ÖNSÖZ
Miladi 1390 itibari ile İstanbul’un Anadolu kıyıları tamamen Türk kuvvetlerinin denetimi altına girmiş, akabinde inşa edilen Anadoluhisarı üzerinden fethin ilk provaları başlamıştır. Takvimler, 1452 senesini gösterdiğinde ise 30.000 m2’lik alan üzerinde dört ay gibi kısa bir sürede inşa edilen Rumelihisarı artık fethin habercisidir.
Boğaziçi’nde karşılıklı yer alan iki hisar, Osmanlı İstanbul’unun en eski yapıları olup ilk Türk mahalleleriyle, askeri başarı kadar sosyal ve iktisadi yapılanmasıyla Türk-İslam Medeniyeti’nin İstanbul’daki inkişafinın başlangıç noktaları olmuştur.
Anadoluhisarı ve Rumelihisarı Osmanlı İstanbul’unun en eski yerleşim yerleri olma hususiyetini bünyelerinde barındırmalarına rağmen maalesef buradaki semtler içerisinde ikamet edenler başta olmak üzere İstanbullular için aidiyet ve sahiplenme duygusunu kazandıracak yazılı eser sayısı bir elin parmaklarını bile geçmemektedir. Her iki kadim hisar hakkında yazılan ilk eserlerden olan ve ilk baskısı 1941 yılında yayımlanan Albert Gabriel’in İstanbul Türk Kaleleri adlı, Tercüman’ın 1001Temel Eser serisi içerisinde Türkçesi de yayımlanan kitap elimizdeki en baş kaynağı teşkil etmektedir. Rumelihisarı’nın 1955-1957 tarihleri arasında gerçekleştirilen onarımı aşamasında görev alan Cahide Tamer’in, yapılan onarımlar ile ilgili aktardığı ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından 2001 tarihinde yayınlanmış olan kitap, son restorasyonu hakkında bilgi kaynağımız olmaktadır. Elinizdeki bu çalışma, İhsan Kesedar’ın “Rumelihisarı” adlı eserinin ardından Anadolu ve Rumelihisarları ile Mahallelerini ele alan ilk müstakil kitap çalışmasını oluşturmaktadır.
Şu gerçek unutulmamalıdır ki, İstanbul tarihi konusunda söylenecek söz, araştırılacak belge ve yazılacak o kadar çok metin var ki, içerisine girdikçe anlaşılmaktadır. Kolay değil üç büyük medeniyete ve imparatorluğa ev sahipliği yapmış şehirden bahsetmekteyiz dünya tarihinde, onsuz bahsedilemeyen. Resulullah Efendimiz’in (s.a.v) hadis-i şerifi ile önemine binaen İslam orduların kızıl elması olması gibi pek çok tarihi ve kültürel değerleri bünyesinde barındıran ilahi dinlere ev sahipliği yapan şehir olan İstanbul hakkında yazılan kitapların hiçbiri son söz değildir. Gün yüzüne çıkan her belge ve bilgi yeni yazılara ve kitaplara yelken açtırmaktadır.
Elinizdeki bu çalışma, yeni araştırmacılara ve İstanbul sevdalılarına derli toplu bir kaynak oluşturma niyetiyle hazırlanmış, zihnimizdeki bilgileri kağıda dökerek sizlerle paylaşmaktan öte bir şey hedeflenmemiştir. Her yönü ve her şeyi ile bu kadim şehrin bize ait olduğunu ve bizlerin de bu şehri gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktaracak emanetçiler olduğumuzu unutmamamız gerektiği düşüncesiyle…
Süleyman Faruk GÖNCÜOĞLU – Rumelihisarı Mayıs 2015
Buradan İndiriniz