E-Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
E-Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 Mart 2020 Pazartesi
6 Şubat 2020 Perşembe
E-kitap İstanbul Üniversitesi Gazeteden Tarihe Bakış Projesi
1928-1942 yılları arasında yayımlanmış 580 bine yakın sayfa gazete İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphânesi tarafından PDF formunda okurlarının hizmetine sunulmuş.
Gazeteden Tarihe Bakış Projesi
Gazete | Link |
---|---|
Açık Söz | Tıklayınız |
Akşam | Tıklayınız |
Anadolu | Tıklayınız |
Aydın | Tıklayınız |
Beyoğlu | Tıklayınız |
Bugün (Siyasi, İktisadi, İçtimai, Gündelik Gazete) | Tıklayınız |
Cumhuriyet | Tıklayınız |
Doğu | Tıklayınız |
En Son Havadis | Tıklayınız |
Haber (Akşam Postası) | Tıklayınız |
Hakikat | Tıklayınız |
Hakimiyeti Milliye | Tıklayınız |
Halkın Dili | Tıklayınız |
Halkın Sesi | Tıklayınız |
İkdam (Halk Gazetesi) | Tıklayınız |
İkdam (Cumhuriyet için, Halk için) | Tıklayınız |
İkdam (Sabah Postası) | Tıklayınız |
Kurun | Tıklayınız |
Milliyet | Tıklayınız |
Munakaşa | Tıklayınız |
Son Posta | Tıklayınız |
Son Telgraf | Tıklayınız |
Son Saat | Tıklayınız |
Tan | Tıklayınız |
Tasviri Efkar | Tıklayınız |
Türk Sözü | Tıklayınız |
Türk Dili | Tıklayınız |
Ulus | Tıklayınız |
Vakit | Tıklayınız |
Vatan | Tıklayınız |
Yeni Asır | Tıklayınız |
Yeni Sabah | Tıklayınız |
4 Aralık 2019 Çarşamba
E-Kitap Geçmişten Günümüze Göç
A - Eskiçağlarda Göçler Ayşe Sina Antikçağ’da Bir Göç Modeli: Klerukhia ..................................................................................................................................17 Hüseyin Üreten Metoikoslar: Antikçağın Göçmenleri........................................................................................................................................29 Ergün Laflı Eskiçağ’da Amisos’a Yapılan Göçlere İlişkin Kısa Bir Not .................................................................................................39 Hatice Palaz Erdemir Troialı Hecuba’den Palymralı Zenobiaya Savaş ve Göç ..........................................................................................................43 Emine Kapka Kelt Göçleri: Avrupa’ya Yayılış ve Faaliyetler.........................................................................................................................55 Nazan Sünbül Eski Mezopotamya Tarihinde Sami Göçleri .............................................................................................................................63 Hasan Ali Şahin Eski Çağlarda Orta Asya’dan Önasya’ya Yapılan Göçler.........................................................................................................73 B - Osmanlı Öncesi Göçler Fatma İnce Doğu Karadeniz Bölgesinin Bugünkü Demografik Yapısının Ortaya Çıkmasını Sağlayan 2 Göç Hareketi: Çepni ve Kıpçak Göçleri.......................................................................................................................................................................................87 Süleyman Özbek Bahrî Memlukler Zamanında Suriye ve Mısır’a Moğol Göçü ve Sonuçları ............................................................................95 Yasemin Örnek Ay Lombardların İtalya Göçü (568).............................................................................................................................................103 C - Balkanlardan Göçler Berna Çaçan Osmanlı Gazeteleri ve Dergileri Işığında Balkan Göçleri ......................................................................................................111 Ayşenur Bilge Zafer Balkan Savaşı’nda Sırp İşgaline Uğrayan Bölgeler ve Bu Bölgelerden Göç Eden