Dilara Kahyaoğlu
Sözlük
Antlaşma: İki ya da daha çok devletin veya devlet görevlilerinin karşılıklı imzaladıkları belge.
Atabey: Kimi eski Türk devletlerinde özellikle Selçuklularda şehzadenin eğitimi ile ilgilenen kişi veya bağımsız bir eyaletin yönetiminden sorumlu olan vezirlere verilen san.
Başpiskopos: Protestan kilisesinde papa anlamında kullanılır. Piskoposların başıdır.
Cihad: Din uğruna yapılan savaş, Arapça zahmet anlamındaki “cahd”dan türetilmiştir.
Fidye: Birinin esirlik ya da bir beladan kurtulması için verilen para veya herhangi bir kıymet; kurtarmalık.
Hanedan: Hükümdar ya da devlet büyüğü gibi bir kimseye dayanan soy. Belli büyük bir soydan gelen.
Havari: İsa’nın dini yaymakla görevlendirdiği on iki yardımcısı. Havari, Arapça yardımcı anlamındadır.
İstihdam etmek: Bir görevde, bir işte kullanmak.
Kapalı ekonomi: İktisadi ve ticari ilişkiler açısından dış ülkelere kapalı, ihracat (dışarıya mal satmak)ve ithalat yapmayan (dışarıdan mal almak), üretilen mal ve hizmetlerin ülke içinde tüketildiği, üretim faaliyetinin ithal ya da ihraç amacı gütmeden yalnızca ülke nüfusunun ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik olduğu varsayılan ekonomi.
Keşiş: Hristiyanlarda manastırda yaşayan hiç evlenmemiş papaz, rahip.
Kutsal yerler: Filistin’de İsa Peygamber ve Hıristiyanlık dini ile ilgili yerler, tapınaklar.
Kutsamak: Takdis etmek.
Maiyet: Üst görevlinin yanında bulunan kimseler. Bir kimsenin buyruğu altında çalışanlar.
Mezhep: Bir dinin görüş ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biri.
Muhalif: Aksi taraf ya da fikirde olan; uymayan, karşı olan.
Papa: Katolik Kilisesi’nin başkanı olan Papa, piskoposlar piskoposudur ve Roma piskoposu olarak anılır.
Papaz: Hristiyan din adamı.
Patrik: Ortodoks kilisesinde kiliselerin başkanına verilen ad. Ayrıca başpatriklik de vardır. Örneğin Fener Rum Patriği başpatriktir.
Piskopos: Dinsel bir bölgeyi yöneten en üst aşamadaki papaz. Sözcük anlamı; gözeten demektir.
Romans: Sekiz hecelik dizelerden oluşmuş bir İspanyol koşuk türü. Şarkı türünde ve piyano için hazırlanmış genellikle kıtalar biçiminde beste.
Ruhban sınıfı: Rahipler, din adamları sınıfı.
Sözleşme: Antlaşmaya taraftar olanları karşılıklı bir şekilde bağlayan, sözleşmeye uyulmadığı takdirde, uymayan tarafa yaptırım (ceza, zorlama) uygulanabilen antlaşma.
Tarikat: Ayni dinin içinde, tasavvufa dayanan ve kimi ilkelerle birbirinden ayrılan Tanrı’ya ulaşma yollarından her biri.
Tasarruf: İstediği gibi kullanma yetkisi.
Teçhizat: Gerekli olan araç, gereç; donatı.
2018-Aralık
Konuların Linkleri
Kaynakça
1. Ana Britanica (ilgili maddeler)
2. Server Tanilli, Uygarlık Tarihi
3. Türkiye Tarihi, cilt 1, Cem Yayınevi
4. Thema Larousse
5. Fernand Braudel, Uygarlıkların Grameri
6. Amin Maalouf, Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri
7. Ernest H. Gombrıch, Kısa Dünya Tarihi
8. Server Tanilli, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
9. Orhan Hançerlioğlu, Dünya İnançları Sözlüğü
10. Orhan Hançerlioğlu, İslam İnançları Sözlüğü
1. Ana Britanica (ilgili maddeler)
2. Server Tanilli, Uygarlık Tarihi
3. Türkiye Tarihi, cilt 1, Cem Yayınevi
4. Thema Larousse
5. Fernand Braudel, Uygarlıkların Grameri
6. Amin Maalouf, Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri
7. Ernest H. Gombrıch, Kısa Dünya Tarihi
8. Server Tanilli, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
9. Orhan Hançerlioğlu, Dünya İnançları Sözlüğü
10. Orhan Hançerlioğlu, İslam İnançları Sözlüğü
11. V. Diakov, S. Kovalev, İlkçağ Tarihi 2
12. Bertrand Russell, Batı Felsefesi Tarihi, Ortaçağ
13. Henri Pirenne, Ortaçağ Kentleri
14. Colin Mcevedy, Ortaçağ Tarih Atlası
15. Johan Huizinga, Ortaçağın Günbatımı
16. Resimlerle İnsanlık Tarihi Ansiklopedisi, Ortaçağ, Karacan Yayınları
17. Paul Sweezy vd., Feodalizmden Kapitalizme Geçiş, Metis Yayınları
18. Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu
Sözlük
Antlaşma: İki ya da daha çok devletin veya devlet görevlilerinin karşılıklı imzaladıkları belge.
