rölyef etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rölyef etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Haziran 2017 Salı

Domitius Ahenabarbus Altarı

Domitius Ahenabarbus Altarı

Ersin Doğer

Münih Kabartmaları
Geç Cumhuriyet dönemi anıtsal heykeltraşlık eserleri içinde dönemin eklektik karakterini en iyi yansıtan örnek Domitius Ahenabarbus Altarı olarak bilinen kabartmalardır. Gerçekte bu kabartmalar ne bir altara ne de bir anıta aittir; ne Domitius Ahenobarbus’a aittir ne de Ahenobarbus ailesinden biri tarafından dikilmiştir. Eserin tarihi de oldukça tartışmalıdır ve İ.Ö.2.yüzyıldan İ.Ö.30 yılına dek değişik tarihleme teklifleri vardır. Son yıllara kadar yaklaşık İ.Ö.115 yılında ve heykeltıraş genç Skopas tarafından yapıldığı ve deniz yaratıklarının tasvir edildiği bir grup heykelin oturduğu bir heykel kaidesi olarak görev yapmış olduğu konusunda fikir birliği vardı. Bununla birlikte kabartmaların oluşturduğu heykel kaidesini İ.Ö.90’lı yıllarda Roma’da Censor olan ve Batı Anadolu kıyılarında korsanlara karşı yapılan deniz savaşlarında zafer kazanan Marcus Antonius ile birleştirme girişimleri vardır. Bu kaidenin tarihi için İ.Ö. erken 1.yüzyıl teklif edilmektedir.


Münih Kabartmaları, Mitolojik Sahne. Aşağıda detaylar...











Bu grup açık havada dört taraftan görülebilir bir durumda konumlanmıştı ve kabartmalar da Marcus Antonius ile birlikte onurlandırılan Mars ve Neptun tapınaklarının yanında idi. Anıt ve kabartmaları uzun zaman önce yıkılmışlar; birbirlerinden ayrılmışlar ve Münih ile Paris’e taşınmışlardır. Bu nedenlerden dolayı meslektaşlar bu eserleri artık Domitius Ahenobarbus Altarı olarak değil, Paris-Münih Kabartmaları olarak adlandırmaktadırlar. 19.yüzyılda bu iki kabartmanın, aynı Cumhuriyetçi anıtını süslediği kabul edilmekteydi. Bununla birlikte Münih ve Paris kabartmaları ayrı stillerdedir ve farklı konuları tasvir etmektedir.

Münih’deki üç kabartma (Münih Kabartmaları) mavi noktacıklı beyaz renkli Doğu Hellen mermerinden yontulmuştur ve üzerinde Amphititrite ile Neptün’ün düğün törenini kutlayan deniz yaratıkları ve tanrılarının geçit töreni "Thiasos" tasvir edilmiştir. Karısı ile içinde yer aldığı arabanın dizginlerini tutan Neptün’ün başı profilden adaleli gövdesi cepheden verilmiştir. Bir Nereid ve Neptün’un mahçup ve peçeli eşi “pudicitia” pozunda tasvir edilmişlerdir. Çift kabartmanın ortasındaki bir arabada otururlar. Arabanın cephedeki tekerleği çerçeveden taşar ve iki Triton tarafından çekilir. Öndeki Triton suları sakinleştirmek için bir deniz kabuğunun içine üflemekte ve Neptün ile Amphititre’nin gelişini haber vermektedir; diğeri ise sırtında bir kithara taşır. Bu iki triton Neptün ile Amphititre’nin gelecekteki çocuğu olan Triton'un haberci imaları olabilir. Tritonların saçları dağınıktır, göğüsleri adalelidir, fakat yılankavi gövdelerin kuyrukları balık kuyruğudur. Yarı at veya boğa, yarı balık olan ve dizginleri küçük kanatlı Puttolar tarafından çekilen diğer karışık yaratıklar sırtlarında ve ellerinde hediye kutuları ve meşaleler bulunan Nereidler taşırlar. Bir tanrı ile bir Nereid’in mitolojik evlenme sahnesi anlaşılır bir şekilde Hellenistik üslupta tasvir edilmiştir. Bu üslubun zevk anlayışı kıvrılan balık kuyruklu, persfektif kurallarına göre kısaltılmış hayvanlar, zarif ve iyi orantılanmış figürler ve şeffaf elbiselerden meydana gelmektedir.

