Afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Aralık 2017 Pazartesi

Boerler ve Cecil Rhodes

Boerler ve Cecil Rhodes

https://www.britishbattles.com/first-boer-war/battle-of-majuba-hill/
Birinci Boer Savaşı'nda Majuba Tepesi Savaşı
Ümit Burnu’nun keşfinden sonra Doğu’ya giden yeni ticaret yollarını bulan Portekizliler, önünden sık sık geçmelerine rağmen Güney Afrika'yla İlgilenmediler. 17. yüzyılın başında Hollanda Doğu Hindistan Şirketi’nin baharat ticaretinin tekelini eline almasından sonra Güney Afrika’ya yerleşen Hollandalılar Kap bölgesinde bir koloni oluşturdular. Başlangıçta sadece sefer halindeki gemilerin durak noktası olan Kap, zamanla metropolden akın eden göçmenlerin Boer adını alarak çiftçilik yaptıkları verimli bir araziye dönüştü. Flemenkçeden türetilen Afrikaner dilinin benimsenmesinden sonra, tarım üretiminin doyum noktasına ulaşmasıyla Boerler koloni çevresindeki topraklara yayılmaya başladılar. Kısa bir müddet sonra geniş bir alanda yarı göçebe hayvancılığa dayanan bir yaşam biçimi oluştu.
Kolonileştirilmiş Afrika

Siyahlarla çatışmaların başlangıcı bu yarı göçebe çiftçilerin koloni yönetimine karşı çıkmalarıyla at başı gitti. 18. yüzyılın sonuna doğru Doğu Hindistan Şirketi'nin mali zorluklar içine düşmesi İngilizlerin bölgeye girmesini kolaylaştıran bir zemin oluşturdu. İngilizler ticari yaşamı canlandırmada oldukça başarılı oldularsa da karışıklıkların üstesinden gelemediler. İngilizler önceleri yerel yönetime dokunmayarak sınırlı reformlara giriştiler. Büyük Balık Irmağı civarına beş bin İngiliz yerleştirildi. Önceki göçmenler gibi Afrikanerler arasında erimeyen ve ticaretle uğraştıklarından güçlü bir konum elde eden bu yeni göçmenlerin baskısıyla; yönetim, yasama, yargı ve eğitim alanında yeni kurumlar ortaya çıktı.
Bir Boer birliği, 1900
İngiltere'deki liberal çevrelerin girişimiyle kölelik 1833’te kaldırıldı. Önceleri izlenen ilhakçı politika terkedilerek siyah kabile şefleriyle uzlaşma yoluna gidildi. İngiliz yönetiminin izlediği politikalardan hoşnut olmayan Afrikanerler kuzeydeki topraklara yerleşmek üzere büyük bir göç hareketi başlattılar. Siyahlarla çatışarak Natal’e ulaşmayı başaran göçmenler 1838’de Güney Afrika Cumhuriyeti adı verilen kısa ömürlü bir devlet kurdular. İngilizlerin 1843’te Natal’i ilhak etmesi üzerine Oranj'a yönelen topluluk Oranj Bağımsız Devleti’ni kurdu.

1860’da ise Transvaal'da Güney Afrika Cumhuriyeti canlandırılarak belirli bir uyum sağlandı. Göç sırasında Kap Kolonisindeki Afrikanerler zamanla İngiliz yönetimine uyum sağladılar. Siyahların denetim altına alınması ve yeni göçmenlerin gelmesiyle Kap Kolonisi 1872’de içişlerinde bağımsız bir birim haline geldi. 1868'de elmas, 1886'da altın yataklarının bulunması ekonomide ciddi bir dönüşüm yarattı. Göçmen nüfus artarken demiryolu ağı hızla yayıldı. Düşük ücretle çalıştırılan siyahlar, beyazların gördüğü kalifiye işler dışında madenlerin başlıca işgücü kaynağı haline geldi.
Güney Afrika'daki cumhuriyet ve kolonileri tahta bağlı özerk bir federasyon altında toplamaya yönelen İngilizlerin, Transvaal’da giriştikleri ilhakçı politika sert bir direnişle karşılaştıktan sonra İngilizler 1884’te Transvaal’ın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldılar.
Elmas madeninde çalışan Zululu çocuklar