Müslümanların Mal Varlığı Sorunu.......123 Hüseyin Vehbi İmamoğlu 93 Harbinden Sonra Balkanlardan Anadolu’ya Göçler ..........................................................................................................139 Mehmet Demirtaş 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Göç Olaylarına Etkileri ve Göçmenlerin Durumu........................................................155 Esra Işık Osmanlı’ya Balkan Göçleri ve Çocuk Göçmenler..................................................................................................................169 Esra Türe Rum Köyünden Göçmen Köyüne: Kaydalapa Örneği............................................................................................................177 Hasan Babacan Temettuat Kayıtlarına Göre Antalya’daki Mora Göçmenleri .................................................................................................195 Libuovi Çimpoeş / Tudora Arnaut Balkanlardan (Besarabya) Bucak Bölgesine İlk Göç ve Yerleşim Hareketi (Ukrayna Gagauzları Bilgileri Üzerine)...........209
2 Aralık 2019 Pazartesi
4 Kasım 2019 Pazartesi
E-Kitap Türk Kızılayı’nın Kurucularından Kırımlı Aziz İdris Bey
Kırımlı Dr. Aziz îdris Bey 1840 yılında İstanbul’da doğdu. Askeri tıbbiyeyi 1865’de bitirdi. Aynı okulda içhastalıkları üzerine çalışmaya başladı. O yıl açılan sivil tıbbiyeye müdür olarak atandı. Burada umumi emraz (genel hastalıklar), tıbbi kimya, hikmeti tabiye (fizik) ve dahili emraz ( içhastalıkları) derslerini okuttu. Cemiyeti Tıbbiyei Osmaniye’nin kuruculuğunu ve başkanlığını yaptı. Tıp öğreniminin Türkçeleşmesinde öncülük yaptı, büyük rol oynadı. Arkadaşlarıyla birlikte çevirdiği P. H. Nysten’in sözlüğünü, Lûgat-ı Tıbbiye adıyla yayınlayarak ün kazandı (1873). Mecmuai Fünun’da tıp kimyası ve genel hastalıklar üzerine halkı bilgilendirici yazılar yazdı.
Aziz Bey Türk Kızılayı’nın da kurucularından ve ilk başkanlarındandır. Uluslararası haç ambleminin ülkemize uymadığını, çünkü Hıristiyanlığı çağrıştırdığından Müslümanlar arasında itici rol oynadığını ifade ederek bu konuda mücadele etti. Şimdiki Türk Kızılayı’nın hilal amblemini beynelmilel çevrelere benimseten Aziz Bey olmuştur.
Kırımlı Aziz Bey yazdığı iki ciltlik Kimya-yı Tıbbi kitabı Türkçe’de bir ilktir, ayrıntılıdır ve giriş bölümü oldukça aydınlatıcıdır. Kitabın hiçbir yerinde Fransızca terim kullanılmamış olup Türkçe bir adlandırma sistemi kurulmuştur. Üstelik kimya sembollerini Osmanlıca harflerden oluşan semboller türeterek yazmıştır. Kırımlı Aziz Bey’in İlm-i Emraz-ı Umumiyye adlı kitabı da ilginçtir. Genel hastalıklar hakkında tafsilatlı bilgiler verilmiştir. Bu kitaplar uzun yıllar tıp okullarında ders kitabı olarak okutulmuştur. Bu kadar olağanüstü ve müthiş çalışmaları Dr. Kırımlı Aziz Bey kısa yaşamına sığdırmıştır. Çünkü onu çok genç ve verimli çağında, daha 38 yaşındayken 1878 yılında akciğer vereminden kaybettik. Gerek bilim hayatımızda gerekse sosyal yardımlaşma alanlarında öncülük yapmış, Türk Kızılayı’nın kuruluşunda büyük rol oynamış, bu çok yönlü kişinin mezarı Edirnekapı’da yeni yollar yapılırken kaybolmuştur. Şimdi Türk Kızılayı Dr. Aziz Bey’in kabrinin bulunduğu yere bir anıt mezar yaptırarak ona olan vefa borcunu ödeyecektir. Bu karar merkez yönetim kurulundan çıkmış olup çalışmalar devam etmektedir. Böyle harika faaliyetlerde bulunan ülkemizin yüzakı, Kızılayı’mızm minnet borçlu olduğu Aziz Bey hakkında maalesef hiç kitap yoktu. Böyle gayretli bir insanı unutulmaya terk edemeyiz. İşte merkez yönetim kurulu üyemiz Prof. Dr. Sefa Saygılı elinizdeki eseri hazırlayarak bu mümtaz ve örnek şahsiyeti özellikle gençlere tanıtmak istemektedir.
Aziz Bey’in ruhu şad olsun..
