı zamanda İngiliz hükümeti yetkilileriyle Eboe ve Iddah -bunlar da aynı bölge ülkeleridir- Kralları arasında anlaşmalar imzalanmıştır ve bu iki ülke de uzun zamandan beri Köle Ticaretinin yapıldığı ve yollarının geçtiği bölgeler olarak bilinmektedir.
Bu konudaki gelişmeleri bu şekilde Majestelerine aktardıktan sonra şunu söylemek isterim ki, eski yasalar ve ülke yönetimleri köle ticaretini caiz görmelerine karşın, kölelerle ilgili iyileştirici yasalar
çıkarma konusunda çalışmalar da yapmışlardır. Bununla beraber daha önce hiçbir zaman ve hiçbir ülkede bu konuda bu kadar kesin adımlar atılmamıştır; köleliğin bazı sert kural ve adetlerden dolayı meydana çıktığı bellidir.
Sonuç olarak şunu belirtmek isterim ki Majesteleri, belki tekrar söylemem gerekiyor ama, burada Kraliçemizin temsilcisi olarak (İslam yasası köle alım satımını yasaklamadığı halde), Majesteleri, daha önceki yöneticiler ya da hükumet yetkilileri tarafından bu konuda bir yasa tasarısı ya da yasa hazırlanıp hazırlanmadığını, uygulamada olup olmadığını öğrenmek istiyoruz ve bu konu bilgi ve belgeler varsa bunların tarafımıza gönderilmesi için Majestelerinin emirlerini bekliyoruz.
Büyük imparatorluğumuz adına siz Majestelerine Kraliçemizin saygı ve sevgilerini ulaştırmaktan büyük gurur duyuyorum efendim, bu mektubu ve taleplerimizi dikkate alarak dostane cevaplarınızı
geciktirmeyeceğini umuyorum.
Burada bir kez daha belirtmeyi bir görev biliyorum ki, Kraliçe’nin hükumeti köle ticaretinin dünyanın her yerinde yasaklanmasını büyük bir heyecanla bekliyor ve bu kötülüğün herhangi bir ülkede
kalıp devam etmemesi için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır; şimdi durum bu çalışmaların devam edeceğini ve olumlu sonuçların çok geçmeden alınabileceğini gösteriyor; kölelik kısa zamanda
yer yüzünden kalkacaktır. Siz aydınlanmış bir hükümdar ve size minnettar halkınızın hassas ve iyiliksever babası olarak bize destek verirseniz çok mutlu olacağız.
Hz. İsa Mesih Yılı 1842’de 26 Şubat günü Tanca’da yazıldı.
(1258 yılı ilk ayı Muharrem’in 16’sı).
[Kölelik ve Fas’ta köle ticaretiyle ilgili Thaleb Hamed Ben Yahia’dan alınmış Arapça belgeler. Başkonsolos Drummond Hay’den Aberdeen Kontu’na 12 Mart 1842 tarihli ve Köle Ticareti No. 2 işaretli mektup içeriğindeki Ek No. 3. ]
[Başkonsolos Drummond Hay’den Aberdeen Kontu’na gönderilen 12 Mart 1842 tarih ve Köle Ticareti No. 3 işaretli mektup içeriği, Fas’ta Köle Ticaretiyle ilgili Thaleb Hamed Ben Yahia’dan alman Ek 4 konusu Arapça belgelerin İngilizce çevirileri]
Tanca Başkonsolosu Drummond Hay’in 2 Mart 1842 ’de Thaleb Hamed Ben Yahia’dan aldığı Arapça belgelerin çevirisi.
(No. 1)
Allah’a Şükürler Olsun!
Tanca’da İngiltere Başkonsolosu olarak kölelikle ilgili yasalar olup olmadığını ve onların durumlarının iyileştirilmesi için neler yapıldığını sordu: Ona en büyük bilgin Şeyh, imam, en büyük bilgin
Abu Abdullah Seyit Muhammet Ben İsmail el-Buhari’nin sözleriyle cevap verdim, Jamea E’Sahih(2) adlı eserinde o şöyle dedi:
Yüce Allah’ın Resulü dedi ki, kardeşlerinizin bir kısmı size hizmet için verildi, Allah onları sizin altınızda kişiler olarak gönderdi. Allah’ın sizin altınıza gönderdiği o insanlara kendi yemeğinizden yedirin, kendi giysilerinizden verin, efendisi Allah korkusuyla ona iyi davransın, yapabileceğinden fazla iş vermesin. Huzur.
(No. 2)
Allah’a Şükürler Olsun!
