Aslında belki ikilemek olacak yaptığım ama ilk yazının benim için anlamlı bir yazı olmasını istedim. Sevgili 'Mürekkep Faresi' nin bloguna yazdığım yazımı biraz da kendimden bişeyler ekleyerek biraz daha özgünleştirerek buraya da eklemeyi uygun buldum.
Severek takip ettiğim bir blogta yazı yazacağım aklıma bile gelmezken bir anda Mürekkep Faresi' nin teklifi ile karşılaştım. Benim için ilginç bir deneyim oldu. Visconti Vangogh benim uzun süredir istediğim bir kalemdi. Kalemin gövdesi ile benzer tonlarda kullandığım aynı renk mürekkep de ilk gördüğüm anda beni almaya itti.
Önce tarihine bakalım. Visconti 1988 yılında İtalya' nın Floransa şehrinde kurulmuş bir marka. İncelemeye konu olan Van Gogh Serisi' nin yanısıra Rembrandt, Salvador Dali ve Michelangelo gibi ünlü ressamların eserlerinden esinlenerek yapılmış koleksiyonlar markanın bünyesinde yer alıyor. Van Gogh Serisi ilk olarak 2009 yılında üretilmeye başlanmış bir seri. Benim elimdeki Portrait Blue 2011 yılı üretimi. Vincent Van Gogh' un 1889 yılında yapmış olduğu ve orjinalinin Paris Musee d'Orsay' da bulunan otoportresi. Tablodaki hakim renkler olan turkuaz ve mavi doğal reçineye sahip olan gövdeye pres kalıplarla derinlik kazandırılarak aktarılmış. Kalemin metal kısımları ise kromdan oluşmakta. Visconti' nin ayırıcı özelliği klipslerinin yay şeklinde olması sanırım, kaleme ayrı bir hava katıyor bu form bence.
Kapağı mıknatıs yardımıyla kapanan kalem bizlere oldukça pratiklik sağlıyor. Kapak tepesinde normalde Visconti amblemi yer alırken mıknatısla iliştirilmiş bu amblemi çıkarıp yerine harf, burç veya yarı-doğal taşlar koyarak kişiselleştirmeniz mümkün (My Pen System diye adlandırılıyor). Ben tarihe olan merakımdan dolayı geçmiş medeniyetlerin değer verdiği bir taş olan lapis lazuli taşlı aksesuarını edinip kalemi kendimce kişiselleştirdim. Benim açımdan bu değişebilir aksesuar fikri güzel bir özellik.
Dolma kalemin dolumu Visconti konvertör veyahut standart uzun/kısa kartuşlarla mümkün. Konvertör kalemle birlikte geliyor.
Van Gogh' un ucu çelikten yapılmış. Oldukça süslü ve kanat açıklığı geniş bir uç. Aynı zamanda benim sevdiğim gibi hava deliği formu farklı olarak hilal şeklinde. Ucun yazımı çok ince değil ben M ucunu bulabildiğim için bunu aldım. Yazınız daha küçükse F tercih etmenizi tavsiye ederim. Uç esnek bir yazıma sahip değil, sert diye nitelendirebilirim. Yurtdışında ucun altın versiyonu da bulunuyor.
Kalemin boyutlarına değinecek olursak 35 g ağırlığında kapalı hali 13,8 cm, kapaksız hali 12,3 cm kapağı arkaya takılı hali ise 15,3 cm. Aynı zamanda 14,7 mm çapa sahip. Ağırlığın büyük bir kısmı mıknatısın da etkisiyle kapağa ait olduğu için kapağını arkaya iliştirmediğiniz zaman kullanım sırasında eli yormayan ideal boyutlarda bir kalem.
Kullanımdan bahsetmişken grip kısmının dairesel olmasının etkisiyle eli yormuyor fakat metal olması eliniz nemliyken kaymasına sebebiyet verebiliyor. Değinmek istediğim bir diğer eksi yön ise kapağı kapalı iken kalemi düz bir zemine koyduğunuzda arka tarafının havada durması. Grip kısmının yuvarlak olmasının aksine gövde hafif köşeli bir yapıya sahip sanki mermer bir bloğu kesmişler gibi güzel hatlara sahip.
Ben bu kalemin turkuaz olmasından dolayı yine Visconti marka turkuaz mürekkebi tercih ettim. Yukarıdaki fotoğrafta da mürekkep incelemesi ayrıntılı bir şekilde görüldüğü için üzerinde çok durmayı gerekli bulmadım. Benim hoşuma giden bir ton oldu. Hızlı kuruyan ve hoş gölgelenmeye sahip güzel bir mürekkep diye düşünüyorum.
***Eksiler; Kalem bahsettiğim gibi pek hafif bir kalem değil, çoğunlukla kapakta da olsa, hatırı sayılır bir ağırlığa sahip gövde , grip kısmı da metal oldugu için uzun soluklu bir yazıda ortamada bağlı olarak elin nemlenmesi mümkün oldugu için kayma yapabiliyor, bu kalem için bir dezavantaj maalesef.
Sevgiler
Historian