31 Mayıs 2019 Cuma
10 Mayıs 2019 Cuma
18 Nisan 2019 Perşembe
8 Mart 2019 Cuma
E-Kitap Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı'da Kadın
Buradan indirin..
Arşiv belgeleri, tanzim edildigi zamanın şahididir. Bununla beraber tarih araştırmacıları, kesin yargı için tek başına bu belgelerle yetinmezler; hatırat, kronik ve vakanüvis tarihleri gibi diğer kaynakları da destekleyici unsur olarak değerlendirirler. Aynı zamanda bir araştırma çerçevesinde var olduğu bilinen arşiv belgelerirıe ulaşılmamış ve iyi tetkik edilmemişse neticesinde yapılacak yayının veya verilen hükmün kadük, eksik ve hatta yanlış olacağını da muhatap kitle bilir.
Osmanlı Arşivi, 95 milyona varan belge ve 400 bin civarındaki defter koleksiyonu ile devasa bir kaynaktır. Söz konusu belge ve defterlerin daha iyi şartlarda ve her gün daha fazlasının bilim insanlarının hizmetine sunulması için Genel Müdürlüğümüze bağlı tüm birimler yoğun bir gayret içerisindedirler. Tarihin ve özellikle de Osmanlı tarihinin en iyi şekilde anlaşılması yolunda gerçekleştirilen bunca emek ve gayret için tüm personelime teşekkür ediyorum. Söz konusu emek ve gayret yayın faalliyetlerimizde de kendisini göstermektedir. Hazırlamakta olduğumuz belgesel ve bilimsel nitelikli yayınların hem bilim insanlarımıza hem de tarih meraklılarına hitap edecek tarzda ortaya çıkmasına gayret edilmektedir.
Osmanlı kadının toplumdaki konumu ve sosyal hayattaki yeri öteden beri hep tartışılagelmiştir. Bu alanda yapılan yayınların, söylenen sözlerin ekseriyetle birbiriyle çelişkili ve çoğunda duygusal ve taraflı kanaatlerin ortaya konulduğu da bir gerçektir. Bu hususta da daha sağlıklı bilgilere ulaşmak için Osmanlı Arşivi kayıtlarına dikkat çekmek gerekiyordu. Genel Müdürlüğümüzün Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı bünyesinde hazırlanan «Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı'da. Kadın» adlı işbu çalışma bu amaçla hazırlanmıştır. Elbette ki elinizdeki kitap Osmanlı kadını hakkında hazırlanmış nihai bir çalışma değildir. Osmanlı kadınının toplumdaki konumunu ve yerini ortaya koyabilecek arşivimizde mevcut on binlerce belgeden sadece 154 adedi bu kitap için seçilmiş, transkribe edilmiş ve özetlenmiştir. Söz konusu belgeler içerisinde hüküm niteliği taşıyan Mühimme Defterleri ve Şer'iye Sicili kayıtlarına da yer verilmiştir. Kitapta ayrıca Osmanlı kadınının yaşantısına dair muhtelif kaynaklardan bir hayli minyatür, gravür ve fotoğraf derler mi ve belgelerle bütünleştirilmeye çalışılmıştır.
Doç. Dr. Uğur ÜNAL
13 Mart 2018 Salı
Çanakkale Savaşında Alman Desteği (Makaleler)
Savaş öncesi ve savaş döneminde Alman teknik yardımının Çanakkale savaşının kazanılmasında azımsanmayacak derecede payı vardır. Ayrıca Çanakkale Cephesi için oluşturulan 5 inci Ordu Komutanı’nın bir Alman Mareşal olduğu gözden uzak tutulmalıdır. Kara muharebelerinde savunma taktiği konusunda Genelkurmay kaynaklarındaki aleyhte bazı eleştirilere rağmen, Ordu komutanının kendine ait plan ve tasarrufunun olması gayet doğaldır. Eğer çekince söz konusu olsaydı -herhalde- Osmanlı Genelkurmayı böyle bir uygulamaya baştan engel olurdu.
Özetle Türk-Alman birlikteliği Çanakkale muharebeleri için güzel bir örnek oluşturmuş olmasına rağmen, bu gündemle ilgili -spekülasyonlardan uzak- Türk ve Alman arşivlerinde ortak araştırmalar yapılarak konunun daha da olgunlaşması sağlanmalıdır.
