osmanlı dağılma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
osmanlı dağılma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2017 Pazartesi

Çanakkale de Türk Askeri

Çanakkale de Türk Askeri

Çanakkale de Türk Askeri

Düşmanla Karşılıklı siperlerimiz arasındaki mesafe sekiz metre.
Yani ölüm muhakkak…
Birinci siperdekiler tamamen şehit düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine gidiyor. Fakat, ne kadar gıptaya şayan bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? … Öleni görüyor, üç dakikaya  kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur (gevşeklik) göstermiyor. Sarsılmak yok…Okumak bilenlerin elinde Kur’anı Kerim, Cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, Kelime-i Şahadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk Askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”
         M.Kemal ATATÜRK                           

Limon Von Sanders
( Çanakkale Cephesi Komutanı -Alman ) :

"Düşman bütün dünyanın imkanlarına sahip olup,
ellerinde en yeni savaş gereçleri bulunurken,zavallı Türkler, sahra berkitmeleri yapmak için kendilerinde pek az sayıda bulunan zaruri aletleri düşmandan almak zorunda idiler.Sığınakları sağlamlaştırmak için zaruri olan tahta ve demir ise topa tutulmuş yerlerin enkazından alınıyordu. İhtiyaçlara yakın sayıda toprak çuvalı almak hiçbir zaman mümkün olmamıştır.
Tesadüfen İstanbul'dan birkaç bin toprak çuval geldiğinde,onların küçük rütbeli subaylarca,erlerin pejmürde olan giyimini az düzeltmek işinde kullanılması tehlikesi daima vardı."


Koca Seyit Onbaşı, 1889 Eylül ayında Balıkesir'in Havran ilçesi Çamlık köyünde dünyaya geldi. Seyit, 1909 Nisan başlarında askere alındı. 1912'de Balkan Savaşları'na katıldı. Savaş bittiğinde terhis edilmeyerek, topçu eri olarak Çanakkale cephesine gönderildi. Çanakkale Savaşı'nda gösterdiği kahramanlıklarla adını Türk tarihine yazdırdı. 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı sırasında Rumeli Mecidiye Tabyası'nda ayakta kalabilen tek top vardı, onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit Onbaşı, 276 kiloluk mermiyi kaldırarak, üç adım taşıdı ve namlunun ucuna sürerek ateşledi. Bu kahramanlığıyla Ocean gemisine büyük yara aldırdı. Koca Seyit 1939 yılında vefat etti

MEHMETCİĞE DERİN SAYGI
23 Nisan 1915 günü Conkbayırı’nda Türkler ve Birleşik Kuvvetler arasında korkunç siper savaşları oluyor. Siperler arasında 8-10 m. mesafe var. Süngü hücumundan sonra savaşa ara verildi. Askerler siperlerine çekildi. Yaralılar ve ölüler toplanıyor. İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz Yüzbaşı avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor, kurtarın diye yalvarıyordu. Ancak hiçbir siperden kimse çıkıp yardım edemiyor. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından aslan yapılı bir Türk askeri silahsız siperden çıktı. Hepimiz donup kaldık. Kimse nefes alamıyor, ona bakıyorduk. Asker yavaş adımlarla yürüyor siperdekiler kendisine nişan almış bekliyordu. Asker yaralı İngiliz subayını okşar gibi yerden kucakladı, kolunu omzuna attı ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp geldiği gibi kendi siperlerine döndü. Teşekkür bile edemedik. Savaş alanlarında günlerce bu kahraman Türk askerinin cesareti güzelliği ve insan sevgisi konuşuldu. Dünyanın en yürekli ve kahraman askeri Mehmetçiğe derin sevgi ve saygılar.
Üsteğmen Cosey
(Sonradan Avustralya Genel Valisi olmuştur)




   
Çanakkale'de Alay komutanından son erine kadar şehit olan 57.P.Alayının sancağı, Avustralya'da bugün Melburn Müzesi'ndeki bir vitrinde sergilenirken altındaki plakette şunlar yazılıdır :

" Bu Alay Sancağı Gelibolu savaş alanından getirilmiştir , ama esir  edilmemiştir.Türk Ordusunun milli geleneklerine göre bir alayın sancağı , alayın son eri ölmeden teslim edilemez . Bu Sancak, sonuncu muhafızın da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk Alayı Sancağını selamlamadan geçmeyin"

,


3 Kasım 2017 Cuma

19.YY Islahat Hareketleri

19.YY Islahat Hareketleri

19.YY. ISLAHAT HAREKETLERİ
İÇİNDEKİLER

II.Mahmut Dönemi Islahat Hareketleri
Abdülmecit Dönemi : Tanzimat Fermanı - Islahat Fermanı
II.Abdülhamit Dönemi : I.Meşrutiyet - II.Meşrutiyet