Bu arada Kap Kolonisi'nde Afrikaner Bond* ile ittifak kurarak 1890’da hükümetin başına geçen Cecil Rhodes, İngilizlerle işbirliği içinde Siyahların oturduğu toprakları ele geçirmeye yöneldi. Rhodes Güney Afrika şirketi kurarak Rodezya** adı verilen toprakları da ele geçirdi. Altın yataklarının bulunması Transvaal'e kalabalık bir göçmen topluluğunun yayılmasına yol açtı. Hükümet göçmenlerin yönetimde ağırlık kazanmasına engellemek amacıyla oy hakkını kısıtlama yoluna gitti. Kap Kolonisi'nde İngiliz karşıtı bir eğilim gelişmeye başladıktan sonra Transvaal ve Oranj bağımsız devleti arasındaki yakınlaşma ve Alman desteğinin gündeme gelmesi bölgede yeni bir gerilim yarattı. Alman müdahalesinin bertaraf edilmesinden sonra yabancılara haklarını iade eden İngilizler 1899'da Boer Savaşı adı verilen savaşın patlak vermesini engelleyemediler. Savaşın başında gerilla taktikleri uygulayan Boerlerle baş edemeyen İngilizler, sivil halkı da içeren bir terör dalgasıyla 1902'de savaşı kazandılar. Boer cumhuriyetleri böylece bağımsızlıklarını yitirdiler.

*Güney Afrika'da faaliyet gösteren bir parti. 
** Güney Rodezya bugünkü  Zimbabwe; Kuzey Rodezya ise bugünkü Zambiyadır. Rodezya adı Cecil Rhodes'tan dolayı verilmiştir. 

Metnin Kaynağı; Sosyalizm ve Top. Müc. Ansk., İletişim Yayınları, s. 1277

23 Aralık 2017 Cumartesi

Köle Ticaretinde Müslüman Arapların Rolü

Köle Ticaretinde Müslüman Arapların Rolü


http://museums.fivecolleges.edu/detail.php?museum=&t=objects&type=ext&f=&s=&record=8&id_number=AC+1954.9
18. yüzyılın sonunda köle ticaretinin büyük kısmı, Afrika boynuzunun güneydoğusundaki Zanzibar adasını fetheden ve oraya yerleşen Ummanlı Arap sultanlarının eline geçti.
Portekizliler kıtaya ayak bastıklarında Arapların hâkim olduğu Doğu Afrika'da kölecilik yaygın ve gelişkin bir sistemdi, kıtanın batısında da İslamiyete paralel olarak yayılıyordu... İslam dünyası her zaman zenci köle kullanmıştır,deniz aşın köle ticareti Müslüman tüccarlar için önemli bir kazanç kapısıydı. Arapların köleciliğiyle Avrupalılarınki arasında temel fark, ilkinin "lüks tüketim”, ikincisinin ise "temel tüketim maddesi" ticareti yapmalarıydı, denebilir. Arap toplumlarında köleler daha çok hizmetkâr olarak ev işlerinde çalıştırılıyor, cariye, odalık, ya da harem ağası olarak kullanılıyorlardı. Önemli bir fark da, kölelerin Arap kültüründe asimile edilmesi, toplumsal yaşayışa da katılabilmeleridir. Kölelerden bir kısmı, diğerlerini İslam toplumuna uyacak şekilde eğitiyordu, ayrıca zencilerin büyük kitleler halinde bir arada bulunabilecek şekilde çalıştırılmamaları, onların kendi kültürlerini korumalarını ya da geliştirmelerini engellemiştir.