Çanakkale Savaşı Almanlar, Ahmet Esenkaya
Buradan Okuyunuz
Çanakkale Muharebelerine Alman Bakışı ,Ramazan Çalık
Buradan Okuyunuz
Alman Subaylarının Hatıralarına Göre Çanakkale’de Mustafa Kemal , Ergin AYAN
Buradan Okuyunuz
Çanakkale Zaferi Üzerine Alman İddiaları ; İSMET GÖRGÜLÜ
Buradan Okuyunuz
ALMAN KAYNAKLARINA GÖRE ÇANAKKALE SAVAŞI VE ZAFERİ,NECMETTİN ALKAN
18 Mayıs 2017 Perşembe
Kars İli ve Çevresinde Ermeni Mezalimi - M. Fahrettin Kırzıoğlu
1807 -1917 arasındaki 111 yılda 5 Türk - Rus Savaşı'na sahne olan Kars, bu arada 3 Rus işgali (1828, 1855, 1877) ile, 3 korkunç Rus kırgını (1828, 1877, 1915) görmek felaketine uğramış, maddi ve manevi varlığından çok nesneler yitirmiştir. 3 Mart 1878 Yeşilköy Antlaşması ile "savaş tazminatı" yerine Çarlığa bırakılan ve 3 Mart 1918 Brest - Litowsk Antlaşması ile Bolşevik Rusya'dan geri alınan Kars ili, "Büyük - Ermenistan" hayali ile Ruslar'm ortaya çıkartıp şımarttığı Ermeniler'in fesat ve tecavüzleri ile de 1905'ten beri karşı karşıya kalmıştı.
Kasım 1917 başlarında Bolşevik idaresinin Rusya'ya hakim olması ile, geniş bir silahlı teşkilata kavuşup, yüze çıkmaya başlayan Ermeniler, Doğu - Türkiye'deki yerli Türkleri kırarak azaltıp yok etmek suretiyle bir "Ermeni çokluğu kurma" gibi pek kanlı ve vahşi bir siyaset güttüler.
Erzincan'dan Ahılkelek ve Borçalı'ya kadar ki, 1918 Ermeni Mezalimi arasında, Kars'ın başına gelen korkunç ve acıklı felaketler ile, 1919 -1920 arasındaki bu gibi faciaların belgelere dayanan anlatımı, bugün nüshaları resmi kütüphanelerimizde bile bulunmayan ve 1918 -1921 arasında : İstanbul, Erzurum, Batum ile Kars'ta basılmış 7 risaleden Karslılar'ın ve gelecek nesillerimizin öğrenmesi için, bu derleme eseri yayınlıyoruz...
Buradan İndiriniz...
24 Nisan 2017 Pazartesi
E-Kitap Ermeni Tabusu - Yves Ternon
Türkiye kamuoyu Ermeni sorununa ilişkin ancak tek taraflı, resmi bir bilgilendirmeye sahip. 1915 yılında ne oldu sorusuna verilen yanıt ise; "soykırım olmadı" , "karşılıklı çatışmaydı", "savaş hali vardı" , "önce onlar saldırdı" biçiminde yani olayların inkarından çok nitelik ve niceliğini tartışmaktan ibaret.Buradan İndiriniz..
Peki , karşı tarafın tezleri ne? Bu, Türkiye kamuoyunca hiçbir zaman ayrıntılı biçimde öğrenilemedi.(Arka Kapak)
15 Nisan 2017 Cumartesi
E-Kitap - FOSSATİ'NİN AYASOFYA ALBÜMÜ - LONDRA 1852
Ayasofya'nın dış mekanında imparatorluğun her yerinden gelen mermerlerle oluşturulmuş duvarları imparatorluğun gücünü yansıtır. Mermer duvarlardan arta kalan bölümde ise dönemin imparatorlarının, eşlerinin, çocuklarının bulunduğu; altın, gümüş gibi malzemelerden yapılan mozaikler büyük önem taşımaktadır. Mozaiklerin günümüze ulaşmasında şüphesiz en önemli aşama Gaspare Trajano Fossati'nin gerçekleştirdiği restorasyondur.
