YA D İ Rİ S İ GELSEYD İ ! Çelebi Mehmed, ağabeyi Musa ile bir kez daha saltanat mücade lesine girişmek üzere, atının dizginlerini Rumeli yönüne çevirmişti. İşte bu sırada Karamanoğlu Mehmed Bey de Anadoluaa ortaya çıkan otorite boşluğundan istifade etmek üzere barak.ete geçti. Şayet daha evvelki mücadelelerde olduğu gibi Musa Çelebi, Çele bi Mehmede galip gelecek olursa Anadoluaa hakimiyeti ele geçirmek istiyordu. Bu maksatla bütün kuvvetleriyle Osmanlı topraklarına doğru hücuma geçti. Zulüm, yaramazlık ve fesat kanatlarını açarak ülkeye ziyan vermeye girişti. Yağma ve vurgun maksadıyla Bursa üzerine yürüdü. Bursa muhafızı Hacı İvaz Paşa kaleyi savunabilmek için gerekli tertibatı almış bulunuyordu. Şehrin zaptının kolay olmayacağını gö ren Karamanoğlu işi zamana bırakmaya karar verdi. Bursa'ya doğru akan Pınarbaşı Suyu'nu Çelmiz Deresi'ne doğru akıtarak hisarda bekleyenleri susuz bırakmayı, böylece teslim olmaya zorlamayı düşündü. Bu iş için usta ve ameleler ile gerekli malzemeyi getirtti. Hacı İvaz Paşa durumu anlayınca, onları bu işten vazgeçirmek üzere kale koruyucuları ile zamanlı zamansız saldırılar düzenlemeye" (Ahmet Şimşirgil – Kayı I)
başladı. Osmanlı askerleri süratle Karamanlılar üzerine saldırır ve esir ettikleri kimseleri kale burcunda sallandırırlardı. Bu durum karşısında Karamanoğlu, bir gece askerine ateşler yakıp meşaleler hazırlamalarını ve Kaplıca yolundan dağa çıkma larını, kaleyi göz altında tutan yere tırmanmalarını emretti. Bu şekilde şehrin eteklerine tırmanan Karamanlı askerler halka şöyle seslendiler: "Ey kanlarına susadığımız, kılıçların dişleri arasında parça lanmaya layık olan gafiler! Bunca kalabalık bir ordu bize imdada geldi. Yarın sabah olur olmaz savaşa başlanacak ve yürüyüş ger çekleştirilecektir. Ondan sonra cenkten kaçmanız ve kaleyi teslime kalkışmanız sizler için utanç olur. Yarın görürsünüz ki size nice oyunlar gösterilir." Hacı İvaz Paşa ise Karamanlıların hilesine alışıktı. Ancak tedbiri elden bırakmayıp gizlice dışarıya birkaç adamını çıkardı. Bunlar gece karanlığından istifade ile etrafı gezip gerçek durumu anladılar. İvaz Paşa durumu öğrenince dakika kaybetmeyip seçme bahadırlarını kaplıca kapısından dışarı çıkardı. Bu kuvvetler tepedeki Karaman askerleri ininceye kadar Karaman ordugahına büyük bir baskın verdiler. Elde ettikleri ganimetlerle tekrar kaleye döndüler. Ancak uzun süren kuşatma sonucunda kalede olan halk sıkıntıya düşmüş, her bakımdan bıkınlık hasıl olmuştu. İvaz Paşa dahi atılan oklar sebebiyle birkaç yerinden yaralanmıştı. Buna rağmen Çelebi Mehmed'in düşmanı bozguna uğrattığı haberi geldiğini, yakında kendisinin de ulaşacağını bildirip halk ve gazileri gayrete getirdi. Gerçekle bir ilgisi olmayan bu gibi haberlerle kaledekileri teskin eder, gönüllerini ferahlandırırdı. Böylece tam otuz dört gün geçti. Kaledekilerin durumlarının iyice kötüye gittiği bir sırada ansızın şehre doğru kalabalık bir ka filenin gelmekte olduğu görüldü. Bu, Musa Çelebi'nin cenazesiydi. Karamanoğlu Mehmed Bey bu haberi öğrendiği anda diren me gücünü yitirdi. Korku yüreğine oturdu. Keder ateşi içini yakıp dağladı. Çelebi Mehmed'in artık her an gelebileceğini düşünerek
alev alev yaktı. Karamanoğlu'nun Harman danası lakabıyla anılan bir nedimi vardı. Gayet şişman ve pek güleç olup çevresine neşe saçardı. Kaç tıkları sırada at tepmekten yorulmuş, canından bezmiş olduğu halde Karamanoğlu'na hitapla: "Han'ım Osmanoğlu'nun ölüsünden böyle kaçınca, dirisi gelmiş olsaydı ne eder, ne yapar, nereye giderdik" diye sordu. Karamanoğlu gerçek olan bu latifeden fena halde alındı. Yüzü nün her kılından terler dökülerek gazaba geldi. Uygunsuz küfürler savurdu ve zavallıyı hemen orada bir ağaca astırıverdi.157 Ancak içindeki korku gittikçe artıyor, bir an önce Konya'ya ulaş mak üzere can atıyordu.
Tarih, bayramcigerli.blogspot.com,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,
Bayram Cigerli,Tarih Notları, Osmanlılar,Tarih Konu Anlatım,Ahmet Şimşirgil,Kayılar,