10 Ekim 2020 Cumartesi

Eğitim Neden Başarısız


HER sınav sonunda bir başarısızlık tablosu ortaya çıkıyor. İster üniversiteye girmek için yapılan YKS sınavları, ister liselere girmek için yapılan LGS, ister PISA olsun başarısız kalıyoruz.

Daha kötüsü, yerimizde saymıyoruz, hızla gelişen dünyadaki yerimiz adım adım gerilere düşüyor.

Bu gidişle Türkiye’nin “orta gelir tuzağı”nı aşarak öngörülebilir bir gelecekte gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşması imkânsız.

 

SINAVLAR GÖSTERİYOR Kİ

Önce eğitim uzmanı arkadaşımız Nuran Çakmakçı’dan aldığım sınav sonuçlarına bakalım: Türkçe testlerinde 40 soruda doğru cevap ortalaması bu sene 16’dan ibaret. (Rakamların küsuratını atıyorum.)

Daha çok soruya veya daha az soruya doğru cevap verenler var, ortalamaları böyle.

2017 yılında 19’muş, bu sene 16’ya inmiş.

Yine 40 soruda doğru cevap ortalaması sosyal bilimlerde 6’ya inmiş. Temel matematik sorularında ise 6.6’ya düşmüş.

Fen bilimlerinde ise 20 soruda doğru cevap ortalaması sadece 2.8’dir.

Bu hazin tablo yetiştirdiğimiz nesillerin ortalama eğitim kalitesini yansıtıyor. Çocukların kusuru değil, onları ortaöğretimde iyi yetiştiremeyen bizlerin ayıbıdır.

LGS sınavlarına gelince, TEOG’un kaldırılması, karışıklıktan başka neye yaradı?

 

TEMEL ZİHNİYET SORUNU

World Economic Forum (WEF) her yıl “Küresel Rekabetçilik Raporu” yayınlıyor. Çağımızda ekonominin belirleyici unsurlarından biri eğitim olduğu için, raporda eğitime de yer veriliyor.

2008 raporunda Türkiye ilk ve ortaöğretim alanında 146 ülke içinde 91. sıradaydı.

2018 raporuna baktım, Türkiye “eğitim sisteminin kalitesi”nde 101. sıraya inmiş; karşısına aşağı doğru grafik işareti koymuşlar.

Temel eğitimde 105. sıraya düşmüşüz; karşısında yine aşağı doğru grafik işareti var.

Matematik ve fen bilimlerinde 104. sıraya inmişiz; grafik işareti yine aşağıya doğru. (WEF, World Competitivness Report 2018, s. 293)

Fakat eğitimde bu kadar kötü iken, havayolları koltuk sayısında dünyada 17. sıradayız!

Bu de demek?

Modern medeniyetin konforunu hızla benimseyip zihniyetini idrakte yavaş kalmak demek!

Tüm modernleşme tarihimizde bugün de devam etmekte olan temel zihniyet sorunumuz!

 

‘KALİTE’ ZAMANI

Aynı raporda Türkiye’nin sağlık, ulaştırma, eğitimin yaygınlaşması gibi alanlarda hayli başarılı olduğu görülüyor. Fakat altyapıdaki bu olumlu gelişmelerle ulaştığımız yer, 10.000 dolar kişi başına gelirdir. On yıldır böyle, bir türlü ötesine geçemiyoruz.

Ötesine geçmemiz ancak eğitim, hukuk, kurumsal etkinlik, diplomasi gibi alanlarda “kalitatif“ atılımlar yapmamıza bağlı.

Bugün TL dolar karşısında en çok değer kaybeden para ise sebebi ihracatımızda teknoloji payının çok düşük olmasıdır.

Teknoloji üretmek nasıl olur? Teknoloji üretecek nesiller yetiştirmekle ve kurumları desteklemekle olur.

 

BİRLEŞİK KAPLAR GİBİ

Türkiye eğitim kalitesinde 105. sırada iken, aynı raporda Hindistan’ın eğitim kalitesi 46. sıradadır.

Yargı bağımsızlığı sıralamasında Türkiye 103. sırada, Hindistan 53. sırada!

Ekonomik rekabet gücü sıralamasında Hindistan 40. sırada, Türkiye 53. sırada.

Eğitim, hukuk, ekonomi; hepsi birleşik kaplar gibi.

21. yüzyıl kimlik çatışmalarının, ticaret savaşlarının, Ortadoğu’da radikal hareketlerin artacağı bir yüzyıl olacak gibi gözüküyor.

“Güçlü Türkiye” sözünün bu çağda bir tek anlamı var; eğitim, hukuk, demokrasi, teknoloji, bilim alanlarında “yüksek kalite”ye ulaşmak.

Sayın Ziya Selçuk’a bütün kalbimle başarılar diliyorum

Lorem ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry.

Comments


EmoticonEmoticon