Sultan Abdülmecid zamanında gerçekleştirilen restorasyonda Fossati, duvarlardaki mermer kaplamaları temizletip cilalatmıştır. Tonozlar ve kemerler arasında çalışmalara Osmanlı'nın boyadığı badanaları yavaş yavaş kazıyarak başlamıştır. Tabakaların ardından eski Bizans mozaikleri çıkmıştır. İlk mozaiğe rastlayan İtalyan mimar Fossati dönemin padişahı Sultan Abdülmecid'i Ayasofya'ya davet ederek fikrini sormuştur. Sultan Abdülmecid'in de kararıyla mozaikler ortaya çıkarılmaya başlanmıştır. Mozaikleri ortaya çıkarırken yapı içine iskeleler kurulup nakışlar yenilenmiş. Dönemin ünlü hattatı Hattat Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin yazdığı İslam aleminin en büyük hat levhaları olarak bilinen 8 adet cami takımı bu çalışmalarda ana payelere asılmış. Ayrıca yapının kubbesine Nur Suresi'nin 35. ayeti bu restorasyonda işlenmiştir. Fossati bu çalışmalarını 1849 yılında tamamlayıp, caminin Ramazan ayında açılmasını sağlamıştır. İtalyan mimar, Ayasofya'nın mozaiklerini belgeleyecek bir fotoğraf albümü çalışması yapmak için Rus çarından yardım istemiş ancak istediği yardımı alamayınca bu çalışmayı bırakmış. Fotoğraf albümüne Ayasofya'nın iç ve dış görünümlerini, yapının çevresini gösteren levhalarla devam etmiş. Albümü Sultan Abdülmecid'e sunmak için Londra'da bastırmıştır.
Bu albüm içinde 25 levha bulunuyor. Albümün ilk sayfasında Sultan Abdülmecid'in yardımını belirten bir başlık sayfası bulunuyor. Albümde dönem Ayasofya'sının farklı duruşları, iç ve dış görünüşleri belge olacak niteliktedir.
Buradan İndiriniz
11 Nisan 2017 Salı
E-Kitap Naim Bey'in Anıları: Aram Andonian
Naim Bey'in Anıları: Sürgünlere ve Ermenilerin Katliamlarına İlişkin Türkiye Resmi Belgeleri (Philadelphia, 1965; revize edilmiş ve genişletilmiş baskı) Aram Andonian tarafından yazılan bu kitap ilk olarak 1919'da Ermenice yayınlandı. İlk İngilizce çeviri (Londra, 1920)dir.
Belgelerin incelemesi daha önce paylaştığımız Ermeni Mitomanyası-Erich Feigl isimli kitabın 102. sayfasinda..
Buradan İndiriniz
8 Nisan 2017 Cumartesi
E-Kitap Ermeni Mitomanyası-Erich Feigl
Kitabın Almanca baskısından sonra, iki önemli tecrübem oldu. Birincisi, Katolik Mekitaristlerle ki burada söylenenle hiçbir ilgileri yoktur — bir toplantı sırasında karşılaştığım Orta Avrupa Ermeni Ortodoks (Gregoryan) Kilisesin de çok üst bir mevkideki bir görevli benim yüzüme
"Nasıl olur da beş para etmez Türkleri, ölmüş Ermenilere karşı kitabında güzelmiş gibi gösterirsin!" dedi. Yanlış anladığını zannedip ne dediğini sorduğumda, daha şiddetli bir şekilde "Evet, beş para etmez Türkler, dedim" dedi.
Ermenilerin tarihe bakışını işte bu cümle sanki özetliyor gibi. Bu bizim için şaşırtıcı olmamakla beraber, gerçekleri yansıtmadığı da kesin.
Bu kitap ve film için ön araştırma yaparken, geniş bir bakış açısıyla kaynak toplamak istediğimden işim pek de kolay olmadı. Bunu yaparken, kendilerine karşı en derin saygılarımı sunduğum insanlarla tanıştım: Örneğin; İstanbul Ermeni Apostolik Patriği Snork Kalutsyan Hazreti ve yine İstanbul'daki Ermeni Hastanesi'nin doktor ve hemşireleri. Bu kimselerin adını burada, öğretim görevlisi entelektüellerden, Ermeni çiftçilere ve onların, Franz Werfel'in meşhur ettiği Musa Dağı'nda yaşayan ailelerine kadar birçok asil Ermeninin yerine zikrettim. Elbette, araştırmalarım sırasında başka birçok kişiyle tanıştım.