Zanzibar limanındaki köle pazarı
https://www.britannica.com/topic/slave-trade/images-videos

18. yüzyılın sonunda köle ticaretinin büyük kısmı, Afrika boynuzunun güneydoğusundaki Zanzibar adasını fetheden ve oraya yerleşen Ummanlı Arap sultanlarının eline geçti. Sultanlar bir kısım köleyi karanfil plantasyonlarında çalışmak üzere alıkoydularsa da, genişleyen ticaret hacmi, daha çok Kızıldeniz civarına, oradan da çeşitli ülkelere “ihraç edilen" köleleri kapsıyordu. Resimde (üstte) görülen ve Zanzibar'daki köle ticaretini konu alan 19. Yüzyıl resminde olduğu gibi, Araplar; Batılılara fildişi ve köle satarak zenginleşiyorlardı, Doğu Afrika'daki köle ticaretinin boyutlarını kestirmek güçtür, fakat 1870 yılında 60.000 civarında kölenin Doğu Afrika'dan çıkartıldığı bilinmektedir... Köle ticareti, özellikle Doğu Afrika'da Araplar aracılığıyla gerçekleştirilmişse de, bu sistemde Avrupalılar ve Araplar kadar siyahların da fonksiyonu ve sorumluluğu vardı; ırkdaşlarını beyazlara ya da Araplara satan siyah prensler ya da kabile şefleri olmasaydı, köle tacirlerinin işi çok daha zor ve tehlikeli bir hale gelecek, belki de imkânsızlaşacaktı.

Zanzibar Adası'nın yeri
Irkdaşlarını Araplara satan Afrika şefleri, uzun ve yavaş gelişen bir süreçten sonra ipleri ellerinden kaçırdılar. Bazıları tehlikeyi sezip ticareti engellemeye kalktıysa da başaramadı. Bunlardan biri olan Kongo Kralı V. Garda, 1641'de şöyle diyordu, "Bu bizim ve bizden önce bu yasaları koyan atalarımızın yüz karasıdır. Saflığımız, bin türlü belanın krallığıma musallat olmasına yol açtı. Sorun sadece saflık değildi. Afrika krallıkları da düşmanlarına karşı silahlanmak ve güç elde etmek için köle ekonomisine muhtaçtılar... Doğu Afrika'da 1770'ten yasaklandığı yıl olan 1896'ya kadar süren köle ticareti boyunca 1,5 milyon ile 3 milyon arasında siyahın özellikle Ortadoğu’da "el değiştirdiği" sanılıyor. Üç yüzyıl boyunca Afrika'dan; Ortadoğu’ya, Avrupa'ya, Güney ve Kuzey Amerika'ya nakledilen toplam köle sayısı ise, 10-15 milyon arasında tahmin ediliyor, bazı tarihçilere göre bu sayı 50 milyonu bulmaktadır.
Afrikalı köleleri Sahra boyunca nakleden Arap köle ticareti kervanı
https://en.wikipedia.org/wiki/Arab_slave_trade#/media/File:Arabslavers.jpg
Ortaçağ'da belli başlı köle ticaret yolları
https://en.wikipedia.org/wiki/Arab_slave_trade#/media/File:African_slave_trade.png

Metnin Kaynağı; Sosyalizm ve Top. Müc. Ansk., İletişim Yayınları, s. 1254-1255;

ayrıca bkz.
https://www.britannica.com/topic/slave-trade/images-videos
https://en.wikipedia.org/wiki/Arab_slave_trade

14 Temmuz 2017 Cuma

Herero ve Nama Kabilelerine Karşı Uygulanan Soykırımı

Herero ve Nama Kabilelerine Karşı Uygulanan Soykırımı


Herero ayaklanması ve şiddetle bastıran Alman birlikleri
http://www.ancient-origins.net/history-important-events/herero-and-namaqua-genocide-little-known-first-genocide-second-reich-003828
1880'lerde, Güney Afrika'da altının keşfedilmesiyle, büyük güçler arasında bu bölge için yoğun bir rekabet başladı. Bu rekabetin sonuçlarından biri, 1882’de Britanya ile Afrika'daki Hollanda kökenli maceracı Boerler arasında çıkan savaş;· bir diğeri ise Almanların 1884'te Güneybatı Afrika’yı ilhak etmesi idi.

