Ayasofya'nın dış mekanında imparatorluğun her yerinden gelen mermerlerle oluşturulmuş duvarları imparatorluğun gücünü yansıtır. Mermer duvarlardan arta kalan bölümde ise dönemin imparatorlarının, eşlerinin, çocuklarının bulunduğu; altın, gümüş gibi malzemelerden yapılan mozaikler büyük önem taşımaktadır. Mozaiklerin günümüze ulaşmasında şüphesiz en önemli aşama Gaspare Trajano Fossati'nin gerçekleştirdiği restorasyondur.
Sultan Abdülmecid zamanında gerçekleştirilen restorasyonda Fossati, duvarlardaki mermer kaplamaları temizletip cilalatmıştır. Tonozlar ve kemerler arasında çalışmalara Osmanlı'nın boyadığı badanaları yavaş yavaş kazıyarak başlamıştır. Tabakaların ardından eski Bizans mozaikleri çıkmıştır. İlk mozaiğe rastlayan İtalyan mimar Fossati dönemin padişahı Sultan Abdülmecid'i Ayasofya'ya davet ederek fikrini sormuştur. Sultan Abdülmecid'in de kararıyla mozaikler ortaya çıkarılmaya başlanmıştır. Mozaikleri ortaya çıkarırken yapı içine iskeleler kurulup nakışlar yenilenmiş. Dönemin ünlü hattatı Hattat Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin yazdığı İslam aleminin en büyük hat levhaları olarak bilinen 8 adet cami takımı bu çalışmalarda ana payelere asılmış. Ayrıca yapının kubbesine Nur Suresi'nin 35. ayeti bu restorasyonda işlenmiştir. Fossati bu çalışmalarını 1849 yılında tamamlayıp, caminin Ramazan ayında açılmasını sağlamıştır. İtalyan mimar, Ayasofya'nın mozaiklerini belgeleyecek bir fotoğraf albümü çalışması yapmak için Rus çarından yardım istemiş ancak istediği yardımı alamayınca bu çalışmayı bırakmış. Fotoğraf albümüne Ayasofya'nın iç ve dış görünümlerini, yapının çevresini gösteren levhalarla devam etmiş. Albümü Sultan Abdülmecid'e sunmak için Londra'da bastırmıştır.
Bu albüm içinde 25 levha bulunuyor. Albümün ilk sayfasında Sultan Abdülmecid'in yardımını belirten bir başlık sayfası bulunuyor. Albümde dönem Ayasofya'sının farklı duruşları, iç ve dış görünüşleri belge olacak niteliktedir.
Buradan İndiriniz