 II.MAHMUT DÖNEMİ ISLAHAT HAREKETLERİ ( 1808 - 1839 )
A- askeri Alanda :

*          Alemdar Mustafa Paşa tarafından " Sekban-ı Cedit" adında askeri ocak kuruldu.Ancak yeniçerilerin isyanı sonucu bu askeri ocak kaldırıldı.
*          Yeniçerilerden seçilerek "Eşkinci" adıyla yeni bir askeri ocak kuruldu. Ancak bir süre sonra yeniçeriler biz talim istemiyoruz diyerek, bu ocağın yapılanmasına karşı çıktılar.* Bunun üzerine sarayda büyük bir divan kurulmuş , Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına karar verilmiştir. Halk,Esnaf,Medrese öğrencileri kaldırılmasını desteklediler.
*          Yeniçeri Ocağı kaldırıldı. " Vaka-i Hayriye " ( Hayırlı Olay ) ( 1826 ) Böylece, yeniliklerin önündeki en önemli engellerden birisi kaldırılmış oldu.
*          "Asakir-i Mansure-i Muhammediye" ( Muhammed'in askerleri) adıyla yeni bir askeri ocak kuruldu.
*          Askeri Bando kuruldu. ( Mızıka-i Hümayun )

B- Hükümet ve Yönetim Alanında :

*          Divan Örgütü kaldırılarak, yerine bakanlıklar kuruldu.
*          Sadrazam "Başvekil" unvanını aldı. ( Başbakan )
*          Devlet memurları, Dahiliye ( İç) ve  Hariciye (Dış) olarak iki bölüme ayrıldı.
*          Memurlar için Rütbe ve Nişan kabul olundu.
*          Memurlara kıyafet zorunluluğu getirildi.
*          Tüzük ve yönetmelikleri hazırlamak amacıyla çeşitli komisyonlar kuruldu.
*          Memurların yargılanma işlerine bakmak üzere "Dar-üş-Şura-yı Bab-ı Ali" kuruldu.
*          Bir fermanla, devletin bazı memur ve bazı halka uyguladığı Müsadere usulüne son verdi. Mülkiyet hakkı tanıdı. Müsadere : Devletin,memurun veya bazı halkın elindeki mallara  el koyması demektir. Fermanı : " Bundan böyle saltanatın, millet için bir dehşet ve korku kaynağı değil, fakat bir destek olmasını istiyorum. Bunun için kişinin malına devletçe el konulması ( Müsadere) geleneğini kaldırıyorum"
*          Memurlara maaş usulü getirildi.
*          Osmanlı uyruğunda olan herkese tam bir din ve mezhep özgürlüğü tanıdı. Fermanı : " Tebaamdan Müslümanları ancak Camide, Hıristiyanları Kilisede , Musevileri de Havra'da tanımak isterim"
*          Ayanlıklar kaldırıldı. Büyük eyaletler illere bölündü. İllerin merkeze bağlanmasıyla güçlü bir merkeziyetçi yapı oluşturuldu.
*          Devlet görevlilerinin hediye ve rüşvet alması yasaklandı.
*          Resmini yaptırarak , devlet dairelerine astırdı. ( Sonradan gelenekselleşti )
*          İlk defa Posta ve Karantina teşkilatlarını kurdu.
*          İlk defa askeri amaçlı nüfus sayımı yaptırdı. ( 2,5 Milyon Anadolu'da - 1,5 Milyon Rumeli'de erkek nüfus)
*          Ülke içi gezi ve teftiş yöntemleriyle, yönetimi iyileştirmeye çalıştı.

C-  Kültür Alanında  :

*          Medreselerin yanında yeni okullar açıldı.
*          İlköğretim İstanbul'da zorunlu hale getirildi.
*          Rüştiye ( Ortaokul ) ve Mekteb-i Ulum-u Edebiye adlı ,yüksek öğretime öğrenci yetiştirme amaçlı okullar açıldı.
*          İlk kez Avrupa'ya öğrenci gönderildi.
*          Devlet memuru yetiştirmek amacıyla , "Mekteb-i Maarif-i Adliye" kuruldu.
*          Mekteb-i Harbiye ( Harp Okulu ) , Mekteb-i Tıbbiye ( Tıp Fakültesi ) , Mızıka-yı Hümayun ( Bando Okulu ) gibi yüksek okullar açıldı.
*          Takvim-i Vekayi adlı ilk resmi gazete çıkarıldı.