Atabey: Kimi eski Türk devletlerinde özellikle Selçuklularda şehzadenin eğitimi ile ilgilenen kişi veya bağımsız bir eyaletin yönetiminden sorumlu olan vezirlere verilen san.
Başpiskopos: Protestan kilisesinde papa anlamında kullanılır. Piskoposların başıdır.
Cihad: Din uğruna yapılan savaş, Arapça zahmet anlamındaki “cahd”dan türetilmiştir.
Fidye: Birinin esirlik ya da bir beladan kurtulması için verilen para veya herhangi bir kıymet; kurtarmalık.
Hanedan: Hükümdar ya da devlet büyüğü gibi bir kimseye dayanan soy. Belli büyük bir soydan gelen.
Havari: İsa’nın dini yaymakla görevlendirdiği on iki yardımcısı. Havari, Arapça yardımcı anlamındadır.
İstihdam etmek: Bir görevde, bir işte kullanmak.
Kapalı ekonomi: İktisadi ve ticari ilişkiler açısından dış ülkelere kapalı, ihracat (dışarıya mal satmak)ve ithalat yapmayan (dışarıdan mal almak), üretilen mal ve hizmetlerin ülke içinde tüketildiği, üretim faaliyetinin ithal ya da ihraç amacı gütmeden yalnızca ülke nüfusunun ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik olduğu varsayılan ekonomi.
Keşiş: Hristiyanlarda manastırda yaşayan hiç evlenmemiş papaz, rahip.
Kutsal yerler: Filistin’de İsa Peygamber ve Hıristiyanlık dini ile ilgili yerler, tapınaklar.
Kutsamak: Takdis etmek.
Maiyet: Üst görevlinin yanında bulunan kimseler. Bir kimsenin buyruğu altında çalışanlar.
Mezhep: Bir dinin görüş ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biri.
Muhalif: Aksi taraf ya da fikirde olan; uymayan, karşı olan.
Papa: Katolik Kilisesi’nin başkanı olan Papa, piskoposlar piskoposudur ve Roma piskoposu olarak anılır.
Papaz: Hristiyan din adamı.
Patrik: Ortodoks kilisesinde kiliselerin başkanına verilen ad. Ayrıca başpatriklik de vardır. Örneğin Fener Rum Patriği başpatriktir.
Piskopos: Dinsel bir bölgeyi yöneten en üst aşamadaki papaz. Sözcük anlamı; gözeten demektir.
Romans: Sekiz hecelik dizelerden oluşmuş bir İspanyol koşuk türü. Şarkı türünde ve piyano için hazırlanmış genellikle kıtalar biçiminde beste.
Ruhban sınıfı: Rahipler, din adamları sınıfı.
Sözleşme: Antlaşmaya taraftar olanları karşılıklı bir şekilde bağlayan, sözleşmeye uyulmadığı takdirde, uymayan tarafa yaptırım (ceza, zorlama) uygulanabilen antlaşma.
Tarikat: Ayni dinin içinde, tasavvufa dayanan ve kimi ilkelerle birbirinden ayrılan Tanrı’ya ulaşma yollarından her biri.
Tasarruf: İstediği gibi kullanma yetkisi.
Teçhizat: Gerekli olan araç, gereç; donatı.
Örnek Sınav Soruları
1. Bir tarihçi yazdığı bir yazıda “feodal sistemde soyluların ayrıcalıklı bir konumu vardı” diyor.
Sizce bu tarihçi haklı mıdır? Bu fikrin doğruluğunu veya yanlışlığını derste öğrendiğiniz bilgileri, örnekleri, kullanarak kanıtlayınız.
2. Ortaçağ'ı anlatan ülke haritaları baronların ve vasalların kişisel bağımlıklarına işaret etme konusunda zorunlu olarak aciz kalmaktadır. Baronların meydana getirdiği mozaiği, verasetlerin sürekliliğini ve piskoposluk merkezlerini veya manastır gibi yerlerin devamlılığını göstermek zorunda olan haritalar ancak işin karmaşıklığına işaret edebilir.
Bu neden böyledir? Neden, Ortaçağ dönemini tamamen yansıtabilen ayrıntılı haritalar yapılamıyor?
1. Bir tarihçi yazdığı bir yazıda “feodal sistemde soyluların ayrıcalıklı bir konumu vardı” diyor.
Sizce bu tarihçi haklı mıdır? Bu fikrin doğruluğunu veya yanlışlığını derste öğrendiğiniz bilgileri, örnekleri, kullanarak kanıtlayınız.
2. Ortaçağ'ı anlatan ülke haritaları baronların ve vasalların kişisel bağımlıklarına işaret etme konusunda zorunlu olarak aciz kalmaktadır. Baronların meydana getirdiği mozaiği, verasetlerin sürekliliğini ve piskoposluk merkezlerini veya manastır gibi yerlerin devamlılığını göstermek zorunda olan haritalar ancak işin karmaşıklığına işaret edebilir.
Bu neden böyledir? Neden, Ortaçağ dönemini tamamen yansıtabilen ayrıntılı haritalar yapılamıyor?
Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.