General Trotha
20. yüzyıla varıldığında Almanya’nın Afrika'da başlıca dört sömürgesi vardı: Güneybatı Afrika, Alman Doğu Afrika’sı, Kamerun ve Togo. Ancak 1903’te Alman zulmü karşısında, bütün Afrika'da yaşanmış en geniş çaplı ayaklanmalardan biri başladı. 1907'ye kadar süren ayaklanmaya Alman silahlı kuvvetlerinin tepkisi, kitlesel bir soykırım oldu. Bölgeye gönderilen General Trotha,  Genel Kurmay Başkanı Kont Schlieffen’e ayaklananHerero ve Nama kabilelerinin "bir millet olarak yok olması gerektiğine inandığını" söylüyor, Kont Schlieffen de bu tavrı tamamen onayladığını bildiriyordu.

Bütün savaş, sırasında Almanların öldürdüğü 60 bin-80 bin kişiye ek olarak, kimi köyler Alman ilerlemesi karşısında toplu intiharı seçtiler. Alman Doğu Afrika’sı ise kan kaybını özellikle I.Dünya Savaşı sırasında yaşadı. Bölgedeki başarılı Alman komutanı, Albay Paul von Lettow Vorbeck’in düzenlediği başarılı  gerilla hareketleri sonucunda yalınızca İngiliz kontrolündeki Doğu Afrika’da 62.220 kişi öldürüldü (istatistiklerde ölen hamallar sayılmamış).


Ancak l.Dünya Savaşı sonunda Almanya bütün sömürgelerinden arındırıldı ve Milletler Cemiyeti’nin bir kararıyla, Güneybatı Afrika, Güney Afrika Birliği'ne katıldı.
Toplama kampındaki esir Hererolar
http://www.civox.net/Le-Memorial-de-la-Shoah-leve-le-voile-sur-le-massacre-de-65-000-Herero-et-10-000-Nama-entre-1904-et-1908-dans-la-colonie_a8183.html
Alman Güneybatı Afrika'sı, 1884-1915
https://quod.lib.umich.edu/j/jii/4750978.0012.201/--first-genocide-of-the-20th-century-and-its-postcolonial?rgn=main;view=fulltext



1884-1905 Güney Afrika...


Kamplardaki Nama, Herero ve mulattoes üzerine yapılan araştırmalar, ırk ve soykırım hakkındaki Alman fikirlerini destekledi. Daha fazla çalışma için yaklaşık 3.000 kafatası Almanya'ya gönderildi.
http://www.jpost.com/Blogs/The-Cutting-Edge/Nazi-Policy-and-Black-VictimsBefore-During-and-After-the-Holocaustfrom-Africa-to-Berlin-to-North-Carolina-453799


Ana Metin: Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi, Cilt 2, İletişim Yayınları, s. 426


ayrıca bkz.
https://lets-be-clear.blogspot.com.tr/2012/11/namibias-herero-and-nama-debunk-single.html (sömürge politikasıyla ilgili yazı ve görseller)
https://quod.lib.umich.edu/j/jii/4750978.0012.201/--first-genocide-of-the-20th-century-and-its-postcolonial?rgn=main;view=fulltext (ilgili yazı ve görseller)
http://www.civox.net/Le-Memorial-de-la-Shoah-leve-le-voile-sur-le-massacre-de-65-000-Herero-et-10-000-Nama-entre-1904-et-1908-dans-la-colonie_a8183.html (yazı ve görseller)

https://www.youtube.com/watch?v=8UehndG8HQg   (Belgesel - Before the Jewish Genocide was the Namibia Genocide and the Second Reich)