Bu kabartmadaki figürlerin hem konu, hem de üslup olarak karşılaştırılabilecekleri en geç orijinal model İ.Ö.2.yüzyıla tarihlenen Pergamon’daki Zeus Altarı’dır.

Münih Kabartmaları’nın Doğu Hellen kökenli mermeri ve Helenistik üslubu son yıllarda araştırmacıların yeni görüşler ileri sürmelerine yol açmıştır. Onlara göre bu kabartmalar bir Roma eseri değil, Hellenistik kökenlidir ve fethedilen bir ülkeden zafer kazanan bir Romalı bir general tarafından getirilmiştir.


Puşkin Müzesi'ndeki alçı döküm paneller.



Paris Kabartması. Tarihi Sahne.
Panel, Roma sanatına özgü, imparatorluk döneminde gelişecek olan tarihi kabartmaların en eskisidir. http://www.louvre.fr/en/oeuvre-notices/so-called-domitius-ahenobarbus-relief

Paris Kabartması ise farklı ve damarsız bir mermerden oyulmuştur ve Romalıların aynı anıtta farklı mermer kullanmayı sevdiklerine bir örnektir. Bu kabartma, Münih Kabartması’ndan hem farklı bir üslupta, hem de değişik bir konuda tasvir edilmiştir. Kaidenin diğer uzun yüzünde yer alan bu kabartma üzerindeki sahneler Hellen mitolojisinden değil, Romalı tarihsel bir olaydan alınmıştır. Burada bir sayıma (Census) eşlik eden tanrı Mars’a yapılan bir kurban töreni tasvir edilir. Kabartmanın merkezinde bir altar bulunur. Altarın solunda kurban kabul eden tanrı Mars vardır ve çevresindeki diğer figürlerden daha büyüktür. Zırhlı ve miğferlidir; yukarıya kalkık sağ elinde mızrak vardır. Sol elinde kınında olan bir kılıç tutar ve geniş bir kalkana dayanır. Mars altara doğru yaklaşan tören alayına bir bakış fırlatmaktadır. Mars’ın solunda iki müzisyen tasvir edilmiştir ve altarın arkasında ayakta iki refakatçi durmaktadır. Birisi altarın sağında bulunan bir figürün elinde tuttuğu bir patera’ya bir testiden sıvı kurbanı (libasyon) yapmaktadır. Toga ve tünik giymiş ve togasının üst kenarı ile başını örtmüştür. Bu şahıs ne altara, ne Mars’a, ne libasyon kabına değil, yaklaşan tören alayına doğru bakmaktadır. Altarın kompozisyonun merkezinde yer almış olmasına karşın sanatçının bakışını kutsal tören alayına yoğunlaştırmıştır.

“Suovetaurilla” denen, resmi görevi boyunca Censorları koruduğu için tanrı Mars’a sunulan üç hayvan (boğa, domuz, koç) kurbanı olan törenin önemi Roma dini için önemlidir. Boğa kabartması tüm boyutu ile alanı kaplar. Aslında “victimarii” denen hizmetçiler küçüktürler ve “limus” denen peştemal-önlük benzeri uygun kıyafetler giyerler ve oval kalkanlar kullanan 2, atına binmek üzere olan 1 asker tarafından takip edilirler. Atın kuyruğu Toskana tipi sütun üzerine taşar. Census’un gerçekleştirilmesinden sonra Roma halkının arındırılması için bir kefaret kurbanı (lustrum) vuku bulur. “Census”, Romalı vatandaşların mali statülerini kaydetme amacı ile her vatandaşı birden beşe kadar derecelenen vergi dilimine paylaştırmak, nüfus sayımını yapmak ve askerliğe uygun vatandaşların sayısını saptama işlemidir. Kabartmanın solundaki sahne bu sayımın yapıldığı bir sahnedir. Oturan bir şahıs elinde tuttuğu "Tabula Census" üzerine verilen bilgileri yazmaktadır. Yanında kendi ile ilgili kişisel bilgileri veren ayakta bir kişi vardır. Diğer oturan bir adam ise şahittir ve ayaktaki diğer birine doğruları sözlü olarak onaylar. Oval kalkanlı iki asker Census ve Sauvetaurellia arasında geçiş görevi yapar. Seyirci kabartmadaki sahnelerin öyküsünü soldan sağa doğru okumalıdır.