Bilmenizi isterim ki hiçbir Sultan ya da yetkili, kölelerle ilgili bir yasa çıkarmadı, sadece Allah’ın Resulü’nün ki 1258 yıl önce yaşadı, emirleri var; Şeyh, Imah, en büyük bilgin Abu Abdullah Seyit
Muhammet Ben İsmail el-Buhari Cami'u’s-Sahih adlı eserinde şöyle dedi:
Yüce Allah’ın huzuru üzerine olsun, Allah’ın Resulü dedi ki,
“Her kim ki bir köleyi azat eder, Allah onun ruhunu cehennem ateşinden koruyacaktır.”
(No. 3)
(Şeyh Halil Wuld İsaac’ın çalışmasından seçmeler, Moktassar Khalid ya da Hali'in özeti) (3)
Allah’ın lütfü üzerine olsun, Şeyh Halil satışlar bölümünde aşağıdaki özeti verir.
Bir Müslümanın, kutsal Kuran’ın ve genç bir insanın bir imansıza satılması yasaktır, yani Müslüman olmayana, Hıristiyana, Yahudi ya da bir Mecusiye satılamaz(4), hediye edilemez ve sadaka olarak verilemez.
Tanrıya Şükürler Olsun!
Said Şeyh Halil daha önce adı geçen özetinde, Azatla ilgili bir bölümde şöyle der:
Köleye kötü davranılırsa yasa gereği azat edilir; yani efendisi kölesine kötü davranırsa ya da buna niyet ederse. Kölenin giderken mallarını yanına alması konusunda hukukçular karar verir!
Bana söylendiğine göre, Said Arapça belgelerden gerçek çeviri.
Köle Ticareti No. 3
Bir Ek
11 Nis. Cebelitarık yoluyla denizden geldi
Fas Sultanı’ndan Gelen Mektup Çevirisi]
Köle Ticaret No. 3
Tanca, 27 Mart 1842
Lordum,
Ayın 11'inde Kölelik ve Köle Ticareti hakkında Fas Sultanı’na yazdığımız mektuba verilen cevabın tercümesini size göndermek beni mutlu etti; 12 tarihli ve Köle Ticareti No. 2 sayılı bu mektubu
da size göndermiştim.
[Drummond Hay'in Kölelik ve Köle Ticaretiyle ilgili olarak Fas Sultanı'na yazdığı mektuba cevap olarak gelen 23 Mart 1842 tarihli mektubun çevirisi.]
Yüce ve Merhametli Allah adına! Büyük Allah’ın gücünden başka büyük güç yoktur!
Korunmuş Tanca’da İngiliz ulusunun konsolosu olarak görev yapmakta olan Sayın Drummond Hay’e belirtiriz ki:
Bakanınızın kölelerle ilgili bilgi istediğini belirten mektubunuzu aldık. Bu meseleyle ilgili olarak gerekli bilgileri istedik, topraklarınızdaki kölelerin kurtarılması için harcanan paraları dikkatle okuduk; ayrıca Sudan’da ve başka bölgelerde de böyle çalışmalar yapıldığını öğrendik.
Bilmenizi isteriz ki İslam dini sağlam temellere dayanır, köşe taşları çok sağlamdır ve dinin mükemmelliği Allah tarafından bize eksilmeyen ve ilavesi yapılmayan Forkan'la(5) bildirilmiştir.
Köleler ve Köle Ticareti konusuna gelince, bu konu Kitabımız ve aynı zamanda Peygamber’imizin sünnetiyle bize doğrulanmıştır, bu konuda Olamma(6) arasında anlaşmazlık yoktur, kimse yasağa
izin veremez, yasal olanı da engelleyemez.
Yasaya aykırı olan yenilik kim tarafından gelirse gelsin reddedilir, bizim kutsal dinimiz insanlar tarafından düzenlenemez, çünkü yapılması gerekenlerin hepsi Allah tarafından ve Sevgili Peygamber’imizin ağzından vahiylerle bize bildirildi, Allah ondan razı olsun!
5 Safer’de yazıldı (18 Mart 1842)
Bana söylendiğine göre gerçek çeviri.
1 Mawlay Abd al-Rahman lbn Hisham (saltanatı 1822-59). Bak EI2, s. v. (Ph. De Cosse Brissac).
2 Al-Jali al-Sahih, al-Bukhari’den standart hadisler koleksiyonu.
3 Mukhtasar, “Kısaltma,” Halil lbn Ishak tarafından standart yasal çalışma.
4 Majusi, “Magian” (Mecusiler). Önce Zerdüştler, daha sonra da Vikingler ve diğer putperestler için kullanıldı.
5 Furqan= Kuran.
6 Ulema.
Kaynak: Bernard Lewis, Ortadoğu'da Irk ve Kölelik, Truva Yayınları, 2006, İstanbul, s: 235-246