D-  Ekonomi Alanında :

*          Yol yapımlarına önem verildi.
*          Devlet memurları ve askerlerin yerli kumaş kullanması zorunluluğu getirildi.
*          Çuha fabrikası kurulmasına çalışıldı ( Kumaş )
*          Tüccar ve Esnafa, Avrupa mallarıyla rekebet edebilmesi için, gümrük kolaylıkları sağlandı.
*          İngiltere ile yapılan 1838 Balta Limanı ticaret antlaşması , Osmanlı Devletinin zararına gelişmiş, dışa bağımlılığı artırmıştır.

ABDÜLMECİT DÖNEMİ ( 1839-1861 )

TANZİMAT FERMANI (TANZİMAT- HAYRİYE) (GÜLHANE HATT-I HÜMAYUNU) - 3 KASIM 1839

*          Tanzimat Fermanını, Londra elçiliğinden Dışişleri Bakanlığına getirilen " Mustafa Reşit Paşa " hazırlamıştır.
*          Ferman, Topkapı sarayının Gülhane bahçesinde, padişah, sadrazam, yabancı devletlerin elçileri, patrikler, büyük devlet memurları önünde "Mustafa Reşit Paşa " tarafından okunmuştur.

İlanının Nedenleri :
*          Avrupalıların içişlerimize karışmasını engellemek
*          Halkın sosyal yapısında yenilikler yaparak çağdaşlaşmayı sağlamak
*          Mısır valisi M.Ali Paşa'ya karşı Avrupalı devletlerin desteğini sağlamak

Maddeleri :
*          Müslüman ve Hıristiyan bütün uyrukların, ırz , namus, can ve mal özgürlüğüne ve güvenine kavuşması
*          Vergilerin herkesin gelirine göre düzenli bir şekilde alınması ve toplanması
*          Askerlik işlerinin bir düzene konulması ve askere alınma ve bırakılmanın sağlam bir esasa bağlanması
*          Mahkemelerin açık olması ve hiç kimsenin haksız yere idam edilmemesi ve zehirlenmemesi
*          Herkesin mal ve mülküne sahip olaması ve bunu miras olarak bırakabilmesi
*          Rüşvet ve İltimas'ın ( Torpil-Kayırma ) kalkması

Önemi : Tanzimat fermanıyla Osmanlılara " Kanun " gücü girmiş oluyordu. Esaslı sonucu, Tanzimat dönemi aydın tipi yetiştirerek eğitimde vermiştir.

ISLAHAT FERMANI ( 1856 )

*          Tanzimat Fermanını tamamlayıcı niteliktedir.
*          Müslümanlarla, gayrimüslimler arasındaki eşitsizliği giderme amacına yöneliktir.( Azınlıklara yöneliktir )
*          Dış devletlerin, içişlere karışmasını engelleme düşüncesi vardır.
*          Paris Antlaşmasında, Rusya'ya karşı İngiltere ve Fransa'nın desteğini sağlamaya yönelik çıkarılmıştır.
Maddeleri :     Hıristiyan ve Musevilere Şu Haklar Verilmiştir :
*          Din ve Mezhep Özgürlüğü , Okul, Kilise, Hastane gibi bazı binaların tamiri ve yeniden inşası
*          Hıristiyan ve Musevileri küçük düşüren deyim ve sözlerin kullanılmaması
*          Hıristiyanların da Türk ve Müslümanlar gibi devlet memurluklarına atanmaları ve her çeşit okullara gidebilmeleri
*          Mahkemelerin açık yapılması , herkesin kendi dinine göre yemin etmesi.
*          Hapishanelerin ıslahı ve kanunların Hıristiyan uyruğun dillerine de çevrilmesi
*          İşkence, dayak ve angaryanın kaldırılması
*          Vergilerin adalet içinde, herkesin gelirine göre alınması ve iltizam usulünün ıslah edilmesi
*          Askerlik için nakdi bedelin kabul edilmesi ve Hıristiyanların ne şekilde askerlik yapacağının belirtilmesi
*          Hıristiyanların il meclislerine üye olabilmeleri
*          Yabancı uyruğundan olan kimselerin de , vergilerini vermek suretiyle mal ve mülk sahibi olabilmeleri
*          Tarım ve ticaret işlerinin yoluna konması. Herkesin şirket ve banka gibi ticari nitelikte kurumlar kurabilmeleri.