ayrıca bkz.
http://www.louvre.fr/en/oeuvre-notices/so-called-domitius-ahenobarbus-relief
https://www.youtube.com/watch?v=Ko_1YTYrypk (müzeden video görüntü, Paris Kabartması)

Metnin Kaynağı: Ersin Doğer, Roma Heykeltıraşlığı (Ders Kitabı), Ege Üniversitesi Yayınları, s.43-45
link: https://www.academia.edu/3388277/Roma_Heykelt%C4%B1ra%C5%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1_Ders_Kitab%C4%B1_Ege_%C3%9Cniversitesi_Yay%C4%B1nlar%C4%B1_Edebiyat_Fak%C3%BCltesi_Yay%C4%B1n_No_146_2009_%C4%B0zmir

6 Haziran 2017 Salı

"İskender Lahdi"

"İskender Lahdi"



Oğuz Tekin

19. yüzyılın sonlarında, o zamanki İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin Müdürü Osman Hamdi Bey tarafından Sidon (şimdi Saida, Lübnan) Krallar Nekropolü’nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan ve üzerinde Büyük İskender’in tasviri olduğu için “İskender Lahdi” olarak adlandırılan lahit, gerçekte İskender’e ait değildir.

Üzerinde herhangi bir yazıt olmadığı için kime ait olabileceği konusunda ancak tahminler yürütülmüştür. Bugün için en güçlü olasılık, lahdin, Sidon’un son kralı Abdalonymos’a ait olabileceğidir. Abdalonymos, tahta geçmesini İskender’e borçluydu. Pentelikon mermerinden yapılmış olan lahit, M.Ö. 4. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmektedir.

Yüksek kabartmalı ve boyalı olan lahdin uzun kenarlarından birindeki kabartmalarda Hellenlerin Perslerle olan savaşı Gaugamela Savaşı (?) tasvir edilmiştir. Sahnenin en solunda, başında aslan postuyla ve şahlanmış olan atının üzerinde İskender yer almakta olup mızrağını öndeki Pers süvarisine fırlatmak üzeredir. Benzer sahne, yani iki atlı figürün mücadelesi bu kez sağ uçta tekrarlanmaktadır. Burada bir Makedonyalı süvari şahlanmış atıyla yine bir Pers’i öldürmektedir. Dolayısıyla sol uçtaki İskender ile sağ uçtaki Makedonyalı bir simetri oluşturarak, sahneyi âdeta bir çerçeve içine almaktadırlar. Sahnenin geri kalan orta kısmında ise Hellenlerle Persler arasındaki şiddetli mücadele betimlenmektedir.

Lahdin öteki uzun yüzünde av sahnesi yer almaktadır. Sahnenin sol tarafında aslan avı, sağ tarafında geyik avı resmedilmiştir. Aslan avındaki atlı figürlerden birinin (soldaki) İskender, onun önündeki aslana saldıran Pers kıyafetli atlı figürün ise Abdalonymos’u temsil ettiği düşünülür.

Lahdin dar yüzlerinden birinde bir savaş sahnesi, diğerinde bir pars avı tasvir edilmiştir. Lahit kapağının dar yüzlerindeki alınlıklarda savaş sahnesi yer almaktadır.



Veronese'nin "Büyük İskender Önünde Darius Ailesi" İsimli Tablosu  https://www.youtube.com/watch?v=76jN09XiK8U

DİĞER bloglarıma da bkz. 

"MAYA MOR RASTGELE KARŞILAŞMALAR" TEFRİKA ROMAN
https://tefrika-mayamor.blogspot.com/

TARİH EĞİTİMİ
https://tarihegitimi.blogspot.com/

ANLATI, ÖYKÜ, OYUN
https://babillkulesi.blogspot.com/