Özellikle Ermeni Zoryan Enstitüsü Başkanı Dr. Gerard Libaridian'ı da anmak isterim. Dr. Libaridian ile Cambridge, Massachusetts'deki ofisinde uzun saatler geçirdik ve çok ilginç konuşmalar yaptık. Dr. Libaridian, zeki, hayat dolu, bilgili, becerikli ve kendine güvenen biri. Onunla yaptığımız konuşmaları konu alan bir oyun bile yazılabilir. Bu konuşma sırasında, ev sahibimin en ateşli ifadelerini sürekli not aldım. Birçok defa sözde "Andonian Belgeleri"nden bahsetti. Dr. Libaridian'ın bu belgelerin uydurma olduklarını bildiğini düşünmek makul gözüktüğünden, konuyla ilgili tek bir kelime üzerinde zaman harcamak istemedim. Konuşulacak daha ilginç birçok konu vardı. Ama özellikle, Aram Andonian'ın kitabı ve bu kitabın belgeleri üzerinde durdu. Sonunda,
"Ama Dr. Libaridian, benim gibi siz de biliyorsunuz ki, `Andonian Belgeleri' uydurmadır," demek zorunda kaldım. Dr. Libaridian'un, sitemkâr cümleme verdiği kısa ve net cevabını ve yüzündeki ifadeyi hiç unutmayacağım: " Ee ? "Buradan İndiriniz
1915 Osmanlı-Rus Ermeni Trajedisi- Georges de Maleville
E-Kitap
Ermeni Sorunu
Latin Türkçe Kaynaklar
Osmanlı Dağılma Dönemi
Yakın Dönem Türkiye Tarihi
Tarihçi
Comment
Elinizde tuttuğunuz, gerçeğin ışığıyla, Batı'nın öne sürdüğü savları çürüten bir kitap, bir Fransız Avukatının 1915 Ermeni olaylarıyla ilgili nesnel ve başarılı savunması olmanın ötesinde, Türkiye'yi asılsız savlarla suçlayanlar için hazırlanmış bir iddianemedir. Avukat George de Maleville, Ermeni soykırımı savını belgelerle çürütmekle de kalmıyor, Fransa'nın diktiği "Kin Anıtı"nın" ... Bayağı bir düşüncenin ürünü" olduğunu vurgulayarak tarihe not düşüyor.
Maleville konuyu her aşamada belgelere dayanarak inceliyor. Bilgi ve belge için İstanbul'a geldiği ianlıyoruz. "İstanbul'a giderek tüm kentte oturan Ermeni toplumu ziyaret ettik ve yüzlerindeki ifadeyi inceledik. Hiçbir yerde, Türkler'le sürekli olarak birlikte yaşayan Ermenilerde hiçbir korku duygusuna rastlamadık. Pazar yerlerinde, limanda bulunan lokantada, iki toplum arasındaki bağlılık tamdır ve burada Paris'ten göç etmiş toplumlar arasındakinden çok daha içtenlikli bir sempatiyle sürmektedir. (Arka Kapak)
Türk Aleminin tarihçisi olarak, hiç kuşkusuz ki tarafgirliğimden kuşkulanır ve ben tarihçi olarak, bundan kuşku duymamaya çalışıyor, bundan bağışık olmadığımı belirtmeye cesaret edemiyorum. Ne olursa olsun, tarafgirliğin Türkiye'nin düşmanlarında eksik olmadığını bilecek kadar iyi bir mevkiideyim. Bu yüzden, burada duygulanmı gizteyeceğim. Hiç bir konuda, kendimi ne yargıç, ne de jüri üyesi olarak görmüyorum. Ancak, üstad Maleville'in tutumunun, özgür bir insanın, moda ve akımlara aldırmadan, söylemek istediği şeyi açık bir biçimde ve yü reklilikle söyleyen bir kişinin tutumu olduğunu kuşkusuz söyleyebilirim ve onun düşündüğü şeyin, vicdani hakkı için, gerçek olduğuna inanırdım. Herkesin görüşünü açıklayabilmesi demokratik ülkelerin bir onurudur. İnsanlığın bu onurunu herkes gerçekleştirebilir. Tanrı bile kullarına kendisine hayır deme hakkını vermemiş midir?
Önsözden
Jean " Paul ROUX
CNRS'da Araştırma Müdürü