II.ABDÜLHAMİT DÖNEMİ ( 1876 - 1909 )

I.meşrutİyet   ( 23 Aralık 1876 ) (kanun-İ esasİ) ( İlk anayasa )

*          Tanzimat döneminde, Avrupa ile yakın ilişkiler içinde olan, Avrupa'yı yakından gören ve onların Osmanlı Devleti üzerine siyasi emellerini öğrenen bir aydın sınıf yetişti. Bunlara "Jön Türkler" ya da  "Genç Osmanlılar " denilmiştir. Mithat Paşa, Namık Kemal, Ziya Paşa , Serasker Hüseyin Avni Paşa önemli temsilcileridir.
*          Genç Osmanlılar, Osmanlı Devletinin kurtuluşunu içinde yaşayan halka yönetme hakkı vermekle, gerçekleşeceğine inanıyorlardı.Böylece halk yönetime katılacak, kendisini temsil edecek, dış devletlerin Osmanlı Devleti içine müdahalesine ortam hazırlanmamış olacaktı.
*          Meşrutiyeti ilan etme sözü veren, II.Abdülhamit V.Murat'ın yerine tahta çıkarılmıştır.
Önemi  :
*          Osmanlı Devletinde ilk kez rejim değişikliği oldu.
*          Tüm azınlık guruplara parlamentoda temsil hakkı tanınmıştır.
*          Osmanlı halkı ilk kez yönetime katılma, seçme ve seçilme haklarına kavuşmuştur.
*          Osmanlı Devletinde ilk kez Anayasal Düzen kuruldu.
*          Osmanlı Parlamentosu ; Padişahın seçtiği üyelerden oluşan Ayan Meclisi ve Halkın seçtiği milletvekillerinden oluşan millet Meclisi olarak iki meclisten oluşmuştur.
*          Hıristiyanlardan 44, Yahudilerden ( Musevilerden ) 4, Müslümanlardan 71, (Toplam 119) ve Padişahın belirlediği 26, ayandan oluşmuştur. Meclis başkanlığına Ahmet Vefik Paşa seçilmiştir.
Not : 1877-78 Osmanlı - Rus Savaşının başlaması üzerine, meclisin uyumlu çalışmadığı gerekçesiyle II.Abdülhamit, parlamentoyu dağıtarak, Meşrutiyet rejimini yürürlükten kaldırmış, 30 yıl boyunca sıkı, baskıcı bir yönetim izlemiştir.

II.Meşrutiyet ( 24 Temmuz 1908 )

1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşını ( 93 Harbi ) bahane eden II.Abdülhamit Meclis-i Mebus an'ı kapatarak,Anayasa'yı yürürlükten kaldırdı.Ülkede İstibdat ( Baskı ) uygulayarak yönetmeye başladı. Aydınlar bu durum üzerine Meşrutiyet'in yeniden yürürlüğe girmesi amacıyla gizlice mücadele etmeye başladılar.Bu mücadelede merkezi Makedonya'da Selanik bulunan " İttihat ve Terakki Partisi " en etkili olan kuruluştur. Bu dönemde M.Kemal'de Suriye'de " Vatan ve Hürriyet " adlı bir cemiyet kurduysa da bu cemiyetin Suriye'de etkili olamaması nedeniyle bu cemiyet İttihat ve Terakki Cemiyetiyle birleşmiştir.

1908 yılında İngiltere ve Rusya'nın Reval'de görüşmeleri , bu görüşmelerde İngiltere'nin Rusya'yı Osmanlı Devletine karşı izlediği politika da serbest bırakması üzerine mücadele hızlanmış Makedonya'da Resneli Niyazi adlı subayın isyan etmesiyle II.Abdülhamit Meşrutiyeti II.defa ilan etmek zorunda kalmıştır.( 24 Temmuz 1908 ).

II.Meşrutiyet'le birlikte İttihat ve Terakki Partisinin karşısına " Ahrar " partisi kurulmuştu.Parti Meşrutiyet rejimine karşı tavır izlemekteydi.Sonuçta İstanbul'da
31 Mart Olayı ( 13 Nisan 1909 ) dediğimiz ayaklanma çıktı.

Önemi : Osmanlı Devletinde rejime karşı çıkan ilk ayaklanmadır.

Bu ayaklanmayı merkezi Selanik'te bulunan "Hareket ordusu" bastırdı.Ordunun komutanı Mahut Şevket Paşa, Kolağası ( Kurmay başkanı) M.Kemal'di.


Sonuçları  :
*          Hareket ordusu isyanı bastırdı,İstanbul'da düzen yeniden sağlandı.
*          II.Abdülhamit ayaklanmayı bastırmadığı, hatta ayaklanmada rolü olduğu gerekçesiyle tahttan indirilerek yerine V.Mehmet Reşad tahta geçirildi.
*          Anayasa'da bazı demokratik değişiklikler yapılarak,Padişahın yetkileri sınırlandırıldı.
*          Karışıklıklar tam olarak önlenemedi.